Kemalist Devrimlerin ödünsüz aydınları
Şükran Soner; Uzun bir karanlıklar sürecinden çıkışta, Aydınlanmacıların çizdikleri yolları doğru okumaya her zamankinden daha çok gereksinimimiz olmalı değil mi?
Öner Yağcı arkadaşımız, 11 Temmuz tarihli Cumhuriyet Kitap dergide, Ahmet Taner Kışlalı’yı tanıttığı yazısında, “Yaşamını Cumhuriyet değerlerine adadı. Devrimlerin en büyük savunucusu oldu. Bu yolda katledildi” vurgulamasını yapmış. Kuşkusuz, Kışlalı’nın aracının üzerine konmuş içeçek şişesindeki bombanın patlaması, Uğur Mumcu’nun aracına bomba yerleştirilmesi, Bedri Karafakıoğlu, Cavit Orhan Tütengil, Ümit Doğanay hocalarımızın arkadan vurularak katledilmeleri, Bahriye Üçok’un bombalı paketle, Muammer Aksoy’un ise evinin önünde kurşunlanarak katledilmesi... Sayamayacağım kadar daha çok Aydınlanmacımızın katledilmelerinin ortak nedenleri hiç değişmedi.
Aydınlanmacıların açtıkları yollarda yürüyenlerin tökezlenmelerinde, Türkiye’yi karanlığa çekmek isteyenlerin bulabildikleri başkaca bir çözüm yolu yok. Dış-iç kirli, karanlık çıkar ittifaklarının ağırlıkları her zaman tartışmalı, kuşkusuz, aynı karanlığa çekilmemiz ortak hedef, kimileri uzun süreçli, çok da can yakıyor. Canların çok daha yanmamasında tek çıkış yolu Aydınlanmacıların çizdikleri yol olunca, toplumsal sorumluluk olarak inananlar için tek geçerli yol direnmekten vazgeçmeyenlerin Aydınlanmacılık yollarından yürümek.
Kuşkusuz en çok da bu nedenle her birini, direnme savaşımlarına saygı duyarak, hiç unutmadan, hiç atlamadan saygıyla, sevgiyle anmak gerek.
***
Ahmet Taner Kışlalı Hoca ile en son yüz yüze buluştuğumuz çok anlamlı bir etkinliği sizinle paylaşmak istiyorum. Bilim, yol göstericilikte onurlarımızdan hocaların hocası, Ord. Prof. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, kendisinden sonraki yıllara, yeni kuşaklara ulaşılmak üzere, sevgili eşi, Meriç Velidedeoğlu’na çok önemli bir görev vermişti. Devrimler tarihinin tüm anlamlı günleri için, Söylev’in geliri kullanılarak ünlü sanatçıların seslendirmeleriyle videolu çekimler hazırlanmıştı.
Hatay’ın merkezinde, yine çok kalabalık bir katılımlı izleyicilere, devrimlerin anlamlı değerlendirmesinin sunulması yanında, söyleşide Ahmet Taner Kışlalı Hoca’mız da konuşmacıydı. Nefessiz, onun birikimleri ile yaptığı sunumu da dinlemiştik. Büyük depremin ardından uzun bir zaman geçti. Yerle bir olmuş Hatay’ın merkezinde hâlâ insanca yaşama dönük anlamlı hiçbir adım atılamadığı için etkinliğin yaşandığı güzelliklerin izini bile bulamıyorum. Seçim öncesi verilmiş sözlerin tümüyle yalan çıkmış olmasının acısına mı, bölgede yaşamak zorunda olan güzelim insanların çektikleri acılara mı daha çok yanmalıyız bilemiyorum.
Yöre insanını kültürel kimlikleri nedeniyle özellikle acımasızca cezalandırıldıkları gibi bir yargıya varmak daha da incitici geliyor. Ahmet Taner Kışlalı’nın katledildiği güne kadar sürdürdüğü çalışmalarına dönmeyi yeğliyorum. Şimdi şöyle bir öngörüyle, ülkenin her yerinde sayısız okullar, sivil kitlelere dönük etkinlikte gönüllü katılımının hesabını yapmak olanaklı mıdır? Hiç sanmıyorum. Soluksuz, yorulmadan sadece ülkenin her köşesini değil, dünyada bize yakın olanların bulundukları merkezlerde de koşturmacasının hep birlikte tanığıyız.
Sevgiyle, saygıyla, emeklerinin değerlerini unutturmadan anmak, Aydınlanmacılığa katkının bir küçücük adımı. Aydınlanmacıların ne kadar çok kalabalık oluşturarak, ne kadar güçlü var olabilmelerinden başkaca bir yol bulunabilir mi? Uzun bir karanlıklar sürecinden çıkışta, Aydınlanmacıların çizdikleri yolları doğru okumaya her zamankinden daha çok gereksinimimiz olmalı değil mi?
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları