Merkez Bankası Saray kararıyla faiz indirince..
Şükran Soner: Sıra sadece son bir yılın, halkın yaşamını en çok karabasana çeviren zam kararlarının üzerinden örneklere geçişi dayatıyor.
Merkez Bankası’nın para politikası uzmanları, iradeleri ile bir iletişimin, ilişkinin olmadığı biline biline; siyasi, Saray’dan gelen, inadına olduğu bilinen bir kararla, doların değeri, dünyada, merkez bankalarının aldıkları, almakta oldukları kararlar ile tersine, benzeri olmayan tek örnek olarak beklenenin de üzerinde 1 puan düşürülünce.. Olanlar oldu..
Canlı yayınlarda bir yandan uzmanların görüşleri alınıyor, diğer yandan dolar, Avro, altın, dahası kripto para.. üzerinde değerlerin grafikli okları gösteriliyor. Hepsinin renkleri yeşil, yukarı doğru yükseliyor.. “Kimin işine yaradı” sorusuna uzmanlardan gelen tek yanıt “Kimsenin işine yaramadı” oluyor. Ağzını açamayanlar susuyor. Faizin bilimsel verilerle yüzde 23’lere çıkması gerektiği gerçeğinin altını çizebilenler de var. Ekonomistlerin nasıl savunabileceklerini sorgulayanlar, kararın desteklenemez oluşunun da altını çizmek gereğini duyuyorlar. “Ekonomik kararlar içinde savunulamaz, ancak ideolojik saplantı uğruna, ekonomik verilerle oynamalar içinde kimi yollara başvurulabileceği”nin altını çiziyorlar..
Fiyatların, pahalılığın önlenemez yükselişi karşısında her şeyin suçunu faizin yükselişine bağlayanların saplantısında, “faiz bir puan düştü” denilebilmesi adına alınmış bir kararla yüz yüze kalındığını belirtiyorlar. Olacakların senaryosu bugünlere kadar yaşananların hızlarına göre daha bir karanlıklaşıyor.. Çekirdek enflasyonun önden yüklemelerle 5-5-5 puanlık çıkışlarla artacağının vurgusunu yapıyorlar. Ekonomiyi faizin yönettiği bir ekonomik yolun gidişinde, en çok tüketiciyi vuracak bir gidiş gündemde. “Keçileri kaçırmayalım da..” dileği ile sözlerini noktalayanlar da oldu.
***
Gündem gereği dünyanın en güçlü ekonomilerinin, faizleri düşük tutan ülkelerin bile günümüz koşullarının gerçekleri, dayatmaları karşısında, faizleri kendi koşulları içinde yükseltme eğilimleri, kararlarından örnekler sıralanıyor. “Herkes Mersine giderken bizim tersine gittiğimizi” gösteren bir gerçeklikle yüz yüze kaldığımız ortaya çıkıyor. Bir ekonomist dayanamayıp bir gün önce açıklanmış bir kararla Çanakkale Köprüsü’nden geçiş ücretlerinin Avro’ya bağlanmış olmasının garabet çelişkisinin altını çiziyor. Faizlerin düşürülmesinin slogandan öte ekonomiye katkısı üzerinden tek bir gerekçenin bulunamayacağını belirtiyor: “Faize karşısın ama siyaset yaparken yaşanan olumsuzlukların tümünün suçunu faiz artışlarına bağlıyorsun. Her şeyin fiyat artışlarının sorumluluğunun faize bağlandığı bir gerçeklik söz konusu ise her şeyin fiyat artışında patlama yaratacak bir faizin düşürülmesi kararını nasıl verebiliyorsun?”
Sıra sadece son bir yılın, halkın yaşamını en çok karabasana çeviren zam kararlarının üzerinden örneklere geçişi dayatıyor. Doğalgaza kış, ısınma sorunu gündeme gelmeden hemen her ay gelen, toplamı çok yüksek zam oranlarını hatırlamaya, üst üste gelen zamlar sonunda ödenemeyen elektrik faturalarında imece, yardım kampanyaları ile gedik kapama gerçek örneklerine, tarım ürünleri maliyet fiyatları patlamaları geliyor. Olacaklara ilişkin karabasan, gerçeğin yüzleri karartan, sözleri bitiren olgusu yorumculara söz kestirirken dinleyenlerin boğazlarını sıkmaya başlıyor..
***
Açıklanan kararın üzerinden yapılan anlık hesaplara dayalı dolaşıma giren açıklama, haberler çok daha fazlası ile can yakıyor.. Bir çırpıda asgari ücrette 8 dolar kaybı yaşanmış oluyor. Beş zeytinin ikisi çalınmış oluyor. 200 TL’nin değeri 109 dolarlık bir düşüşü ortaya çıkarıyor. Bir ekonomist siyasetçi, “oy kaybediyor diye bastığı parayı çöpe atan bir MB yöneticisinin kendisini de tarihin çöplüğüne attığını” anımsatıyor.
Gazetemizin dünkü manşetinden göz tırmalayan bir başka haberde ise önceki güne kadar yaşananların sonucu sadece pandemi sürecinde 225 bin abonenin elektrik ve doğalgazının kesilmiş olduğu gerçeğinin altı çiziliyor. TL’nin Merkez Bankası’nın faiz kararı ile tüm zamanların dip noktasını gördüğü üst manşet bilgisinin altında, inadın bedelini halkın ödemesinin sonuçlarının sözsel karşılığı “İğneden ipliğe her şey zamlanacak..” olarak özetleniyor. TL tüm zamanların dip noktasını görmüş oluyor.. Yutkunma duygumuzu daha fazla köreltmemek uğruna dünün yine iç karartacak yeni sıcak gündemlerine geçmemekte yarar var değil mi?
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları