loading
close
SON DAKİKALAR

Hıfzı Topuz’un yürüdüğü yolların izinden gitmek

Şükran Soner
Tarih: 17.10.2023
Kaynak: Şükran Soner - Cumhuriyet

Şükran Soner; Topuz hocamızın ileri yaşlarına sığdırdığı 60 civarı kitabı içindeki, Osmanlı döneminin direnen, öncülük yapan kadınlarının çabalarını, toplumsal katkılarını anlatan romanlarının güzelliği kadar, toplumsal örnek oluşturma katkıları tartışılabilir mi?

1952 yılında Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın kuruluşunda kurucu üç üye arasında başlatılan çalışmalarda, sağ-sol ayrımı yapmadan dönemin bütün gazeteci çalışanlarını üye yapmak üzere sürdürdükleri uzun soluklu çalışmaların sonucunda, 1958 yılı ekiminde İstanbul Gazeteciler Sendikası’nın kurucu başkanı oluyor. Yaşamının bütünlüğünde gazetecilikten başlayan, ülke ile dünyanın toplumsal sorunlarına, insan haklarından, kültüre dönük örgütlenme çalışmalarında yok yok.

Türkiye’ye son kesin dönüşünden sonra, kuruculuğunu yapmayı seçtiği sonuncu örgütlenme, ülkemizdeki tüm iletişim kurumlarının bilim insanları ile eğitiminden yararlananları kapsayan İLAD, İletişimciler Derneği var. İLAD’ın hocanın çağrısı ile kurucuları arasında yer alan, halen İLAD’ın genel sekreteri Füsun Özbilgen ile Hıfzı Topuz hocamızın “yürüdüğü yolların izinden gitmeyi” Cumhuriyet TV’deki söyleşimizin odağına oturtmayı seçtik. Elbette Cumhuriyet gazetesi çatısı altında da uzun yıllarını vermiş Hıfza Topuz hocanın, Füsun Özbilgen’le önce 90 yıla sığdırılmış, sonrasında 100 yıla uzanan çalışmalarının bütünlüklü özetini yapabilmeyi denedik...

Füsun’un, çalışma arkadaşları ile birlikte hazırladıkları, hocaya yaşarken 90. yaşında verilmiş armağan kitabının içeriği bile tek başına birbirinden değerli insanlığa yönelmiş, anlamlı üretimlerin geçişi gibi olmuş. Füsun’un, coşkuyla paylaştığı hocanın aydınlanmaları yolunda Afrika’da verdiği derslerinden yola çıkmış üniversitenin hocaya verdiği onur ödülü töreninin birbirinden renkli tanıklıkları. Hocanınki ile birlikte havaya kalkmış sol yumruklarla sürdürülen şenlikli, bir o kadar anlamlı paylaşımlar. Günlerle nokta konulamayan sevgi çemberi, kendilerine bir şeyler vermiş insana vefa borcunu unutamayanların insanlık dersleri...

Özbilgen’in, Berin Nadi’nin Cumhuriyet gazetesinin varlığını sürdürebilmesi yolunda kurulmasında direndiği, yaşatılması sorumluluğunda İlhan Selçuk’un olmasını istediği süreçte, Ankara kökenli gazeteciliğinin üzerine, ilk dönemin yazıişleri müdürlüğünü yaptığının da altını çizmek gerek. Berin Nadi başımızda, o dönemin Cumhuriyet gazetesinde kadın çalışanlar sayısında patlama yaşandığını kanıtlayan fotoğraf karesinin içinde, etkin kadın yöneticilerimizin koca bir masanın fotoğraf karesine sığmış olmaları dikkat çekici.

Hemen sonrasında Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde görev üstlenmiş olması, Cumhuriyet gazetesi çatısı altında olmayı sorumluluk olarak üstlenmiş Hıfzı hocamızın, kuruculuğunu yaptığı son örgütü İLAD’ın yönetimine çağırmayı seçmesinde payı olabilir. Sevgili arkadaşım Füsun’un, ağır iş yüküne karşın bu görevlendirmeden çok mutlu olduğunu, “şeytan azapta gerek” deyimine sığan sınırsız koşturmaca görevlerle canlandığını gözlemliyorum. Söyleşi içinde tanıklıklarını paylaşırken Hıfzı Topuz’un kendi neşesi, coşkusu, enerjisi ile çevresindekileri nasıl da kolayca koşturup durduğunu örneklerini, söyleşi boyunca paylaştı durdu...

Topuz hocamızın ileri yaşlarına sığdırdığı 60 civarı kitabı içindeki, Osmanlı döneminin direnen, öncülük yapan kadınlarının çabalarını, toplumsal katkılarını anlatan romanlarının güzelliği kadar, toplumsal örnek oluşturma katkıları tartışılabilir mi?

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları