‘Manifesto’ya bak tersini oku, iste, yap
Şükran Soner: Kuşkusuz profesyonel gazeteciliğin, bağımsız kriterleri ile sağlıklı değerlendirmeler yapabilme adına, Meclis’in Tek Adam rejimi adına dahi, güçler ayrılığı ilkelerine uyan tek bir çalışmasına tanık olmadığıma yemin edebilirim..
İktidarın 31 Ocak günü gerçekleştirilen, gün boyu canlı yayımlanan yerel seçimlere dönük tüm adaylarının tanıtımları ile birlikte, 11 maddelik “Manifesto” adı konmuş yerel seçimlere ilişkin olmazsa olmaz yapacaklarının sözü, seçim vaatlerinin, gerçekte AKP programları icraatlarıyla üretilmiş, kentleşme yaşamını dayanılmaz boyutlarda katlayan, icraatlarının ürünü olmaları, gerçeklerin sadece bir boyutu. İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya en çarpıcı örnekler, kentlerde yaşamı karabasana çevirmiş betonlaşma, yağma, rant vurgunlarında pek çoğu bakanlıkların da üzerinden, iktidarlarının belirleyici olduğu belediyeler yönetimleri elleriyle yaratılmış, bedelleri, geri dönüşümleri çok ağır kentleşme sorunlarının kendi suçları olması gerçeğini çarpıtarak, kendi iktidarlarının suçlarını muhalefet suçları gibi gösterme ayıbı pişkinlik..
Ancak geçmişte işledikleri suçları üstlenemeyip, kendi kendilerine, kendi icraatlarına muhalefet çıkışları gibi sıralanmış manifesto dedikleri 11 maddelik, yeni yerel seçim kampanyaları ile ilgili namus sözlerinin, Saray, Tek Adam rejimi, Erdoğan liderliğinden, rejimin söz sahibi icraatçıları, bakanları, Saray danışmanlarınca nasıl okunmakta oldukları, icraatlarda kullanıldıkları çok önemli. Cumhur İttifakı üzerinden, ittifakın iki partisi için değil sadece, tüm yerel seçim adayları, her kademeden iki partinin sorumlu yöneticileri tarafından nasıl okunacakları da. Sırada tek tek tanıtılan adayların 11 maddeyi nasıl anlayacakları, mesajlar aldıkları, içlerini nasıl dolduracakları da elbet.
Sıralamanın devamında kamuoyu güdülemesinde başrollerde, yüzde 95 üstü ele geçirilmiş tek sesli güdümlü medyanın, ilk gününden başlayarak, ilk gecesindeki güdüleme tartışmalarıyla hızlandırılan, kraldan çok kralcı üsluplar yarışında içlerini doldurmaları daha bir çelişkiler yumağı..
***
Manifesto’nun yayımlanmasının ilk gününden, “Manifesto’ya bak, tersini oku, iste, yap” yazı başlığımla seçime kadar yaşanacaklar üzerinden öngörü yapmadan, Manifesto’ya konmak zorunda kalınmış, yaşamsal kent sorunları üzerinden, kendi icraatlarının suçları ile yüzleşemeden, kuşkusuz seçmenleri inandırmak, oy istemek adına sıralanmış vaatlere dönük sözlerinin seçimler öncesi, işlenmesi sürdürülen suçlarına bakmak gerekmiyor mu? Manifesto’da çarpıcı, net bir söylemle “İhaleleri açık yapacağız” sözü verilmemiş mi? Referandum öncesini sorgulamaya kalkışmıyorum bile. Dünyanın en ucube parti kimliği önde, partili başkan, Saray, Tek Adam rejiminin, söz konusu referandum metnine göre oluşmuş yeni Meclis dönemindeki icraatlarına bakmayacak mıyız? Saray rejimine acil durumlar için, geçici icraat gücü olarak tanınmış kararnamelerle yürürlüğe sokulmuş icraatların, yine bu rejimin hukuku, güçler ayrılığı ilkeleriyle uyulması zorunlu hükümlerinin nasıl da fiilen yok sayıldıklarına bakmayacak mıyız? AKP-MHP ittifakı bugüne kadar bir tek simgesel gündem üzerinden olsun, muhalefet partilerinin de sözlerinin oylarının geçerli sayıldığı bir Meclis icraatına izin verdiler mi?
Meclis oturumlarını sadece ve sadece, muhalefet partilerin sözcülerinin, milletvekillerinin, her olayın özüne ilişkin gerçeklere dayalı tezlerinin, verilerinin bilgilerine ulaşmaya dönük değil. Cumhur İttifakı, Saray yönetimi icraatçıları bakanların tezlerini, savunmaları, gerekçelendirmelerini de dinlemeye dönük, elimden geldiğince, saatlerce izleme gereğini duyan gazeteciler arasında olduğumla övünebilirim. Kuşkusuz profesyonel gazeteciliğin, bağımsız kriterleri ile sağlıklı değerlendirmeler yapabilme adına, Meclis’in Tek Adam rejimi adına dahi, güçler ayrılığı ilkelerine uyan tek bir çalışmasına tanık olmadığıma yemin edebilirim..
***
Bu rejimin Meclis’inde seçildikten sonra partiler üstü kalması olmazsa olmaz, Meclis Başkanı Binali Yıldırım’ın AKP’den İstanbul Belediyesi başkan adayı olması sonrası yaşanan hukuksuzluk pervasızlıkları, suçları çok tartışıldı. Ne yazık ki hukuka uyum çabası içinde değil, tam tersi, beklenen Meclis gücü ile seçim kampanyasının ters tepmesi sonrası ancak, biçimsel bir geri adım atılmak zorunda kalınıldı..
Meclis bu garabet başkanlık rejiminin hukukuna göre bile, açıldığı günden bu yana çalıştırılmıyor.. İttifak oyları iki partinin kalkan milletvekilleri parmakları sayesinde, bir hemen dönüşü yapılan komik yanlışlık dışında otomatik ortak komisyon görüşleri doğrultusunda kalkıyor.. Güçler ayrılığının meclis ayağı yok hükmünde..
İhalelerin açık yapılacağı sözü verilmiş Manifesto hükmünü öncelikle Cumhur İttifakı’nın reklamı yapılan adayları, oy verecek yandaş seçmenleri nasıl okuyacaklar? Seçimlerin Manifesto’su yayımlanmadan, Cumhurbaşkanı başta, Saray’ın icraatlarına bakılmayacak mı? Ortada kapı gibi 19 Aralık’ta Resmi Gazete’de yayımlanmış belge.. Tank Palet’in yüzde 49 hissesinin Katar ordusuna devredildiği, BMC ortaklığında yönetim adına özelleştirmenin gerçekleştirildiğini ortaya koyuyor. Açık yapılmış ihale hani? Dünyada hangi devlet kendi silah fabrikasını satar?..
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları