loading
close
SON DAKİKALAR

Kadınlar, işçiler, emekliler, doktorlar hakları için sokakta

Şükran Soner
Tarih: 11.03.2025
Kaynak: Şükran Soner - Cumhuriyet

Şükran Soner; Halkımız daha da çaresizliğin içine gömülüyor. Bu düzen böyle gidemez, gidemediği için de haklarını aramak için küçüklü, büyüklü örgütlenme, kendiliğinden tepkilerle herkes sokağa çıkıyor.

Suskunluk sonsuza kadar değil. Kadınlar bu yılın 8 Mart’ında yeniden canlanmakta olduklarının hareketliliği içindeydiler. Aynı günde iki ayrı kentte ya da uluslararası bir kadın etkinliğine katılışımızın anıları canlanıverdi. Kadınlar örgütlü hak aramak üzere yola çıktıklarında, siyasileri ürkseler bile bir şeyler yapmaya zorlayabiliyorlar. Gerek ulusal gerekse uluslararası ölçekte işbirliklerimizle ne kadar anlamlı kazanımlarımız olmuştu. 

Farklı kültürler, sosyoekonomik koşulları zorlayarak Cumhuriyet dönemi kazanımlarımızı çağrıştıran yollarda adım adım yükselişlerle onurlanır olmuştuk. 2000’ler sonrasının ilk dönem kayıplarını tam algılayamadan, İstanbul Sözleşmesi anlamlı bir adım, aidiyet ayrımı yapmadan kadın buluşmaları içinde yürüyüşümüzün geriye çekilemiyeceği yolunda umutlanmıştık. Ne kadar ağır boyutlarda kadın haklarında geriye püskürtüldüğümüzün sonuçları ile yakın yıllardaki kadına yönelik şiddet ve suçların patlamalarının birbirinden dehşet sonuçları ile ancak uyanır olduk. 

Sil baştan hak savaşımları için yine ayrımsız işbirliklerimiz için safları sıklaştırdık. 

***

İşçiler, geçmişin örgütlülüklerine vurulmuş 12 Eylül ağır darbesinden sonra, bahar eylemleri, yaz direnişleri, Zonguldak Büyük Madenci Direnişi gibi anlamlı kimi toparlamalar da olmuştu. 2002 en uzun soluklu sivil otoriterleşme, dünyada bir benzeri olmayan, keyfi uygulanabilirliğine, alışkanlıklarla, katkılarla gelen, sınırsız keyfi haksızlık hukuksuzluklar içindeki modelde dibe çekilişlerin sonu gelmeyince... Bedel ödemeyi göze alanlar, işçileri, sendikaları ile en ön saflarda işyeri direnişleriyle, zorlu hak kazanımlarıyla önümüzü açmaya başladılar. 

Emekçi sınıflar, direne direne kazanılacağını, hak sorunları olan tüm kesimlere öğretecek örnekleri yarattılar. Geçen yılı emeklilerin soluksuz hak arayışlarının yanında, her kesimden bedel ödeyerek yola çıkmış olanların belki küçük küçük ancak çok değerli başarıları ile geçirdik. Haksızlık, hukuksuzlukta direnerek ayakta kalma takıntısında, tek adam rejiminin, tüm kamu kurumlarını denetim altına alıp yıllardır yandaş olarak kullanabildiği sendikalar ile sivil toplum örgütlenmelerini de eritmesiyle işler arapsaçına döndü. 

Çarkların döndürülemediği görüle görüle, inatla, talimatlarla yol yürüme çabasında; Öcalan ve Kürt açılımıyla, Suriye’de arsa toplama adına karmaşanın, kaosun içine yuvarlanma gelgitleri arasında sözde ince ince yapılmış hesap ve çalışmaların ürünü planların tersine siyasal sonuçlar fışkırmaya başladı. Yıllarca sürdürülebilmiş sivil otoriterleşmenin, kendi karmaşasında, icraatlar arasındaki çelişkiler günübirlik yaşanır oldu. 

Toplumsal çıplak gerçekliğimiz ise insanca yaşam, nefes alabilmede giderek nefes alamayanların, ülke nüfusunun içinde dayanılmaz yükselişi. Baksanıza doktorlar, o en zorlu uzun eğitim sonrası toplumsal sağlık sorumluluğunu üstlenenler bile, hem kendi yaşamlarını sürdürebilmek hem de halkın sağlığı için sorumluluklarını yerine getirememenin çıkmazında, durmadan direniş eylemleri düzenlemek zorunda kalıyorlar. Olmuyor, sondakika dayanamayanlar ülkeyi terk ediyor. Halkımız daha da çaresizliğin içine gömülüyor. Bu düzen böyle gidemez, gidemediği için de haklarını aramak için küçüklü, büyüklü örgütlenme, kendiliğinden tepkilerle herkes sokağa çıkıyor.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları