‘Hiroşima’dan 77 yıl sonra yine Pasifik!’ (6)
Şükran Soner; İlki 6 ağustos 1945 Hiroşima’ya, 2.’si 9 Ağustos Nagasaki’ye atılan bombalarla, 70 bin, 74 bin toplamı 144 bin kişi ölüyor. Hâlâ dünya ortalamalarının üzerinde kanserlerin çıkması cabası, ilk hızlı kanser ölümlerinin toplamı 283 bin.
Amerika’nın, İngiltere, Avrupa’nın sınırları içinde kalan ülkelerin, NATO üyesi olsalar da olmasalar da onaylı, NATO damgalı Kosova, Sırbistan, Bosna sınırları içinde kalan topraklarında, Makedonya sınır kapısındaki yağmur çukuru göçünü vitrine taşıyarak gerçekleştirdiği, bilinmeyen yüksek sayılarda bölge halklarından önce bombardıman, sonrasında kansere yakalanmış olarak yaşanan ölümleri gündeme alan, sorgulayan, ne yazık ki günümüze kadar hiçbir resmi açıklama ile yüzleşemediğimiz dizinin final yazısını, gazetecilikte duayen (Doğan Ağabeyim) Doğan Özgüden’in 9 Ağustos tarihli Artı Gerçek’te yayımlanmış yazısının görselleri, son haftanın gelişmelerini gündeme almış karikatürü, içerik ağırlıklarına ayırmaktan, Cumhuriyet okurları ile de paylaşmaktan onurluyum.
Okurlarımızın özel ilgileri ile yakından izleyenleri, gelişmeleri sorguladığım yazıların başından Hiroşima ile girmek gereğini duyduğumu anımsayabilirler. Elbette dünya savaşının kaderini değiştiren şiddetini düşünmek aklımdan bile geçmemişti. Bombaların şiddet dozları, amaçları üzerinden en küçük bir bağlantının kurulması bile söz konusu olamazdı. Mustafa Kemal’in yolundan yürümek isteyen, dünyanın ilk feminist anayasası ile yola çıkan Afganistan’da Taliban’ı yaratmaya dönük operasyonların amaçlarını çağrıştıran dozda bir sorgulama, kıyaslama söz konusu olabilirdi.
İtiraf etmek zorundayım ki Doğan Özgüden’in “Hiroşima’dan 77 yıl sonra yine Pasifik!” başlığına sadık kalmak zorunda olma günlerine bu kadar hızlı koşacağımızı aklımdan bile geçiremezdim. Hele Ukrayna yangını ile, Pasifik’teki son ürkütücü kavga gündemi günlerinin bu kadar çabuk hızlanacağını, çokkutuplu dünyanın, emperyal güç odaklarının galiba hepsi bir arada, kıyasıya güç savaşlarına girme gereğini duymalarının sonuçlarının, bu kadar hızlı, sert adımlı olacağını öngöremezdim. Başrol oyuncusu Amerika da içinde bu kadar hızlı, birçok tuzağın hepsinin bir arada sahneleneceğini de..
***
Çok çarpıcı karikatürün içeriği öylesine çıplak ayna tutulmuş ki.. Ukrayna yangını tüm hızı ile harlanırken Pasifik’in Amerika tarafından “Benden büyüğünü oynayamazsın” demek üzere, hızla gündeme sokuluverdi. Siyasi erkin giderek kuklalaştırılan, emperyal çıkarlar savaşları sertleştikçe galiba en çok kamuoylarının uyutulması aracı olarak kamuoylarının aptal saptal siyasi lider tartışmaları ile uyutulması tezgâhlarının kurulması, beyinlerimizin içine sokulan ahtapot elin eseri değil de ne ki?
***
Doğan Özgüden’in çocukluk anıları ile başlayan tanıklıklarına kendi sitesinin yanında bizim arşivden bile ulaşabilirsiniz. Doğan Özgüden Kayseri Mumcusun köyünde dokuz yaşında bir çocuk. Bildik tarlalarda ağır işçilik ile, çocukluk oyunları arasında Köy Enstitülü öğretmenlerin eğitim verdikleri bir köy çocuğu. Bombayı, önce henüz Kuran hatmetmemiş sekiz yaşında bir köy çocuğu “Koşun lan koşun Amerika bir bomba patlatmış, bütün Japonya yerle bir” çığlıkları ile kahveye koşarak çığlıkları ile duyuruyor.
İlki 6 ağustos 1945 Hiroşima’ya, 2.’si 9 Ağustos Nagasaki’ye atılan bombalarla, 70 bin, 74 bin toplamı 144 bin kişi ölüyor. Hâlâ dünya ortalamalarının üzerinde kanserlerin çıkması cabası, ilk hızlı kanser ölümlerinin toplamı 283 bin. Ortak yargı Amerika’nın çok güçlü silah teknolojisi ile, Avrupa’da faşizmin yenilgisine karşın, Japonya’yı yıkmış, teslim anlaşmasını yaptırmış olması. Sonrası savaşta hiç gücünü harcamamış Amerikan emperyalizminin tek kutuplu sömürü dünyasının tahtına oturması.
Günümüzde emperyal çıkar savaşlarının çok daha ustalıklı, çok daha kaypak, insanın aklına, beynine el konulmasının teknikleri içinde oynanabiliyor olması. Kimin elinin kimin cebinde olduğunu kavramak çok daha fazla ustalık isterken birbirinden daha kirli diktatörlükler tuzaklarında anlaşılmasının zorlaşması..
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları