Kemal Anadol’dan kanlı 1 Mayıs’ın emperyal tuzağın belgesel romanı
Şükran Soner; Hâlâ 1 Mayıs tartışmaları üzerinden iktidar oyunları oynanıyorken, geçmişten dersler çıkarmamıza yarayan kapsamlı çalışması için Kemal Anadol’a, sadece kendim değil, sizler adına da teşekkür etmek istiyorum.
Kemal Anadol geçen hafta “Son Durak” adlı kitabını gönderdi. Soluksuz okudum. Sizlerle paylaşmazsam olmaz. Avukatlık, gazetecilik yaptıktan sonra iki dönem Zonguldak üç dönem de İzmir milletvekilliği yapan Anadol, bu kadar kapsamlı tanıklıkları buluşturmuş. Evrensel emperyalizmin klasik tuzaklarıyla, boyun eğmiş iktidarların yönetiminde yaşanmışlıklarla ve bütün gerçeklerle yüzleşebileceğimizi öngörememişim.
Her cepheden bedel ödeyenlerin çaba ve katkılarıyla öylesine kanıtlı belgelere, bilgilere ulaşılmış ki. Beşi silahla, çoğunluğu panikte ezilerek ölen 34 kişinin ölümünden sorumlu, ağırlıklı yabancı ajan, yanlarında iktidarlarının Emniyet güçlerinin katkılarıyla yaşananların sonuçları tartışılamaz. Sorgulamaların kanıtlı sonuçları birbirine eklemlendikçe, solun içinden tartışma izlenimi verilmek istenen provokasyon, oyun bozuluveriyor.
Türkiye’nin kendi dinamikleri ile kurulmuş geleceğinin tersyüz edilebilmesine yönelik, sonraki işlenen kanlı cinayetler, katliamlar, faili meçhul havalarında, failleri bire bir bilinen, ortalığa saçılan cinayetlerin açığa çıkmasında katkıları olan sorumlu güvenlik güçlerinin başaktörleri de katledilerek 12 Eylül’e yürünen yolların tuğla taşları örülüyor. Polisiye, cinayet romanlarını hiç sevmiyorken, tanıdığım sendika, adli görevlilerin yürekli katkılarıyla ortaya çıkan kirli çamaşırların, zincirleme cinayetlerin gerçekleri ile şaşkınlık içinde yüzleşiveriyorum.
***
Bire bir tanıkıklar üzerinden yapılmış haberlerin gerçeklerinde, akıl yolunda ne kadar sağlıklı, doğru buluşulmuş olsa da ülkemize dönük kurulmuş dışarının güdümünde iç odakların katkılarında oynanan oyunların bile bile, göz göre göre bozulamaması akıldışı bir sonuç değil mi? Bir yandan dürüstlüklerinde hiç yanılmadığım insanların, yeni öğrendiğim gerçeklerin ortaya çıkarılabilmesindeki katkıları, sihirli gibi gelen dokunuşlarına saygı duyuyor, yaşarken kendilerine teşekkür edemediğim için de hayıflanırken. Diğer yandan bu kadar yok edilemez kanıtlar devletin resmi kayıtlarına girmişken siyasal sonuçlarının bu kadar ağır tersine çevrilebilmesinin burukluğunu da yaşıyorum.
Gazeteciliğin pratiği içinde sürüklenişimde, çok saygı duyduğum, daha yakın birlikte olabildiğim Babası Zihni Anadol’a özel sevgi, saygımı saklı tutarak... Siyasete uzak durma yolundaki gazetecilik çabalarımda, daha uzaktan iletişim kurmuş olduğum Kemal Anadol’dan ise galiba, belgesel roman kurgusundaki gerçekleri ortaya çıkarma başarısına ulaşmada çok geciktiğim için özür borcum olmalı.
Ülkemize dönük tuzaklar, oyunlar günümüze kadar katlanarak geldiğine göre, en önemlisi de çoğunluğumuz olarak, en önemlisi de ülkemizin geleceği, çocuklarımız adına kurulan evrenselle birleşmiş, ülkemiz içinde kirli oyun çarklarının acılı sonuçları katlanıyorken... Daha da gerçekçi sonuçları ile her gün yenilerini izlediğimiz yeni yeni tuzaklara olabildiğince en azıyla düşmenin yolları arayışlarında... Hâlâ 1 Mayıs tartışmaları üzerinden iktidar oyunları oynanıyorken, geçmişten dersler çıkarmamıza yarayan kapsamlı çalışması için Kemal Anadol’a, sadece kendim değil, sizler adına da teşekkür etmek istiyorum.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları