Hak yerine güç savaşları
Şükran Soner: Hiç kuşkum yok gibi. Dünün görüntülü, bizim kamuoyumuzun duyarlılığı bağlantılı çoğu televizyon kanalı haberlerinde önemli verilen, Filistinlilerin zeytin bozumu günlerinde, zeytin ağaçlarının İsrail askeri gücü eliyle uygulanan şiddet operasyonunda sökülmesi haberi üzerinden de ayrıntı yoktur.
Bilmem ayırımına varabildiniz mi? Hangi kanalı izlerseniz izleyin, hangi yazılı gazeteyi alırsanız alın, yazıişlerinin seçimi ile belirlenen sayfa mizanpajları, büyütülmüş ya da yok sayılmış haber ağırlıkları, öne çıkarılan içerik farklılıkları sonrası, haber içerikleri arasında çok çarpıcı boyutlarda benzeşmeler söz konusu.
En çok da aynı gündemli haberlerin kaynak verileri kaçınılmaz benzese de, ortak verilerden çıkarılmış yorum farklılıkları, önceliklerle, söz konusu haberin algılamasından zıt sonuçlar çıkarımı söz konusu. Daha pek çok ayrıntısını öğrenmek istediğiniz haberin içeriğine, bütününe bakmak istediğinizde, öne çıkarılmış algıyı sağlayan başlık ve spotlar sonrasında kısacık bir metinle karşı karşıya kalıyorsunuz. Nedenlerini hiç sorguladınız mı?
Örneğin sabah haberlerinde gündüz gece farklılıklarıyla da doğru orantılı olarak dış dünya odaklı kimi çok ilginizi çekmiş olabilecek, ya da dinlemeye zorlandığınız haberleri, tıpkısının aynısıyla birçok canlı yayından duyabiliyorsunuz. Bugünün koşullarında çocuk beslenmesinde en yaşamsal değerde anne sütünün içinden çocuklara geçen kimyasal artıklara ilişkin araştırma sonucu yüreğinize oturuyor. Araştırmanın kaynağından, ciddiyeti, boyutları üzerinden ayrıntı almak istiyorsunuz. Haberin yer aldığı kaynaklardan özet haberden daha uzun bilgiye ulaşmak istiyorsunuz. Devamı yok.
Birden çok kaynak üzerinden yürüseniz de devamına ulaşamıyorsunuz. Kuşkusuz, uzmanları devamına, araştırmanın kaynağı üzerinden ulaşabileceklerdir. Ama biz ulaşamıyoruz, çünkü bize ulaştırılan haberi ulaştıran çarklar yapay zekâ üzerinden işliyor. Nasıl, neden mi? Çok yalın... Dünya çapında, elbette ülkemizde de çok daha çarpıcı, ürkütücü boyutları ile gücün tek elde toplanmasının vazgeçilemez aracı medyatik güdülenme, iletişimin tekelden geçirilmesi, denetlenmesi olunca... Medyanın haber üretiminde yapay zekâ dediğimiz türden araçların kullanılması dudak uçuklatan bir hızla gazeteciliğin yerine geçmiş bulunuyor.
***
Hiç kuşkum yok gibi. Dünün görüntülü, bizim kamuoyumuzun duyarlılığı bağlantılı çoğu televizyon kanalı haberlerinde önemli verilen, Filistinlilerin zeytin bozumu günlerinde, zeytin ağaçlarının İsrail askeri gücü eliyle uygulanan şiddet operasyonunda sökülmesi haberi üzerinden de ayrıntı yoktur. Masa başı yayında sorumluluk duyan, duyarlı bir gazeteci ancak üzerinde çalışarak daha anlamlı, ayrıntılı bir haber üretebilir.
Çoğunluk haber için de kaynağa yeni bir çabayla ulaşmak çok büyük kadro ve parayı gerekli kıldığından, zaman bunalımında gelen haberle yetinilir. Bir gün önceki İngiltere kraliyet düğününden magazin haberi olarak sunulan, gelinin göğüs güzelliği üzerinden çeviri seslendirmesindeki sözcük benzerliği kazası açıklaması, aslında haberi üreten yapay zekânın ürünü iken, seslendiren yanlış duymuş olarak, üstelik renkli magazin olarak yutturulabilir.
Sonra da giderek artan dozlarda gençliğin sloganlarla konuşuyor olmasından, derinlik olmayan analizlerin toplumsal patlamalarından sadece cehaleti suçlama sonucuyla yetinmeyi seçebiliriz. Toplum olarak giderek, hem de çok hızlı, güce teslim olma, alışma, kaderciliği seçme tablomuzdan ancak yaşamımızdaki trajik sonuçlar ödenen bedeller boyutlarında yakınabiliriz.
Bir insan ömrü içinde demokrasi, örgütlü toplum, hak arama örgütlülüklerimizin nasıl olup da buharlaştıklarını sorgulayamadan, siyasetin en çok muhalefet cephelerini günah keçisi yaptığımızın algılamasında bile olmadan, soyut otoritenin dalkavukları, ikinci adamları, yandaş maşalarından başlayarak, örgütlü güç hak aramadan uzaklaşmış tüm örgütlenmeleri, sınıf sendikacılığı en başta, tüm toplumsal tabana inmesi gereken örgütlenmeleri suçlar dururuz...
Dünün güncel haberinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın en büyük bütçeli örgütlenme tabanının sorumlularının, il müftülerinin katıldıkları toplantıda, “Din istismarı güvenlik sorundur” saptamasını, olumlu bir çıkış olarak bile değerlendirebiliriz. Saray’ın en sadık, güç destekçisi rolünü, sadece FETÖ ile IŞİD karşıtı duruş için dile getirilen söyleme bakarak yok sayabilir miyiz?
Siyasal İslamcılık üzerinden siyaset yapılmasına sınırsız kaynak oluşturan, aslında bal gibi de bir mezhep ağırlıklı, siyasal İslam üzerinden siyasetin yürütülmesinde en etkin güç odağı rolünü atlayabiliriz. Laiklik karşıtı siyasal İslamcılığın, cemaatlerin kucağında, kitlelerin güdülenmesinde Saray erkine sınırsız kaynak oluşturmasını...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları