Mustafa Kemal - Tito’nun kemikleri sızlatılıyor
Şükran Soner: Mustafa Kemal ile Tito’nun kemiklerinin bu yıl her zamankinden daha fazla sızlatılıyor olması elbette rastlantı değil.. Emperyal çıkarların en kirli ittifaklarla insanlık için değil sadece, dünyanın geleceği, tüm canlılar adına en büyük felaketlerinin yaratıldığı bir sürecin batağındayız.
Meclisimizin gündemi ile Belgrad meclisinin gündemleri bağlantılı yaşananlar, sokaklara taşan sorular günübirlik çakışınca, iki ülkenin çok ötesinde, insandan yana yaratılmış ortak değerlere, insandan yana kazanımlara ihanetlerin paydaşlığını görmezlikten gelmenin acı sonuçları, yakın tarihler anıları ile birlikte gözler önünden sinema şeridi gibi geçiverince.. Özlem ve sevgi sözcükleri kullanıla kullanıla, bu iki simge liderin, aynı ortak paydalı ihanetlerin aracı olarak kullanılmaları karşısında, kemiklerinin nasıl da bu kadar kolay sızlatılabildiğine tanıklık ediyoruz..
Belgrad’da virüs karşısında ağır yenilgiye düşmüş iktidar yeniden sokağa çıkma yasağı kararı alınca, sokağa çıkan en sağdan en ırkçı-dinci sentezli eylemciler, yaralar biraz deşilince özelinde en çaresiz kalmış en hızlı yoksullaşmış işsiz güçsüzler, denetlenemeyen şiddet eylemleri ile parlamentoyu basmışlar.. Amerikan emperyalizminin sermayesi adına en güçlü işveren örgütlenmelerinin Soros’un şemsiyesinde Belgrad ile Prag’da, “kırmızı, turuncu karanfil darbeleri ile demokrasiyi getirme adına” meydanları doldurmalarından çok mu yıl geçti?
Bizde, eski Sovyet toprakları içinde kalan Türkiler, Müslümanlara dönük Gülen cemaati öncülüğünde operasyonların kullanılmasında, Batı gazetecilik ve sendikacılık hareketlerinin organizatör olarak kullanılmaya başlanmasından çok gerilerde değildi..
***
Ne raslantı ama? Bizde Irak, Afganistan işgalleri üzerinden, Milli Görüş hareketinin içinden kopanlarla, Gülen cemaati ortaklık iktidar ittifakları ile de çakışmıştı. Birazcık daha gerilere düşersek, Tito’nun yaşlanmış, hâlâ ülkesinin lideri olarak Yuygoslavya’nın parçalanmaması için son çırpınışları dönemlerine, Ecevit’in 1977’de kısa süreli kalan güçlü iktidara geliş günlerine geçiş yapabiliriz. Özyönetime de sempatili ilk dış gezisini Yugoslavya, Tito görüşmesine dönük yapmıştı. Tito, bir umut Balkanlar’ı kanlı ırk soslu dinler üzerinden savaşlara sürüklenmekten, parçalanmaktan, kan akıtmadan kurtarma umudunda, Ecevit’e, sırt sırta vererek ittifak yapmayı öneriyor..
İçtenlikle İslam dünyasına hem de şeriatçı, Sünni yönetimler ağırlıklı, Nasır, simge Üçüncü Dünya liderliği anıları, tanıklıklarını paylaşıyor. Aykırı dünya, ırk, dinler ağırlıklı Tito liderliğinde Yugoslavya’nın baş tacı yapılması anıları, deneyimlerini anlatıyor. O tarihlerde laik Türkiye Cumhuriyeti ittifak içine katılabilse, iki kutuplu dünyanın soğuk savaşları, çatışmalarının insanlık, uygarlık adına atlatılmış olabileceğinin öneminin, değerinin altını çiziyor. Balkanlar’ın kanlı ırkçı, dinci parçalanmadan kuratılabilmesi için sırt sırta verebilmeyi öneriyor. Tek kutuplu emperyal dünyaya geçiş sürecinde, AB, Amerika’nın peşinde engelleniyor. Balkanlar’da bilinen çok kanlı parçalanma yaşanıyor..
Şimdi bizim Meclis’te, siyasi temsilde belki de en adil Meclis dağılımı tablosunda, demokrasiden en kopuk, tekadam rejimi üzerinden Meclis’in bir günlüğüne olsun bağımsız yargı gücünü kullanabildiği tek bir anın yaşanamamış olunması günlerindeyiz. Başkanlık rejimlerinin, demokratiklik işleyişlerini sorgulamayı unutun, olmazsa olmaz ilkesi yasamanın başkanlık yönetimi karşısında güçlü işletilebilmesi, dünyada bir örneği olmayan, siyasi parti başkanlığı kimliği de verilmiş, partili başkanlık rejimi koşullarında tıkır tıkır işletilebilen, baskın, günübirlik komisyonlara, Meclis’e taşınan metinler dayatmasında, tekadam rejimi olarak yürütülüyor.
Son acıklı örneği de birkaç gün içinde Meclis’ten geçirilmek istenen birden fazla yasa, bağımsız yargının toptan yok edilmesi amaçlı, çoklu baro dayatması kavgası en önde.. Saray iktidarı, tekadam rejiminin de en çok zarar görebileceği bir tablonun ortaya çıkmakta olduğu kaygıları alıp başını gitmiş.. Kara mizah örnekler; milletvekillerinin en çok da millet cephesinden söz alanların gündeme göre aldıkları sözlerde, güncel yıldönümleri ile bağlantılı olarak Bosna katilamının yıldönümünü anan, Miloseviç üzerinden Sırp katliamını kınayan söylevleri. Kimselerin yadsıyacak hali yok. İşin garabeti, virüs salgınında çok çaresiz Belgrad iktidarı için de kurtarıcılık rolü bekleniyor..
Bizim Kosova dernekleri, bugünün Avro değerinden hesaplamışlar, açlıkla, çaresizlikle yüz yüze Kosovalı akrabaları için Sırbistan’dan en ucuz kurbanlık alınacak et için fiyat belirlemişler. Bizdeki kriz bağlantılı en çalışkan göçmen küçük esnaftan bile bu parayı bulabilecek çok az insan kalmıştır. Bizim İktidar dünyanın hangi bölgesindeki en çaresiz, en aç Müslüman kardeşlerine yardıma yetişebilecek?
Mustafa Kemal ile Tito’nun kemiklerinin bu yıl her zamankinden daha fazla sızlatılıyor olması elbette rastlantı değil.. Emperyal çıkarların en kirli ittifaklarla insanlık için değil sadece, dünyanın geleceği, tüm canlılar adına en büyük felaketlerinin yaratıldığı bir sürecin batağındayız.. İnsan odaklı çözümleri üretmede, emperyal çıkarlara karşı savaşımda aynı tarih süreçlerinde öne çıkmış bu iki büyük liderden başka kemikleri sızlayacak lider aranıyor, ama bulunamıyor..
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları