loading
close
SON DAKİKALAR

Saray ittifakı kendi vurdumduymazlığıyla köşeye sıkıştıkça sıkışıyor

Şükran Soner
Tarih: 16.11.2024
Kaynak: Şükran Soner - Cumhuriyet

Şükran Soner; Kemal Türkler Maden-İş, DİSK’in büyümesinde sorgulanamaz lider. Abdullah Baştürk Genel-İş ile DİSK’e yeni katılmış, ömür boyu sürdürdüğü ilkeli sendikacılık kimliği sorgulanamaz. Siyasi cepheler ikisini çatıştırma sevdalısı.

Gerçeğini ararsak 2002’den günümüze gelinen yaşamımızda yarattıkları sonuçların bütünlüğüne bakarsak başlığa aldığımız “vurdumduymazlık” vurgusu fazlasıyla toplum olarak yaşamaya zorlandığımız acımasızlıklar, yoksunlukların, acıların sonuçlarının altının çizilmesinde çok hafif kalıyor. İçinde yaşamak zorunda kaldığımız karabasanın sorumlularının işledikleri suçların ağırlığını hafife alma hakkımız yok.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önde görünen, ortaklık etkinliklerinde önce Fethullah Gülen ittifakı öne çıkmıştı. FETÖ darbesinin yaşanması öncesi, sonrasında da etkin ortaklık rolleri, kişilerin değişikliklerinde elbette çok altı çizilecek değişiklikler yaşandı. Kişisel kanım, açık diktatörlükler dışında, sivil iktidar görünümünde dünyada bir örneği yaşanmamış, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kimliği ile sürdürülebilmiş uzun ömrün sırrının sorgulanmasında çok bile geç kalındı. Kendi içinden yaşanmış darbelerle çizilmiş zikzaklar içinde, oynanan, yurdumun insanının en büyük zaafı “Ben mağdurum”un etkisi atlandı.

Size ilgisiz gibi gelebilecek, geçmişten bir tanıklığımla, 12 Eylül öncesi günlerden, bir DİSK’in gecesinden tanıklığımla derdimi anlatmaya çalışacağım. Kemal Türkler Maden-İş, DİSK’in büyümesinde sorgulanamaz lider. Abdullah Baştürk Genel-İş ile DİSK’e yeni katılmış, ömür boyu sürdürdüğü ilkeli sendikacılık kimliği sorgulanamaz. Siyasi cepheler ikisini çatıştırma sevdalısı. İkisini farklı siyasal çizgiler adına çatıştırmayı seçmişlerden bir arkadaş kulağıma “Bir ipte iki cambaz” esprisini fısıldamıştı. İçgüdüsel “Cambazları bir ipte ise hangisinin üstte, hangisinin altta kalacağı belli olmaz” yanıtını vermiştim. Gerçeğini sorarsanız ikisi de dişleri, tırnakları ile büyüttükleri emek liderliği kimlikleriyle, işçinin haklarına hiç ihanet etmeden 12 Eylül öncesi, sonrasında çok ağır bedeller ödediler.

***

Oysa 2002’de hiç suçu olmadan büyük körfez depreminin bedeli ödetilmiş, halkın çok sevdiği ancak uzun soluklu iktidarları sürdürmede örgütçülüğü, siyaset oyunlarını becerememiş Bülent Ecevit başka, 2002’den günümüze uzanmış siyasi aktörleri çok kıvrak yapılanmalar, ortaklık ittifakları ile toplumun afyonlanması oyunları çok başka. Hazır yeri gelmişken bir cümle içinde, Ecevit koalisyon iktidarını da yıkılışında MHP Başkanı Devlet Bahçeli’nin başrolde olduğunu anımsatmak gerekiyor.

Kişisel kanımı sorarsanız bugünlere gelişimizde, 2002’den günümüze, koalisyon ortaklıkları zikzaklarında, siyasetten etkin rol almış liderlerin çok azı için bireysel ahlak sınavlarında geçer not verebilirim. Çoğunluk bu ülkenin geleceği adına, halkımız adına en küçük bir kaygı taşımıyor olarak, kirlilik, kirletme ittifakları içinde rol almaktan hiç kaçınmadılar. Yeteneklerini, zekâ, siyasi kapasitelerini, seçmeni uyutmayı, kurtarıyor, seviyor, hak veriyor vitrininde, kazanımlarını, ellerindekilerini almayı, bir avuç kirli çıkar ortaklıkları içinde paylaşmayı seçtiler.

Toplumsal örgütlülükler, kazanılmış hakların geri alınmasında, askeri darbeler süreçlerini mumla aratır boyutlarda “Veriyormuş vitrininde sadaka, kazanılmış hakların yutulmasında büyük adımlar atmayı becerdiler”. Ülkenin nüfusunun yüzde 90 üstü çok şey kaybetmiş, bir avuç kirli yağma ittifakları fışkırmış hallerde. Bu düzen böyle sürebilir mi?

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları