Aday önemli ama ülke daha önemli
Yazgülü Aldoğan; Ülkemizde ekonomide yanan ateşin seçim sonuçlarını etkilememesi imkânsız. Muhalefet de sokakta, çarşı pazarda, halkın feryadını dinliyor, “Biz gelirsek düzeltiriz” diyor ama sorulan tek soru “Nasıl?” değil.
Macaristan seçimlerinin sonuçları çarşıyı karıştırdı; onların diktatörü Viktor Orban, seçimleri altı partinin oluşturduğu koalisyona karşı dördüncü kez kazanıverince aynı felaket bizim de başımıza gelir mi korkusu, bir süredir yeşeren umutları yaktı geçti! Suçlu da bulundu: aday kötüydü; o da sağdandı ve baştakinin kötü bir kopyasıydı. (Bak bu bana birini hatırlatıyor?) O korkuyla olsa gerek ikinci bombayı Ümit Özdağ patlattı: Mansur Yavaş hepimizin ortak başkan adayı olmalı!
Bırakın Türkiye gibi her an her şeyin olabileceği bir ülkeyi, dünyanın hiçbir yerinde, MHP’den Meral Akşener’le birlikte kopmuş ama İYİ Parti’den de siyasi görüş ve liderlik kavgası yüzünden ayrılıp küçük olsun benim olsun mantığıyla Zafer Partisi’ni kurmuş, yüzde bir bile oyu olmayan bir parti liderinin “Kendisiyle sadece üç defa görüştüm, haberi yok” dediği Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Yavaş’ı cumhurbaşkanı ortak adayı olarak lanse etmez. Ve bu ciddiye alınmaz ama burada heyecan yaratıyor?
HANGİ BİRİNİ DÜZELTMELİ?
Macaristan seçimleriyle Türkiye’nin beklediği baskın seçim arasında benzerlikler var mı? Var: muhalefetin altı birbirine benzemez partiyle koalisyon oluşturması, ülkeyi yönetmekte olan liderin medyayı kendine bağlamış, özgürlükleri kısıtlamış bir tek adam yönetimi olması. Ama Macaristan’da işsizlik yok, enflasyon yok, ekonomi gayet iyi. Hemen yanı başlarındaki savaştan etkilenmediler; Orban onları savaştan uzak tuttu. Dereotu 12.5 lira, et 150 TL’yi geçmiş değil, üniversite mezunu gençler de işsizlikten intihar etmedikleri gibi, doktorlar da yurtdışına kapağı atma kuyruğuna girmiyor.
ADAY DA ADAY
Ülkemizde ekonomide yanan ateşin seçim sonuçlarını etkilememesi imkânsız. Muhalefet de sokakta, çarşı pazarda, halkın feryadını dinliyor, “Biz gelirsek düzeltiriz” diyor ama sorulan tek soru “Nasıl?” değil. Gerek iktidar medyasının, gerek her aklına gelenin sorduğu tek soru: “Adayınız kim?” Adeta boks ringi: boksörlerden biri çoktan belli. Recep Tayyip Erdoğan. 20 yıldır ülkeyi tek başına yönetiyor. Beraber yola çıktığı herkesi tek tek uzaklaştırdı. Sivrileni harcıyor, bir tek Binali Yıldırım’ı jokeri olarak kullanıyor. Sadece ülkeyi değil, partiyi de tek başına yönetiyor. Ekibine de korku saldığı için olsa gerek ülke gerçeklerini bile söyleyemiyorlar! Yoksa akşam yatmadan önce ballı manda yoğurduyla, yurtdışı gezmelerinde aromalı kahve tavsiyelerinde biraz ölçü olurdu? Gençler köfte yağıyla ıslanmış içi boş dürüm yiyor!
YARIŞ ADİL DEĞİL
Karşısına çıkacak aday önemli, koşullar eşit değil. Adaylardan biri devletin bütün olanakları, yetkileriyle yarışacak. Diğeri her türlü engellemeyle. Ona sevdanın yolları, bana kurşunlar! Millet İttifakı adayını açıklamıyor. Anketlerde iki büyükşehir belediye başkanının isminin ölçülüyor olması, görünür ve başarılı olmalarından kaynaklanıyor. Mansur Yavaş, aday olmayacağını söylemekten bir hal oldu. İmamoğlu, kıvırıyordu, en son yarım ağız da olsa, “Adayım Kılıçdaroğlu” dedi.
Herkesin korkusu Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’ın karşısında tüy sıklet kalacağı. Hakeme de güvenmeyince sıkıntı büyük. Temel doğruları hatırlamakta yarar var: sağcının karşısına sağcı çıkarmayın. Milliyetçi, muhafazakâr, dindar kesimle barışacağız diye kendi seçmeninizi kızdırmayın. İmamoğlu seviliyor, doğrudur. Ama unutmayın, İstanbul’a aday gösterildiğinde zor ikna oldu. Kimse tanımıyor, bilmiyordu. Çok çalıştı, başardı. Ama bu kez, İstanbul’u değil, Türkiye’yi dolaşacak, baskın seçim olursa tanınmak, sevilmek de önemli. Unutmayın Cumhur İttifakı’nın kemik oyu yüzde 26 ile 30 arasında ama RTE’nin kendi oyu yüzde 40’a yakındır. Yani karşısında birlik olunca yenilmeyecek bir aday değil.
SON ŞANS
Bu seçim Türkiye’nin yol ayırımındaki son seçimidir. Türkiye ya fabrika ayarlarına dönecek, yeniden laik, sosyal bir hukuk devleti olacak ya da Ortadoğu bataklığındaki ülkeler gibi biat sistemiyle yönetilen, sömürülen, kadınları öldürülen, hor görülen, gençlerinin yeni ufuklara kaçmaya çalıştığı bir kabile devleti olacak. Bunun seçimini yapın, kimse kim, oyumuzu adaya değil, Türkiye’ye vereceğiz.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları