Koyun can kasap et derdinde
Şükran Soner; Yenilgiyi seçenler olsa da parmakla, çoğunluk yaşamanın yollarını yaratmak üzere arayışta kalacağına göre, bu kadar ağır kayıpların bedelleri ödenecek. Kaçarı yok.
Seçimlere çok yaklaştık, siyasi partiler, adayları ile birlikte, siyasi ittifaklarını, stratejilerini geliştirme derdinde. Seçmenin seçimlere dönük ilgisi, duyarlılığının artması beklenirken yaşamı gözlemlediğimizde, duygusal kopuşlarının arttığını gözlemliyoruz. Seçmen ağırlıklı çoğunlukla yaşama dönük zorluklarındaki patlamaların etkisinde, tek cümle ile “Kendisini, ailesini, sevdiklerini yaşatabilmenin, ayakta kalabilmenin derdinde”.
Haberciliğin tadı tuzu kalmadı. Güncel acıların, yaşanan birbirinden trajik gelişmelerin, içerikleri değişmeden yerleri ve yaşayanları değişiyor. Şiddet dozlarının sürekli artarak yaşanması yorgunluğu, vurgunuyla yüzleşilmesinin çıkmazında. Ulaşım bir avuç en yukarıdakileri saymazsak yüzde doksanları aşan nüfus çoğunluğu için toplu taşıma olunca ilk ilginizi çeken tanıklıklar, giderek katlanılmaz, görmezlikten gelmek üzere kaçışların üretilmesi üzerinden, egosantrik yeteneklerimizi geliştiriyor.
Kuşkusuz seçim gününe kadar köprülerin altından daha çok sular akacak. Kimi bugünler için sıcak tartışmaların çoğunluğu iz bile bırakmamış olarak unutulup gidilecek. Günlük yaşamın zorlukları, çaresizlikleriyle, günü kurtarma ilkel güdülerimiz öylesine gelişmiş ki yeni doğmuş bebekler gibi, günlük yaşam gereksinimlerimiz, zorlukları üzerinden yanıt veriyor olduk. Kişisel öngörüm seçimlere bu kadar yaklaşmışken söz konusu ilgisizliğimizin tam tersi olarak ülkemiz için düşük katılımlı bir seçimin yaşanması beklenmemeli. Ülkemizin seçmeninin tuzu hiç kuru olmadı. Seyirci kalamaz gibime geliyor.
Olsa olsa aklını başına devşirmişler ile günlük algılamalara göre karar verecekler olarak, öyle ya da böyle, sonunda bir umut, çare olarak sandığa koşturmayı seçeceğiz. Dileğim bu kez dipten gelen dalganın kaçınılmaz sonuçları ile aklını başına devşirenlerin ağır basmaları...
***
Yeri gelmişken, bu seçimlere dönük olarak siyasette gücü elinde tutanların gönüllerinden kopan kararlarında çok fazla çuvallanılacağı bir seçim sonuçları beklediğimin, dilediğimin altını çizmeliyim. Tak-şak, karar verme erkini kullananların emrettiklerinin sonuçlarında çuvallanılacak sürpriz sonuçlarla yüzleşilmesi, dileğimin ötesinde aklın tek çıkış yolu olabilir. Hani çocuk canı yandığında, acıktığında ağlar, derdi kalmadığında da çok güzel güler ya...
Çoğunluk seçmenin yüz yüze kaldığı yaşam gerçekleri öylesine dayanılmaz boyutlara ulaştı ki çocuk kadar saf, doğaçlama yaşamdan yana ağırlığını koymak zorunda olan seçmen çoğunluğumuz var. Baksanıza verilmiş sözlerin, açıklamaların değeri, ederi diplerde. Vitrinde eylemleri, yaptıkları, söyledikleri çok gelişmiş teknoloji sayesinde kayıtlarda. Her gün değişen sözler, verilen kararlar, yalanlar, kötü sonuçlar üreten canımızı yakan olumsuzluklar...
Günlük bezginliklerimizde, umutsuzluklarımızda ne kadar çok patlama yapmış olurlarsa olsunlar insanın yaşam, ayakta kalma içgüdülerini de geliştiriyorlar. İnsanın doğası ölümü yenmek, sonuna kadar nefes alabilmenin yollarını üretmeye dönük değil mi? Yenilgiyi seçenler olsa da parmakla, çoğunluk yaşamanın yollarını yaratmak üzere arayışta kalacağına göre, bu kadar ağır kayıpların bedelleri ödenecek. Kaçarı yok.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları