Saltanat sürüyor, yaşamlar gidiyor
Şükran Soner; Haklarını aramak için ağır bedel ödemiş işçiler, sonuçta ellerine elma şekeri tutuşturulmuş, aldatılmak istenen çocuklar gibi kandırılmaya çalışıldılar. En zorlu hava koşullarında, yeniden aynı yollardan gitmek, haklarını aramak zorundalar.
Gazetemizin dünkü manşetinde yer verilen çocuk ölümlerine ilişkin 2024 yılı raporunun sonuçları ürkütücü. İktidarın çocuk bakımı, gelişimi sorumluluğunu aileye bırakması ideolojisinin doğal sonucu. Demokrasinin şimdilerde işleyişi çok eleştiriliyor olsa da çocuklara ilişkin sorumluluklar devletlerin yükümlülüğünde. Bizim ülkemizde yaşanan örnekleriyle çok iyi bilindiği üzere, yurtdışında yaşayan ailelerimiz söz konusu sorumluluklarını yerine getirmede eksiklik yaptıklarında, tüm liberal ülkelerde de geçerli olarak, ilgili ülke devletinin doğrudan zarar gören çocuğu koruması gündeme gelir.
Bilinmeyenleri, kayıtlara geçmeyenleri ile çocuklarımız aleyhine yaşanmışlıklar tablosunun çok daha ağır olduğunu öngörebilirsiniz. Geçen yılın raporunda kayıtlara girmiş olanlara göre yoksulluk, çaresizlik gerekçeli doğrudan üretimde çalıştırılmış çocuklarımızın 78’i iş cinayetlerinin kurbanı olmuşlar. En yüksek sayı, vurdumduymazlığın, ihmallerin sonucu kayıtlara 472 çocuk olarak geçmiş ölümlerde. Sonra sıraya şiddet kurbanı 56 çocuğun ölmüş olması girmiş. Arkasından yine ürkütücü veri olarak 53 çocuğun intihar ettiğinin kaydı geliyor.
Bireysel silahlanma nedeniyle ölenlerin kayıtlara girmiş olanları olarak 21. günlük basına yansımış haberlere bakarsak çok daha yüksek sayılarda oldukları tartışılamaz. Kadın cinayetlerine sessiz kalınması haberlerine gelince günlük verilenlerin sayısı hiç düşmediği gibi kadın cinayetlerinin toplamı üzerinden her ay yinelenen verilerde soluksuz artışlar yaşanıyor.
***
Büyük depremlerin yıldönümü üzerinden tanıklık ettiklerimize gelince... Olayların sıcağında verilmiş sözlerin nasıl havada kaldığının çarpıcı örnekleriyle yüzleşip duruyoruz. Yaraların hızla sarılmasına ilişkin sıcağı sıcağına verilmiş sözler sonrası, yıldönümünde gerçeklerle yüzleşmek can acıtıcı. Seçimler öncesi umut yaratma ile gerçekleştirilenler arasındaki derin uçurumun, can yakıcı haberlerine nokta konabileceğinin umudu ufukta gözükmüyor.
Geçtiğimiz bu bir yılın içinde bile, yağma vurgun düzenlerinin önünün açılabilmesi yolunda öylesine ağır haksızlık, hukuksuzluklarla yüz yüze kaldık ki... Bu saatten sonra istense bile olumlu işlere ayrılabilecek kaynak ufukta görünmüyor. Saltanat düzeninin kaynakları, kurulu çıkar ağları düzeninde, yine vazgeçilemez dayatmalar içinde aynı yollarda harcanacağına göre göreceli hayırlı işlere kaynak bulunamıyor. Her yeni gün karşımıza çıkan yeni bir yağma, vurgun işlerinin sonuçları karşısında, verilmiş olumlu sözlerden çark etmek kaçınılmaz yaşanıyor.
En son haberler arasında, madencilerin aldıkları sözlerle direnişlerinden vazgeçmelerinden kaç gün geçmişti ki? Boşa düşünce, haklarını aramak için daha önce yollara dökülmüş, umutla geri dönmüş işçiler, yeniden direnişleri için yollardalar. Haklarını aramak için ağır bedel ödemiş işçiler, sonuçta ellerine elma şekeri tutuşturulmuş, aldatılmak istenen çocuklar gibi kandırılmaya çalışıldılar. En zorlu hava koşullarında, yeniden aynı yollardan gitmek, haklarını aramak zorundalar.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları