AKP kaybetmeye mahkûmdur
Yazgülü Aldoğan; Reytingleri yemek programlarının altında. Satın aldırıp kendine bağladığı gazeteleri kimse okumuyor. Medyaya güven yerlerde. Düşmanlaştırma politikası ise farsa dönüştü, Bay Kemal diye başlayınca, herkes gülüyor.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş çok güzel bir ödül kazandı: “Dünya Başkent Belediye Başkanları”nın en başarılısı seçildi. Türkiye çapında da en beğenilen belediye başkanları anketlerinde ya birinci ya ikinci. “Siyasi görüş olarak bana çok yakın değil ama Gökçek gitsin de kim gelirse gelsin” diye ona oy verenlerin tümü şimdi Mansur Başkan’dan razı! Ama o, hâlâ Gökçek’in miras bıraktığı Ankapark sorununu çözemiyor! İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu’nun popülaritesi pop star düzeyinde. Başından beri söyledi, “Tanıyınca beni çok seveceksiniz” diye, “kalp çalmayı” iyi biliyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday gösterilirse ikinci turda en şanslı görünen o. Yerel seçimlerde büyük bir nüfusun yaşadığı büyük şehirlerin bir ikisi dışında tümünü Millet İttifakı’na kaptıran ve bu yenilgiyi bir engelleme ve orada yaşayanlardan intikam alma hırsına dönüştüren, bu yüzden de herkesi kucaklaması gereken Cumhurbaşkanı şapkasını askıda bırakıp AKP Genel Başkanı şapkasıyla yaşayan Erdoğan’ın baş hedefi oldular. Kendisi de yerel yönetimlerden merkezi hükümete seçilip gelen Erdoğan, bunun iktidara giden yol olduğunu en iyi bilenlerden. Millet İttifakı’nın belediyelerinin alacaklarına da şahin, vereceklerine de! Kredilerine onay vermiyor, projelerine onay vermiyor. Otobüs alacaklar engelliyor, taksi sayısını artıracaklar engelliyor, konut yapacaklar engelliyor. Ve sanıyor ki engellerse, onları başarısız ilan eder ve seçimlerde başarısız olurlar!
Oysa İstanbul’da İmamoğlu’nun kazandığı seçimi “Hiçbir şey olmadıysa da mutlaka bir şey olmuştur!” gerekçesiyle iptal ettirmesi neye mal oldu? İmamoğlu’nun kazandığı oy oranını artırmasına! 800 bin farkla geri gelmesine. Muhtemelen bunu da göze almışlardı, çünkü aynı zarftan çıkan oyların sadece bir tanesinin geçersizliğini tutturmuşlardı. Niye? Çünkü belediye meclisinde çoğunluğu kazanmışlardı! Neme lazım deyip onu riske atmadılar? Kazansa da mecliste engelleriz dediler ki şimdi yaptıkları da bu. UKOME’nin üye yapısını değiştirip İBB’nin taksi sayısını artırmasını önlüyor, İstanbulluyu bir avuç taksi plakası sahibinin eline mahkûm ediyor, 17 bin taksiyle İstanbullu sokaklarda perişan oluyor.
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Şehriban Kıraç’a dert yanmış, “Kredi buldum, aylardır onay çıkmıyor” diye, devlet bankaları ise kredi vermek bir yana, halkın yardım için yolladığı paraları gasp etti! Ne halka geri veriyor ne belediyenin kullanımına!
STRATEJİK YANLIŞ
Peki, Türk seçmeni bunlara bakıp ne diyor? Ben en iyisi yine AKP’ye oy vereyim mi? AKP’nin en büyük yanlışı burada. Belediye başkanlarını mağdur ettiniz ama hizmeti engelleyemediniz, üstelik bu hizmet sizinkilerin yaptığı gibi sadece AKP üyelik kartı getirenlere değil, herkese! Halk bunu görüyor. Kimin mağdur edildiğini görüyor, onu da bir kenara yazıyor. Yıllardır Eskişehir’de Büyükerşen’in belediye başkanı seçilmesi boşuna mı? Belediyelerin hizmetini engelleme çabası ters tepecektir, zaten anketler de bunu gösteriyor. AKP’nin yönetememe girdabına girmiş iktidarı, getirdikleri tek adam yönetiminin sonucudur. Gerçekleri görmüyor, kötü yönetimin sonuçlarını görmüyor TÜİK rakamlarla oynarken kimi kandırıyor, bizi mi, baştakini mi? “Şahlandık” derken kimi kandırıyor, kendini mi, orta sınıfken yoksul düşmüş, elektrik faturasını bile ödeyemeyen dar gelirliyi mi? “İşsizlik azaldı” derken kimi kandırıyor? Üniversite diplomasıyla, yüksek KPSS puanıyla iş bulamayan, atanamayan gençleri mi? Günde iki defa nutuk atıyor, 26 ekranda canlı veriliyor, kim seyrediyor? Reytingleri yemek programlarının altında. Satın aldırıp kendine bağladığı gazeteleri kimse okumuyor. Medyaya güven yerlerde. Düşmanlaştırma politikası ise farsa dönüştü, Bay Kemal diye başlayınca, herkes gülüyor.
LAİKLİK
Son kozu ise laikliğin kaldırılması. Hele Afganistan örneği gözümüzün önündeyken ne kadar yanlış strateji! Yaşlı ve tutucu muhafazakâr kemik seçmeni bari elimde tutayım diyor. Onlar bile razı olmaz Taliban İslamına. Diyanet İşleri Başkanı’nın cüppesiyle sağda solda şunu yemeyin, bunu giymeyin demesine cami cemaatinin yaşlıları bile anlam veremiyor. Hele onların çocukları, asla! AKP’nin şu anda tutunabileceği tek dal, ondan beslenenlerdir. Başta Beşli Çete! Sonra iktidar değişirse hesap verecek olanlar; liyakatleri yetmediği halde işe yerleştirilmiş olanlar, üç beş maaş alanlar, emir ile usulsüz işlem yapmış bürokratlar. Kılıçdaroğlu’na kış kış yapan kadın gibi bütün varoluşunu AKP üyelik kartına bağlamış olanlar. Kendi karnı doyunca “Milletin karnı doydu” diyen sözde aydınlar! Onun dışında ise bir demokrasi bileşenleri var ki önemli olan kimin başa geçeceği değil, ne yapacaklarıdır ve bunu daha çok anlatmalılar. Meral Akşener’in “Millet İttifakı’nın önünü tıkamayacağım!” açıklaması çok önemlidir. Millet İttifakı’nda çatlak yok. Çatlak ve erime AKP seçmeninde, çünkü sapır sapır dökülen bir sistem ve yanlış stratejiler var.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları