Saray’ın hukuksuz dayatmalarının dayanılmaz hafifliği
Şükran Soner: Gazetecilerin haberci, yazarlar olarak TGS çatısı altında örgütlü olmalarının işe yaramadığı gerçeği ile yüzleştiğimiz günlerdi. Yazılı basının matbaacılık, yayıncılık işkolu ile birleşmek zorunda olduğumuz gerçeğini görmüştük.
Siz bu yazıyı okuyana kadar YSK İstanbul seçimlerine ilişkin göreceli hakka hukuka uygun olumlu kararını vermiş olsa dahi, Saray adına hukuksuz dayatmaların hafifliği dozunda, ülkemizde gelinen noktalara ilişkin gerçekler öyle yenilip yutulacak gibi değil..
Mayısın ilk haftasına sıkışmış gündem yoğunluğunda kaçınılmaz kimi yaşamsal değerdeki vurgulamaları gecikmeli yapmak zorunda kaldığımız için okurlara özür borçluyuz. Öncelikle basın özgürlüğü gündemlilerinde kimi kamuoyuna yansıtılmasında eksiklik yaşananlara dönük geri dönüşler yapmak gazetecilik ve sendikacılık görev, sorumluluk alanları kapsamında olarak etik sorumluluk ve zorunluluk..
Türkiye Gazeteciler Sendikası şemsiyesi altında, gazetecilik alanında örgütlü meslek örgütlerimizin tümünü içine alan, AB tarafından desteklenen proje, onlar için ne kadarı ile sağlıklı bir dayanışma örneği ise, ülkemizde basın özgürlüğünün acıklı tablosunun sergilenmesi babında bir o kadar ayıplı tablonun varlığının sergilenmesini içeriyor..
Ülkemiz gazetecileri, cılız sesler, daha doğrusu çok ağır bir güdümlü medya sansüründe kitlelere ulaşamasa da, en sinsileri birinci ve ikinci Silivri sivil darbe hukuku süreçleri içinde yaşanan basın özgürlüğüne dönük ağır hak-hukuk ihlalerinde seslerini duyurmak üzere sayısız eylemler yaptılar.. FIJ başta uluslararası basın özgürlüğü, sendikal örgütlülüklerinin bir ayaklarının hep Türkiye’de olması, bizim ayıplı hallerimizin aynası..
Kilit görevlerden ve kitlesel ölçeklerde gazetecilerin işten atılmaları, işsiz kalmaları ve dünya ölçeğinde en ağır düşünce özgürlüğü uzun tutukluluklarına konu olan yargısız ön infazlar ile, yargılı gibi izlenimi yaratılmış düşünce suçuna dönük mahkûmiyet kararları nedeniyle, bu yıla dönük uluslararası basın özgürlüğü tablomuza ilişkin raporların içerikleriyle, utanç verici rakamlarıyla yine yüzleştik..
***
“Güçlü gazeteci, özgür medya”, “Basın öne eğilmesin”.. sloganlarıyla “Basın özgürlüğü için örgütlü gazeteciler ve güçlü dayanışma projesi” akademi binasının açılışı, Türkiye’nin ayıplı basın özgürlüğü tablosunun raporları ile birlikte, 2 Mayıs akşamı yapıldı. En sıradan vatandaşın anlayacağı bir dille özetlersek; işsiz kalan ancak basın özgürlüğünü savunmada elinden geleni yapma niyetindeki gazeteciler için, yüzde doksan beş üstü ele geçirilmiş, Saray’a güdümlü gazetecilik gerçeğine karşı, günümüz teknolojisinden yararlanarak sosyal medya araçlarını kullanabilecekleri bir merkez açıldı. Gereksinim olan teknolojik donanımlı, uzman eğitimciler destekli binada isteyen gazeteciler, istedikleri kadar kalabilecek, çalışabilecekler. Çağımızın ileri teknolojileri sayesinde giderek alternatif güç oluşturan sosyal medyayı istedikleri kadar sürelerle özgür çalışmalarını yaparak kullanabilecekler. Ülkemiz kamuoyunun gerçekleri öğrenebilmelerinde toplumsal sorumluluklarının gereğini yapabilecekler..
***
Ziya Sonay’ın anısına..
TGS şemsiyesinde, ülkemizin gazetecilik örgütlenmelerinin tümünü içine alma amaçlı bu özünde ülkemizdeki basın özgürlüğünün ağır katledilişinin zincirlerini kırmada nahif dayanışma çabasına dönük açılışa sağlık sorunları nedeniyle katılamıyacak eski başkanlarımızdan Ziya Sonay’a, anısına saygıyla, çok anlamlı bir paylaşımla nokta koymak isterim..
12 Mart’ın kuşkusuz öncelikle basın özgürlüğünü hedef almış ağır operasyonları sürecinde, FIJ yine yanımızdaydı. Cumhuriyet gazetesine dönük aile içi vârisler kullanılarak tasviye operasyonu yapılmıştı. Nadir Nadi yazarlarını koruyamayınca yönetimden istifa etmişti. İlhan Selçuk, Turhan Selçuk işkence görmüşler, yargılanmışlardı. Madanoğlu davası kapsamında çok yüksek sayılarla gazeteci, aydın tutuklu yargılanıyorlardı.
Gazetecilerin haberci, yazarlar olarak TGS çatısı altında örgütlü olmalarının işe yaramadığı gerçeği ile yüzleştiğimiz günlerdi. Yazılı basının matbaacılık, yayıncılık işkolu ile birleşmek zorunda olduğumuz gerçeğini görmüştük. Ziya Sonay dönemin Banknot, Binbirdirek, Tifdruk gibi dev matbaaları yanında gazetelerin matbaalarında çalışan işçilerin de güçlü birlikte olmaları yolunda anlamlı katkı için, basının teknik çalışanlarını kucaklayan Sendika’nın başkanı olarak bize gönüllü katılımı gerçekleştiren Başkanı olarak TGS kongresinde alkışlanıyordu.
Sonrasında TGS uzun yıllar basın özgürlüğü alanında çok anlamlı örgütlülüğü, gücü, dayanışmayı sağlayan birlikteliğin ürünü olarak basın özgürlüğüne gerçek anlamı ile katkılarda bulundu..
Kapı gibi arkamızda güçlü matbaacılık, teknik çalışanları ile birlikte Ziya Sonay, amatör ünlü gazeteci başkanlar yanında, ilk kez tek teknik kökenli seçilmiş sendika başkanlığı da içinde, soluksuz görev yaptı. Katılamadığı binanın açılış töreninden iki saat kadar önce, yaşama gözlerini yumdu. Sendikamızın en parlak, güçlü dönemlerindeki katkılarına sonsuz teşekkürlerimizle birlikte ışıklar içinde yatsın..
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları