loading
close
SON DAKİKALAR

Yandaşa bol çıkar, eleştirene ceza..

Şükran Soner
Tarih: 07.08.2021
Kaynak: Şükran Soner- Cumhuriyet

Şükran Soner: Çok sık yaşanır boyutlarda televizyon yayınlarına baskınlar, şiddet eylemleri sahneleniveriliyor.

Gündemi, zamanı, tarafı hiç fark etmiyor. Şaşmaz kural olarak sonuna kadar işletiliyor.. Dünün en can yakıcı gündemleri, haberleri içinde de şiddet, pervasızlık boyutları, acı şakası boyutu bir yana, enflasyon artışlarının hiç fren tutmaması gibi katsayıları yükseltilmiş olarak değişen bir tablo yaşanmadı..

Başkan Erdoğan, yangınların 9. gününde, dün saat 15.00 sıralarında medyadan canlı yayımlanan açıklamasında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu “yangınların söndürülmesinde kendilerine yardım etmek yerine, yangınlara körükle gitmekle” suçluyordu. Şaşmaz yansıması olarak yandaşlıkta ustaların ustası katlarında, doğal olarak ailece servetleri yıllar içinde hızla katlanan bir marka isim, sabah katıldığı bir televizyon yayınında, cansiperane yeni geldiği yabancı ülkelerde, Amerika, Kanada, Avustralya’da yaşanan orman yangınlarının metrekareleriyle zarar boyutları yanında, bizim yaşamakta olduklarımızın çok küçük kaldığında diretebilme hakkını kendinde görüyordu.

Bilimsel gerçeklikler içinde, söz konusu yangın alanlarının müdahale edilemez yerler ve büyüklüklerinin anımsatılarak bizdekilerle kıyaslanmaya kalkışılmasının haksızlığına isyan eden gazeteci arkadaşımızı eleştirinin ötesinde, suçlama taktikleriyle susturmaya çalışıyordu. Şapkadan kuş çıkarabilen sihirbaz tavırlarıyla yaşadığımız yangınların söndürülmesinde işlerin yolunda, tıkırında olduğuna toplumun inandırılması görevinin hakkını vermeye çırpınıyordu. Yangın yerlerinde herkesin tanıklık ettikleri gerçeklerin tersyüz edilebilmesi sizce olası mı? İnsanların gözlerinin hâlâ kör edilebilmesi söz konusu olabilir mi?

Yoksa bu ateşli çırpınışlar sadece ve sadece yandaşlara sağlanan bol çıkarların tükenebileceği kaygısından mı? Kimilerinin kaygı ve korkuları yeni boyutlar kazanmış olarak yeni şiddet yöntemlerine de dönüşüveriyor.

***

Bilemiyorum ama bu yakıcı gündem yoğunluğunda, gazetecilik meslek örgütlerimizin, gazetecilik hakları üzerinden savunmalarının haber değeri yokmuş gibi davranılıyor. Sadece ve sadece haber alma ve verme haklarını kullanabilmek üzere, olayları yakından izleyen ­kameralarını kullanmaya çaba gösteren gazeteci arkadaşlarımızın başlarına her gün bir başka bela geliveriyor..

Örneğin İçişleri Bakanlığı, yaşanan olaylar içinde sadece ve sadece kameraları ile fotoğraf çekmeye kalkışan arkadaşlarımızı sık sık tutuklar oldu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin zorunlu gazetecilik meslek görev adına, haksız yere polis gücü eliyle şiddete hedef olan ya da gözaltına alınan bir gazeteci arkadaşımızın haber alma ve verme haklarını savunmak üzere, yeni bir açıklama yapmak zorunda kalmadıkları gün yok gibi..

Sadece ve sadece kadınların giderek artan dozlarda erkek şiddetine kurban edilmelerine seyirci kalınan olaylardaki patlamalar karşısında, kadın haklarının savunulmasından vazgeçmeyen kadınlarımızın polis şiddetine hedef oldukları sahnelerin fotoğraf karelerini çeken gazeteci arkadaşımızın tutuklanmasına susulacak değil ya? Ne yazık ki haber değeri bile olamıyor. Derken yandaşlık çıkarlarından paylarının tükeneceği korkusu ile öfkeye kapılmış olanların eylem türleri sahneye giriveriyor. Örneğin sık sık beğenilmeyen televizyon programlarının yapanlar ya da konuşanlar için bire bir cezalandırma eylemleri, provokasyonları ile suç içinde suçlar işleniyor..

Çok sık yaşanır boyutlarda televizyon yayınlarına baskınlar, şiddet eylemleri sahneleniveriliyor. Sokaklarda görüşlerine beğenilmeyen gazeteci arkadaşlarımıza doğrudan şiddet uygulaması sahneleri yaşanıyor. Her nasıl oluyorsa kent meydanlarının ortasındaki televizyon kanallarının önünde gerçekleştirilen bu suçların kuşkusuz kameralardan kaçırabilmesi olanaksız eylem görüntüleri, sorumlu polis görevlilerinin ellerine ulaşamamış oluyor. Suç eylemlerinin sahipleri cezalandırılmayacaklarının güvencesi ya da şımarıklığında, suçlarının şiddetinde tırmanışlara geçiveriyorlar.

Kameralı sokakların orta yerlerinde, suçlar üstüne suçlar işleniveriyor. Çok azının çok göze sokulabilmişse lütfedilip işlemleri, cezası yapılmış gibi bir adım atılıyorsa da arkası geleni örneklemek hâlâ olanaksız. Ana caddelerde şiddet, suç üstüne suç kol geziyor.. En çok renkli görüntüleri varsa haberler arasında o yönleri ile yani şiddet boyutlarının tırmanış örnekleri arasında öne çıkıveriyorlar.. İmamın yanına kaldıkça, bildiğini okuması hâlâ sürüyor..

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları