loading
close
SON DAKİKALAR

Yerel seçimler kadının gücünü yeniden keşfettirdi

Şükran Soner
Tarih: 09.03.2024
Kaynak: Şükran Soner - Cumhuriyet

Şükran Soner; Estirilen rüzgârlara bakarsak dünyanın en yüz kızartıcı kadın cinayetlerinin cenneti yapılmış ülkemizdeki akan kadın kanları hemen yıkanıp paklanacak. Şakası bile kötü bir tablo ile yüz yüzeyiz.

Yerel seçimlerin yapılmasına gün sayarken araya 8 Mart Dünya Kadınlar Günü giriverince. Doğrudan seçimlere dönük, Başkanlığının oylanması gündemde olmasa da ülke çapında her kademeden adayın belirlenmesinde ağırlığını, damgasını koymuş olmanın kaçınılmaz sonuçlarını yaşıyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha gerçekçi olarak dünyada bir örneği olmayan partili başkan kimliğinin sınırsız yetki, donanımları üzerinden, sınırsız yetkilerini kullanmakta olan kimliğinde bu seçimleri de kendisinin geleceğinin oylanması gibi algılatan eylemleriyle sahnede...

Estirilen rüzgârlara bakarsak dünyanın en yüz kızartıcı kadın cinayetlerinin cenneti yapılmış ülkemizdeki akan kadın kanları hemen yıkanıp paklanacak. Şakası bile kötü bir tablo ile yüz yüzeyiz. Kayıtlara geçebilmiş kadın cinayetleri verileriyle bile yılın her günü en az bir kadın öldürülmüş. Son iki ayın, ocak, şubatın tablosunun bir örneği dünyamızda yok. Kısacık ikinci ayda toplam öldürülmüş kadınlarımızın sayısı 67’yi bulmuş...

Siyasetimize yerleşik yapılanmada, işin içine evlerine kapatılmış kadınlarımızın trajik yaşam koşulları da katıldığında, kapalı devre bal gibi de sosyal dernekler paravanasında, Cumhuriyet Devrimlerimiz içinde kapatıldıklarını bildiğimiz, tekkelerzaviyeler dimdik örgütlü ayakta. Seçim kampanyalarının içinde de başrollerde olunca kampanyaların da ağırlığı kapalı devreler içinde kadınların hamallığında...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gündemde kadınlar da olunca, kimilerinde eşleri de katılmış olarak, hangileri uluslararası platformlarda kullanılıyor olarak, çoğunluğunun teknolojik bağlantıların olanakları sayesinde nereden yayına sokulup, nerelerden yapılıyormuş gibi kavramamız olanaksız koşullarında ezilen kadınlarımızın kutsanıyorlarmış gibisinden bir tablo ile yüzleşip duruyoruz. Sanki elleriyle altına imza attıkları İstanbul Sözleşmesi yırtılmamış, sanki kadınlarımız analarımız gibi hep baş tacı ediliyorlarmışçasına allanıp pullanmış kampanyalarda verilen büyük büyük sözlerin yarışı...

Adaylar, seçilebilecek kadrolar listelerine şöyle bir göz atmaya kalkışsak tablo gerçekten dünyanın en geri kalmış ülkelerindeki sayıların bile gerisinde. Keşke gizli tekkecilik, zaviyecilik üzerinde yapılmakta olunan siyasetin sınırları içinde kalabiliyor olsaydı. Kültürel yozlaşmanın önü sınırsız siyasetimizin hamurunu belirler olunca, inatları ile direnebilmiş sınırlı siyasetçi, yerel yöneticinin sırtında atılmış zorlamalı adımların ötesinde, nefes alınabilecek sonuçlar ile yüzleşebilmemiz çok zor. Kadınların iktidar erki söz konusu olduğunda her zamanki gibi adları yok.

Karamsarlığın yeri, zamanı hiç değil. Sil baştan kadınların 1980’ler sonrası en zorlu yılların yüklerini sırtlanmaya hazır ordular oluşturabilme güçlerinin, dipten derin dalgalar olarak yükselişinin sesleri geliyor. Kadınlar siyaseten seçilmeyeceklerinin bilincinde, iş yaşamı, mesleklerindeki güçlerini kullanarak yönetim erklerine doğru hızla tırmanıyorlar. Toplumsal örgütlenmelerin en yukarılarında, örgütlerin başlarında ürettikleriyle meydan okumaktalar.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları