Ankara’ya son gol asgari ücret oldu!
Yazgülü Aldoğan; 2019 yerel seçimlerinde büyükşehirlerin neredeyse tümünü kazanan ve yerel yönetimlerde iktidar olan Millet İttifakı, bu moral ve heyecanla yönetime başladı ama hemen ardından pandemiyle boğuşmaya başladı.
Yıl sonlarında yaşadığımız yılın değerlendirmesini yapmak ve yeni yıl için umut aşılamak gelenektir. 2020 deyince duygularımız ortak: Bitsin gitsin! 2020’den hepimiz nefret ettik. Adaletin çökmesi, ekonomik krizin dibe vurması ve üzerine tüy diken pandeminin can alması ve hele bütün yıl devam eden kadın cinayetlerine yılın son gününde üç güzel kadının vahşice katledilmesi eklenince bu yıl bir bitse dileğine dönüştü! Ama ben kararlıyım, bugün iyi şeyler yazacağım. Çünkü bu yıl iyi şeyler de oldu: Ne mi? Millet İttifakı’nın demokratik zaferle, seçimle aldığı belediyeler, muhalefete, özellikle de CHP’ye yıllardır yönetilen “Bunlar iki koyunu güdemez!” imajını yıktı! Yapılan bütün engellemelere rağmen Millet İttifakı’nın belediyeleri başta bütün büyükşehirleri, pek güzel ve şeffaf yönetiyor! 2019 yılı, Cumhur İttifakı’nı “asla yenemeyeceğiz korkusu”nun aşıldığı yıl olmuştu. Hem de İstanbul’da seçimin iptal edilmesine rağmen ikinci kez kazanılarak iktidar el değiştirdi. Üstelik de Erdoğan’a karşı! Çünkü Millet İttifakı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni rakibi Binali Yıldırım’dan almadı, siyasi yükselişine İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde başlamış ve burayı yönetmekten hiç vazgeçmemiş, İstanbul’u alan Türkiye’yi yönetir diyen Erdoğan’dan! Onun için Erdoğan 25 yıl sonra kaptırılan Ankara’yla o kadar da uğraşmıyor, İstanbul’da seçimi kaybettiklerinde ilk söylediği gibi “Ben onu topal ördek yapacağım, çalıştırmayacağım!” tehdidine uygun davranarak İstanbul’un elini kolunu tutuyor!
Belediyelerin geliri düştü, gideri arttı
2019 yerel seçimlerinde büyükşehirlerin neredeyse tümünü kazanan ve yerel yönetimlerde iktidar olan Millet İttifakı, bu moral ve heyecanla yönetime başladı ama hemen ardından pandemiyle boğuşmaya başladı. Böyle büyük salgınlar, iktidar ne kadar görmezden gelirse gelsin, belediyelerin çok büyük katılımıyla yönetilir. Halkla bire bir temasta olan belediyelerdir. İlk engellemeler böyle başladı. Halkın verdiği yardımlara bankalarda el konuldu. Adana’da, İstanbul’da Zeydan’ın, İmamoğlu’nun açmak istediği sahra hastaneleri engellendi. Bütün bunlara rağmen özellikle MHP’li geçmişiyle CHP seçmeninin zoraki oy verdiği Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş, kararlı ve başarılı yönetimiyle, herkesin sevgisini ve beğenisini kazandı. İmamoğlu ise 16 milyonluk bu aşırı büyümüş, sorun ve yolsuzluk kaynağı haline gelmiş, 80 bin çalışanı ve onlarca iştirakiyle yönetimi zaten zor kenti, yeniden oluşturulan kadrolarla ve verilmeyen olanaklarla yönetmeyi başardı! Bir belediye düşünün ki 25 yıl sonra iktidardan farklı bir siyasi grubun eline geçiyor ve belediye başkanı, merkezi yönetimden bırakın destek almayı, baş karar vericiyle görüşemiyor bile, katıldığı tek toplantıda ise altına ayağı kırık iskemle verilerek küçük düşürülmeye çalışılıyor, bunları unutma Türkiye!
İmamoğlu başarılı
18 ay sonra çalışmalarını şeffaflıkla açıklayan İmamoğlu’nu dinlediğimde kendisinden razıyım! En başta denkleştirilmiş bir bütçeyle, özkaynakla ve yurtdışından bulunan fonlarla, başlamış ama terk edilip unutulmuş metro inşaatları yeniden başlatılmış, kreşler açılmış, otogar yenilenmiş, kapalı duran yeşil alanlar halka açılmış, altyapı çalışmalarına hız verilmiş, belediyeden beklediğimiz hizmetler, belediye meclisindeki bütün engellemelere rağmen yerine getiriliyor, hani yönetemezlerdi? Ve yerel yönetimlerin merkezi iktidara attığı son gol: Asgari ücretin 2 bin 900 lirayı bile bulmadığı açıklamanın akabinde Millet İttifakı’nın belediyelerinden koro halinde yükselen ses: Asgari ücret 3 bin liranın üzerinde! Son gol, iyi gol oldu!
İmamoğlu’na engel
Bunların yanında İstanbullunun hizmet beklediği konularda engelleri de hatırlamak gerek. Metro inşaatları gibi akçalı işlerde kaynak verilmediği gibi bulunan kaynakların kullanımı engelleniyor: 301 milyon Avro’luk Eurobond ihracı ile ilgili başvuruları Hazine tarafından askıya alındı. Halk, ucuz ekmek almak için kuyrukta bekliyor, belediye ise Halk Ekmek büfelerinin sayısının artırılmasına belediye meclisinin izin vermesini.
Belediyenin bedava WiFi hizmetini 4 milyon İstanbullu, öğrenci ve hastane çalışanı kullanıyor, bu hattın kullanımının yenilenmesi için başvuruda bulunuldu. Metro hatlarında da internet kullanımı için talep yapıldı ama ikisine de izin verilmiyor. İBB, yıl sonunda süresi dolacak mevcut internet frekansının uzatılması için BTK’den talepte bulundu. Süre uzatılmazsa 4 milyon İstanbullu Wi-Fi kullanamayacağı gibi 20 milyon TL’lik kamu kaynağı boşa gidecek ve bu hizmetler için yeniden 25 milyon yatırım gerekecek.
Taksi plakaları
Altı bin yeni taksi plakasının verilmesini engellemek için taksici lobisi arkasına Ankara’yı alarak devreye girdi. Oysa bu plakaların 750’si, hatları kapanmış minibüs şoförlerine, 250’si ise yine metro dolayısıyla hatları kapanmış taksi dolmuş şoförlerine verilecek. Diğer 5 bin taksi ise belediye tarafından kiralanacak. Ama UKOME’nin katılımcı yapısı sırf belediye karar alamasın diye, Ankara tarafından değiştirilerek oylama oyunuyla üç aydır reddediliyor! UKOME, son olarak taksi ve dolmuş ücretlerine zam yaptı. İBB ise otobüs ve tramvay ücretlerine zam yapmadı ama yandaş gazeteler bunu yine de İBB ulaşıma zam yaptı diye yansıtıyor.
Bu liste daha uzun ama yerimiz bu kadar. Ben 2021’den umutluyum! Yerel yönetimlerde başarılı olmak, halkın gözünün açılmasına neden olacak. İlk seçimde baskıcı, beceriksiz ve kayırmacı iktidar gidecek, demokrasiye inanan bir sistem geri gelecek. İnanın başarılacak! Siz sağlığınızı koruyun ki güzel günleri birlikte görelim.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları