TTB başkanlarından Prof. Dr. Gençay Gürsoy’la üç kuşaktan tanıklıklar
Şükran Soner; Prof. Gençay Gürsoy TTB’yi, tıp alanındaki çalışmalarına nokta koyduktan sonra da toplumsal yaşam, sorumluluklardan uzak kalmayı seçmemiştir.
Gençay Gürsoy, yaşamının önemli gelişmelerini paylaştığı anılar-tanıklıklar kitabını da “Bir hayat üç dönem” başlığı ile paylaşmış. “Tıbbiyeden her şey çıkar” başlıklı ilgimi çeken bir bölümü paylaşmak isterim. Gerçekten de yaşam boyu tanıklıklarımızda, tıp alınında çok başarılı olmuş bilim insanlarının, toplumsal yaşam, sanatın her alanına katkılarının sınırsız örnekleriyle karşılaşmışızdır.
Cumhuriyet gazetesinin her dönem sayfalarında birbirinden ünlü isimlerin, bilim, tıp, bilim insanlarımızın, siyaset, bilim, sanat, toplumsal yaşama dönük katkılarının, siyasal, toplumsal mizahla da renklenmiş, çizgi, mizah sayfalarının unutulmaz örnekleriyle buluşabiliriz. Dr. İhsan Ünlüer, Dr. Erdal Atabek aklıma gelen ilk örnekler. 1960’lı yılların toplumsal sorumluluk yıllarında, Prof. Muzaffer Aksoy’u simge örnek olarak verirsek, yetişmiş doktorlarımız, sağlık hizmetlerinde görev alan doktorlarımızın, ticaret ile ilişkilerinin kesilmesi savaşımında öncülük etmişlerdir.
Gençay Gürsoy Hoca’mıza yönelik ekşi sözlük’te yer verilmiş, anlamlı bir vurguyu paylaşmak gerek. Gürsoy Hoca’nın uzmanlık alanı gereği kullandığı çok pahalı, teknik araçla çalışanların, kaçınılmaz çok büyük çoğunlukla çok para kazanıp köşe döndüklerinin altı çizildikten sonra, Gençay Hoca’nın bir ömür boyu toplumsal sağlığa katkıda kullandığı gerçeğinin vurgusu yapılıyor.
***
1970’li yılların Cumhuriyet yazarları da içlerinde, çok sayıda ünlü gazeteci, bilim insanının yaşamlarını da etkileyen gelişmeler sürecinde, Gençay Hoca, henüz yurtiçi, dışı, bilimsel kariyer çalışmalarını geliştirmekte olduğu tarihlerde, yaşamlarımıza dokunuş, katkılarıyla da çok geniş bir çevre, siyasal, toplumsal, yargısal gelişmeler içinde iz bırakmıştı. “Madanoğlu davası” olarak bilinen yargılamalar sürecinde, önce İlhan Selçuk ile Madanoğlu’nun yaveri olarak bilinen Talat Turhan’ın ünlü Ziverbey Köşkü’nde uzun soluklu işkencelerden geçirilişileri yaşanmıştır.
Gerçeğinde MİT’in en üst düzeylerde yöneticisiyle işin içinde olduğu bir kurgu gündemdedir. Sonraki yargılama günlerinde mahkemede sorulan sorular üzerinden deşifre edilmeyi kabul etmiş MİT görevlisine sık sık mahkeme yargıçları tarafından da sorulan sorular içinde ünlü sanık gazeteciler, bilim insanları, teorisyenlere ilişkin, “Bu kişileri siz bir araya getirmişsiniz” sorusuna, “Görevlerimiz arasında bir araya geldiklerinde ne yapacaklarını öğrenmek de var” benzeri yanıtlar verilecektir. İlhan Selçuk, Ali Sirmen, Raif Ertem, Doğan Avcıoğlu, İlhami Soysal, Cemal Madanoğlu içlerinde çok sayıda eğitimci sanığın da olduğu davada ortalama birer yıl tutuklu kalınmış, uzun yıllar yargılandıkları dava, 12 Mart’ın siyasal simgesi olarak tarihe yazılmıştı.
***
1960’lar sonrasının tıbbın etiği üzerinden verilen uzun soluklu haklar savaşımının, 1960’larda Dr.Erdal Atabek’in TTB başkanlığında eylemlerle, kamuoyunun, toplumun onayı alınmış olarak geliştirilen haklar, 2006-2010 yılları arasında, Prof. Gençay Gürsoy’un TTB başkanlığına taşınması olarak yaşanacaktır. Prof. Gençay Gürsoy TTB’yi, tıp alanındaki çalışmalarına nokta koyduktan sonra da toplumsal yaşam, sorumluluklardan uzak kalmayı seçmemiştir.
Büyük madenci Zonguldak direnişine katılımında karşılaşmamız elbete son örnek olmayacaktı. Devamında pek çok toplumsal, siyasal etkinlik içinde roller alışına da tanıklık ettik. ÖDP içinde siyaset yapanlar içinde de yerini almakla kalmadı. Günümüzde yaşanan katlanmış toplumsal sorunlara seyirci kalmama kararlılığı gözlerinden okunuyor.
Gençay Gürsoy söyleşisini bu akşamdan itibaren YouTube kanalında izleyebilirsin.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları