loading
close
SON DAKİKALAR

Tehdit, şantaj, yalan, komploda.. patlama

Şükran Soner
Tarih: 22.06.2019
Kaynak: Cumhuriyet

Şükran Soner: Galiba en çok da, siyasal kimlikleriyle ortak değerlerde buluşamayacak azınlık seçmenlerin haklarının, güvenliklerinin, mağdur olmamalarının kollanmasının daha da çok anlam kazandığı koşullar içindeyiz.

Yasadışı kamu gücü, kaynaklarının sınırtanımazlığında, seçim taktiklerinde U dönüşler de işe yaramayınca, son hafta Saray’ın sahaya inme ataklarında, tehdit, şantaj, yalan, komplolarda.. patlama yaşandı.. Her koşulda sonuna kadar savunma yapmakla yükümlü yandaş araştırma şirketleri, medya temsilcileri, günler, bazen saatler sonrası çıktıkları canlı yayınlarda tersine tezleri savunmak zorunda kalmanın, saçmalamadan polemik yapabilmenin zorlanmasında, giderek daha çarpıcı çelişkilerle kendilerini aralarında tartışır konumlarda buluyorlar..
İstanbul Belediye Başkanlığı’nın İmamoğlu’na verilmeyeceği tehditlerinin gerekçelendirilmelerindeki trajikomik, çelişkili boyutların, hedef alınmış oy alınması istenen seçmenlerde de beklentilerin tersine sonuçlara, kafa karmaşasına yol açacağı itirafları da giderek daha sık yandaşlar ağızlarından seslendirilmiş oluyor.
Siyasal İslamcı değerler üzerinden dozu tırmandırılmış seçim kampanyalarında gelinen noktada, içerden ortak korodan yükselen çatlak seslerde belirleyici üslupta hâlâ tam sadakat ağır bassa da.. Diplerde, tabanda yaşanan dalgaların, soruların, önü alınamaz çelişkileri, sorunlar yumağının ağırlığı karşısında, seçim sonrası hızla gündeme sokulacak, barışçı çözümlerin altı kalın kalın çiziliyor. Artık balkon konuşmaları ile durumun değişebileceği inancı da kalmadığından, 2002’li yılların özlemini çağrıştıracak politikalara dönüşler dillendiriliyor.
Bir adım ileri bir savunmayla, seçim öncesinin ağır tehdit, şantajlarının uygulanmaya kalkışılmayacağının bir tür sözü verilmeye çalışılıyor. Aksine, Saray’ın tehdit, şantaj ağırlıklı sertleşen söylemlerinin seçim öncesi kendi seçmenini uyarmaya yönelik olduğu, seçim sonrası icraatlarına ise, acil çözüm bekleyen sorunların ağırlığının, ülke gerçeklerinin izin vermeyeceği, güvence olarak sıralanıyor..

Oyunun bilinci, sorumluluğunda ülke ölçeğinde en duyarlı seçmenler arasında başı çeken Cumhuriyet okurlarına son günlerin sıcak gündemi, değerlendirmeleri üzerinde yeni aktarımlar yapmanın, farklı bilinmeyen bir şeyleri paylaşma iddiasında olmanın çok da bir anlamı yok. Olsa olsa millet cephesinin ittifakının oluşabilmesi, hak-hukuk-demokrasi cephesinin seçim kazanabilecek ölçeklerde büyütülmesi uğruna, bugünün dünyanın en antidemokratik, ucube başkanlık rejimi koşullarındaki zorunluluklardan kaynaklanmış kaygılardan söz edilebilir..

Aydınlanmacı her bireyin kendi dünyası ölçeklerinde vazgeçmek zorunda kaldığı değerlerden, ödünlerin iç huzursuzluklarından, kaygılarından, örnekler verilebilir.. Yaşanan deneyimlerden çıkarılmış derslerle, en çok da sınırsız hak-hukuk-adaletdemokratik değerler, var olan yasaların ayaklar altına alınmasında izansız, Saray, tekadam rejimi üzerinden kurulabilecek yeni seçim tuzakları karşısında, alınacak önlemler üzerinden çalışmalar, duyarlılıklarda özen gösterilebilir.
Oyunu kullanma bilinci, sorumluluğu üzerinden çok başarılı yol alındığının gözlemleri çok güçlü. Bu nedenle de karşı propaganda da millet cephesi seçmenlerini sandıktan uzaklaştırmak, soğutmak, oy kullandırmamak çabalarının, her türden yalan, tuzakların, hilelerin, son dakika oyunlarının çok da bir işe yarayabileceğini düşünemiyorum. Yine de millet cephesi seçmeninin, oyunlar ve tuzaklar üzerinden kaygılarının ortadan kalkmadığını, öngörülememiş yeni yöntemler, provokasyonlardan, bir yolunun bulunacağı, korkuların ortadan kalkmadığı, kimileri paranoya boyutundaki senaryolardan okunabiliyor.
Özetle seçime katılma sorumluluğu, bilincinin yetmeyeceği, herkesin ötesinde çaba, duyarlılık içinde görev yapma sorumluluğu kaçınılmaz değerde.. Galiba en çok da, siyasal kimlikleriyle ortak değerlerde buluşamayacak azınlık seçmenlerin haklarının, güvenliklerinin, mağdur olmamalarının kollanmasının daha da çok anlam kazandığı koşullar içindeyiz. Çok fantazi bir örnekle, cumhur cephesi adına oy için taşınacak, baskı altında tutulacak seçmenlerin, sandık başında kendi vicdanları ile baş başa kalabilirlerse eğer özgür olabilmelerinin kollanması da, en çok bunun değerinin bilincinde olanların sorumluluğunda..
Her şey çok güzel olacak..

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları