Teknoloji çağında teknolojik düzen çökerse?
Şükran Soner; Yaşamımızın her alanına dönük, yüzde doksan üstünün, yokluklarının, güçlüklerinin, yaşam çaresizliklerinin tek ilacı, hep birlikte buluşarak hak aramaktan geçmek zorunda değil mi?
Dün saatler boyu yaşadıklarımıza, karmaşaya, en çok bu işlerin başında olanların şaşırdıklarına tanık olunur. Olup bitenleri açıklamakta zorlanırlarken, sistemlerin zincirleme birbirlerini etkileyerek çöküşlerinde ortaya çıkan kargaşayı saatlerle toparlayamamanın kargaşası, paniği hep birlikte izlenir. Havaalanlarında uçakların kalkamamaları ile yaşanan kargaşa, kuyrukların görüntüleri eşliğinde, teknik açıklama yapmak zorunda kalanların, karşılaştıkları gerçekler karşısındaki şaşkınlıkları, “gaflet ve dalalet” içine düşüldüğünün kanıtları gibiydi.
Aynı saatler içinde uçakların kalkamaması ne kadar çarpıcı, şaşırtıcıysa bankacılık sistemlerinin de göçmesi, bankamatiklerin “Para kalmadı” anonsları ile başka araçların başına koşturulması derken bir iki saat sonra bankalardan ulaşan özür açıklamaları... Ne olup bittiğini ne kadarı ile anlayabileceğimizden, bir teknoloji özürlüsü olarak kendi adıma kuşkuluyum.
Geleceğinin kaygısında günlük yaşamını sürdürmekte zorlanan ülkemiz vatandaşlarının yüzde doksanlarının çok üzerinde olanların, kendilerini nasıl güvence altına alabilecekleri üzerinden ise en küçüğünden yol göstericilik yapabilme olanağım sıfır. Evlerimize kapanıp hafta sonunda sokağa çıkmamayı önersem evlerimizin koşulları, sıcaklık, nem, olumsuz yoklukların boyutlarını gözlerimin önüne getirdiğimde daha da büyük ayıp yapmış olabileceğimin ayırdına varıyorum. Yazılım sistemlerinde küresel sıkıntıları yaşamışız. Yaşamımızın normale dönmesinde birazcık zorlanacakmışız.
***
Ulusal kültürümüzün bir parçası olan “acıyı bal eylemişiz” söylemimize sığınıp, başkalarının dertlerini dert edinerek avunmayı mı seçmeliyiz? Kendi adıma Trump’a yapılan saldırıyı kafama takıp, kulağını kanatan, saldırganın uzmanlarca da karikatürize edilen saldırı sahnesindeki çarpıcı görüntülerine bakıp, bir sürü yandaş partilisinin kendi kulaklarını da bantlamaları trajikkomik güldürülü görüntülerine daha da içten gülümseyip, ciddi ciddi yapılmakta olan tartışmaları dinleyebiliriz..
Her ne kadar seçim şansının neden, nasıl yükselmiş olabileceğine aklımız pek eremese de neden gururlandığını, saatler süren konuşmaları ile Amerikan seçim sonuçlarının nasıl böylesine çarpıcı yeni boyutlar kazanmış olduğuna akıl ermek, pek da akıl işine benzemiyor gibi. Ekranlarımızda en uzun süreli yayınlar kapsamına girdiğine göre, Dünyanın bir yüzünden bize pazarlananın yeni dünyanın yeni düzeni boyutları üzerinden belki de kimi ipuçları alabiliriz. Benim kafamı en çok karıştıran ise Başkan Biden’ın adaylıktan çekilmeyeceği inadı sürüyor gibi iken, yeniden Covid-19’a yakalanmasına karşılık evine çekilmiş olarak bizi hâlâ merak içinde bırakabilmesi.
***
Hâlâ bu ülkenin aydınlık insanları arasında bir yerlerde durmak istiyor, üzerinize düştüğüne inandığınız sorumluklar üzerinde bir şeyler yapmak kararlılığından vazgeçmemişseniz; Yıldız Sarayı’nın halka açılmasının çekiciliğine kapılmadan, gerçek yaşamımızın sorunlarına dönmek, sorgulamak, yerinizi, gündeminizi belirlemekten vazgeçmemişseniz hesabı sorulacak birbirinden çok daha yaşamsal sorunların önü arkası kesilecek gibi değil. THK’yi ikinci plana atan iktidar, yangınları söndürmede etkisiz. Parasızlıktan uçaklar hâlâ uçurulamıyor. Ciğerlerimiz sorumsuzca yakılıyor.
İktidar erkinin gerici eğitim icraatlarına koşar adım yenileri eklemleniyor. CHP’nin gerici eğitim icraatlarına karşı, laik eğitim paydaşlarını buluşturan 24 saatlik maraton eylemini sevdim. Yaşamımızın her alanına dönük, yüzde doksan üstünün, yokluklarının, güçlüklerinin, yaşam çaresizliklerinin tek ilacı, hep birlikte buluşarak hak aramaktan geçmek zorunda değil mi?
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları