İmamın dediğine değil, yaptığına bakacaksınız
Şükran Soner: Devlet okulları için tablomuz bu da özel okullar daha bir hazırlıklı olabilir demek isterdim.
Amerika’nın Taliban’la anlaşmaya varılmış kokusu çıkan çekilme kararını ilan etmesiyle başlayan Afganistan ağırlıklı haberlerin yoğunluğunda yatıp kalkarken geçerliliği günleri unutun, saatler içinde eskide kalan haberlerle yüzleşmekten şaşkına döndük. Odak noktası hâlâ sorumluluğunun Türkiye’ye verileceği ilan edildiğinden bu yana nokta konulamamış Kâbil Havaalanı..
Uçakların iniş kalkışlarında yaşanan trajedi, insanlık dramı olayların görüntüleri, ölenler, yaralananlar derken.. Bizim Milli Savunma Bakanımızın açıklaması ile askerlerimizi çekmekte olduğumuzun duyurusundan bir saat geçmeden, kanlı IŞİD’in üstlendiği, içlerinde çok sayıda Amerikalının da öldüğü, arka arkaya gerçekleştirilen iki patlamayı görüntülü paylaşıp üzerinden uzmanlardan gelen değerlendirmeleri, bundan sonra olabilecekleri ile paylaştık.
Ne yazık ki gerçekten dürüstçe uzmanlıklarını kullananlardan dinlediğimiz önceki uyarıların bir bir, üstelik çok kısacık bir zaman içinde gerçekleşmekte oldukları ile yüzleşir olduk. Afganistan’dan çekilmeye başlanan askerlerimizin güvenlik gerekçeli görüntülerine tanıklık etmesek de Türkiye’ye uçak uçak dönüşlerinin haberleri verilirken Taliban’ın Kâbil Havaalanı’nı kendilerinin kontrol edeceklerini açıklamasından saatler geçmişti bile.
Dün sabah yurtdışına çıkarken basına açıklama yapan Başkan Erdoğan, Taliban’ın havaalanı işletmesini bizim yapmamızı istediğini ancak güvenliğini kendilerinin yapacakları açıklaması karşısında henüz Taliban’la görüşme yapılmadığını, zamana bırakıldığını açıklıyordu. Başkan Erdoğan’ın Afganistan’dan Türkiye’ye sığınanlara ilişkin “300 bin civarında” açıklaması da ilginçti. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na ilişkin “avanesi” sıfatıyla eklediği ilginç eleştirisinde geçen vurgulamalar eşliğinde kullandığı “yalan, iftira” rakamlarının ardından sıraladığı sayılar daha da bir çarpıcıydı..
Bir örnek en az üç-beş gündür sosyal medyada dönüp duran, devletin resmi verileri ile tarihleriyle geçen yıla kadar kayıtlara geçmiş Afgan göçmen sayısı rakamlarında resmi gelenler için sadece 450 bin üzerine geçmiş bir toplam kayıt söz konusuydu. Üstelik gayri resmi gelenlerin sayıları üzerinde verilmiş bilgi de söz konusu değildi. Son yaşananlar üzerinden İran sınırından kaçak geçişler içinde çekilmiş görüntüleri, yol baskınlarında yakalanan kaçaklar haberlerini hele bir gözünüzün önüne getirin. Siz, gerçekler üzerinden ne düşünebilirsiniz ki?
***
Takvimin çok yakınlaşmış olmasına bağlı olarak okullarla ilgili verilen haberler üzerinden siz ne düşünebiliyorsunuz? Bana baştan sona gerçeklerle bağlantısız bir kurmaca gibi geliyor. Kuşkusuz görüntülü kitap, okul ürünleri satışları yapan dükkânlardan verilmiş görüntülü haberler ya da servis fiyatlarına ilişkin kararların irdelendiği tarafların konuştukları söyleşiler kurmaca değil.
Kurmacalık duygusunu, Milli Eğitim Bakanı’nın okullar açılırken görevden alınmasının ardından, eğitime ilişkin tüm kilit bakanlık görevlilerinin atamaları üzerinden haftaya yayılmış gelen kararların haberlerinden almış olmalıyım. Tamam, yardımcı kitap önerilmemesi, para yatırılmaması uyarıları hep yapılıp, hep havada kalır. Ama bu yıl, her birinin boyutları çok daha patlamalı olarak yaşanacağa benziyor. Söz konusu kararları alacak yeni sorumluları daha koltuklarına oturup çalışmaya bile başlamış olamazlar. Aileler, canlarını acıtacak korkusunu biraz daha gecikmeli önümüzdeki aylar içinde yaşayıp duracaklar.
Devlet okulları için tablomuz bu da özel okullar daha bir hazırlıklı olabilir demek isterdim. Ama onlar geçmiş pandemi yılları dönemlerinde yaşadıkları geri dönüşler zorluklarından canları yanmış olarak bu yıl için kararlarını geciktirmeyi seçmişler. Sorduğum aileler sadece açılış günü tarihini bildiklerini, sonrasının açılışın sonuçları üzerinden gelecek kararlara ertelendiğini, özeti henüz hiçbir şeyi bilemediklerini söylemekteler..
Ekonomi, enflasyon üzerinden canınızı sıkmaktan çok küfür sözcüklerine sığınmanızı getirebilecek, bana çok eğlenceli gelen bir haberciği paylaşmakla yetineyim. Hani yabancılar ev satın alarak vatandaşlık hakkı kazanabiliyorlar ya. İşte bu işin uyanıkları, kurdukları şirketlerle onlara birden fazla ev sahibi olarak aynı zamanda vatandaşlık hakkı kazanma yolunu öğretivermişler. Bu sayede birden çok kiraları patlamış evlerini kiralayarak çok ama pek çok para kazanır olmuşlar. Birkaç yıl içinde bizim düşümüzde alamayacağımız evlerin değerinde gelir sahibi olabiliyorlarmış..
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları