loading
close
SON DAKİKALAR

Erol Toy’u tanıyamamış olanlar için..

Şükran Soner
Tarih: 16.03.2021
Kaynak: Cumhuriyet

Şükran Soner: Erol Toy ile sadece 12 Mart sürecinden değil, 12 Eylül sürecinden de iki darbe arasına sıkıştırılmış zorlu yaşanmışlıklar da içinde, Nadir Nadi’nin ölümü, Cumhuriyet’in 1990 sonrası iflasa sürüklenişi, Cumhuriyet Vakfı sürecinden de çok fazla zorluğun yaşandığı sıcak dayanışmaların anıları var..

Cumartesi akşamı geç saatlerde ulaşan telefon mesajında, 1968 kuşağının öğrenci liderlerinden, ülkemizin sosyal güvenlik hukukunda en önde bilim insanlarından ortak arkadaşımız Prof. Ali Güzel, “Yiğit, yeri doldurulamaz devrimci arkadaşımız Erol Toy’u kaybettik, başımız sağ olsun..” notunu düşmüş.

Aydınlanmacı, bilge yazarımız, öykü, roman, deneme ve eleştirileriyle ses getirmiş Erol Toy, Türkiye’nin toplumsal, ekonomik ve politik sorunlarını işleyen çok sayıda ürünleriyle, 1950’lerden günümüze, her yaştan insana, kuşaklara ulaşmış kitaplarıyla güçlü katkılarına karşın, günümüz yükselen değerlerinde unutturulmak istenenlerde  başı çekenler içinde..

12 Mart’ın en karanlık, en can yakan günlerinin içinden bir insan kimliği ile Erol Toy’u, tanıyamamış olanlar için sizlerle paylaşmak isterim..

İşkenceler, provokasyonlar, sabotaj ağırlıklı operasyonların ardı arkası kesilmiyor.. Kurtuluş, kuruluş savaşları, Türkiye’nin laik Cumhuriyet kazanımlarının üzerine, 1961 Anayasası, ilgili yasaları ile kazanımların yarattığı toplumsal patlama, gelişmeleri, hele bir öylesine bir bir anımsamaya çalışalım..

Özgürlüklere, düşünceden başlayan, yaşamın her alanına, sendikal haklara uzanan örgütlü toplum yapılanmasındaki gelişmelerin, sağdan iç güçler kadar evrensel emperyal güç ve odakları ürküten kazanımları karşısında, sol gösterip sağ vurulan darbenin en keskin, acımasızlıklarının yaşandığı zamanların dilimlerini. Ülkenin aydınlanmacılarının en geniş kapsamlı toplanmak istendiği 12 Mart’ın simge davalarından birisi olarak bilinen “Madanoğlu davası” kapsamında, pek çok ünlü aydınlanmacı Mamak’ta kışlanın ortasında bir binada tutuklular..

***

Haftada bir ailelerin yapabildikleri zorlu görüşme koşullarında, akraba olmadıkları için içerideki kalabalık devrimci, aydınlanmacı dostlarını hiç göremeyecek iki kişi, birisi Ankara’dan sakıncalı piyade olmuş Uğur Mumcu, diğeri İstanbul’dan gelen devrimci yazar Erol Toy ziyaret kapısının nöbetçileri.. Ellerinde içeridekilere gönderilecek, içi kitap dolu torbalar.. Bir hafta öncesinin ziyaretinde ellere tutuşturulmuş uzun listeler ikili arasında paylaşılmış.. Sadece Doğan Avcıoğlu’nun içeride sıkı bir şekilde “Doğu Anadolu’nun Düzeni” çalışmalarını yürüttüğünü, listesinin boyutunu düşünün. Ali Sirmen, Raif Ertem, Madanoğlu’nun kendisi, siyasetten, sendikalardan, hukukçulardan, bilim insanlarından pek çok aydınlanmacı, cezaevi koşullarında, hepsi de kitap kurdu..

Boşaltılmış yiyecek kapları, kirli eşyalar arasında ellerde kalmış kitap pusulalarını hemen kapar, bir köşeye çekilip aralarında paylaşırlardı. Elbette içeridekilerin başta sağlık, her durumlarına ilişkin birkaç cümlelik içten bilgi alışverişi de yapılırdı. İçimden çok merak etsem de Erol Toy’un İstanbul’dan hangi koşullarda gelebildiğini, kitap maliyetlerini nasıl karşılayabildiğini hiç sorgulayamadım. Hâlâ da hiçbir fikrim yok. Uğur Mumcu, Ankara içinde yaşıyorsa da işini de kaybetmişti. Yaşadıkları zorluklar üzerinden hiçbir sözcük duyamadım. Anılar belleğimde bir tek içeridekilerilerin tek tek adlarını vererek, bizleri sorgulamaları kalmış..

***

Erol Toy ile sadece 12 Mart sürecinden değil, 12 Eylül sürecinden de iki darbe arasına sıkıştırılmış zorlu yaşanmışlıklar da içinde, Nadir Nadi’nin ölümü, Cumhuriyet’in 1990 sonrası iflasa sürüklenişi, Cumhuriyet Vakfı sürecinden de çok fazla zorluğun yaşandığı sıcak dayanışmaların anıları var.. Hele de içeriye alınmalar, işkenceler sonrası yaşanmışlıklar, faili meçhul cinayetlerde yitirilen aydınlanmacıların, suikastların sonrası buluşmaların acılı anları.. Cumhuriyet gazetesinin yaşatılmasında, 12 Mart operasyonu ile paralel ilk Cumhuriyet’e darbe yetmezmiş gibi, okurları ile dayanışmalarıyla da buluşulmuş zorlu yaşam koşulları günlerinden çok fazla yaşanmışlıklardan sahneler.. Erol Toy’un gündemine göre hep olayların odağındaki yeri.. Yaşanılan olayın konusunun uyduğu her yerde, eşi Genevieve de var.. Aile dayanışması, yakınlığının kutsalı kadar kutsal, yaşam dostlukları dendi mi, bu ülkenin çok acılı yaşanmışlıkları dönemlerinde, çok fazla insan için geçerli, bir de Erol Toy’un candan dostluğu “Yiğit, yeri doldurulamaz devrimci duruşu..” var ki.. Bıraktığı kavgası, inancı, kitapları kadar değerli, unutturulamaz.. Hiç eksilmeyen gülüşü ile hiç silinmeyecek.. Işıklar içinde yatsın..

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları