Bayram müjdesi: Aşı geldi!
Yazgülü Aldoğan; Aşıyı alamadık. Türkiye ne yaptı? Hem kel hem fodul, aşı satın alacak, komisyondan rant kovalıyor. Bir yandan çok efe ya, herkesle kavgalı.
Öğretmenim, sen aşı oldun mu? Ya sen, tekstil atölyesinde, fabrikada, üretim zincirinde dip dibe çalışan, aynı masada sekiz kişi yemek yiyen işçi kardeşim? İnşaatta çalışanlar? Şu “kısmi kapanma” dedikleri tuhaflık var ya, nasıl kapanmaysa, yaşlılar, çocuklar ve işsizler dışında herkes dışarıda, çalışanların hemen hiçbiri aşılanmadı! Oysa salgınla yarışta ortaya çıktı ki henüz ilacını bile bulamadıkları, üstelik bir de bizimkilerin inatla yanlış ilaç verip insanları kalpten öldürdükleri virüs salgınında tek yol, kapanmak değil, aşılanmak! Pardon, Sağlık Bakanı Koca’nın paylaştığı büyük sır: Yakalanmamak. Çin, İsrail, ABD, İngiltere, Almanya, Kanada, Macaristan, Şili, İspanya, Rusya insanlarını aşıladı. Ve kapılarını kapadılar. İnsanlarını korudular. Büyük ülke böyle olunuyor. Parayı nereye harcadığınla, insanına verdiğin değerle. Bir ülkenin parası her zaman vardır. Nereye harcayacağına karar verirsin: İnsanlarının mutluluğu için mi, ihtirasların için mi? Aşı mı alacaksın, Kanal İstanbul diye mi direteceksin? Belediyenin otobüs almasını engellerken, köy evine iftar açmaya iki helikopter, 40 araçlık konvoyla mı gideceksin?
Aşıyı alamadık
Türkiye ne yaptı? Hem kel hem fodul, aşı satın alacak, komisyondan rant kovalıyor. Bir yandan çok efe ya, herkesle kavgalı. Bir yandan mahallenin işveli kızı, düşman aşiretlerin oğlanlarıyla fingirdiyor. Sonra komşu kızına, sen aramızı bozdun da ondan vermiyorlar diyor. Bu bir yönetememe krizi; ABD’de Trump gitti, Biden geldi: Çocukları bile aşılıyor. Randevu, sıra yok. Gidiyorsun hastaneye, aşı seçiyorsun, biz Türküz, BioNTech olsun diyorsun, Alman olup önce kendini, sonra dünyayı kurtarmış Türklerin aşısını oluyorsun. Burada kalsalardı, ya hasta yakınından dayak yiyorlardı ya da üniversitede ödenek bekliyorlardı.
Türkiye birinci
Tıpkı hapiste en çok gazeteci olan ülke sıralamasında olduğu gibi sondan birinci. Günde 15 bine yakın vaka sayısıyla en çok vaka olan ülke, resmi rakamla 300’e yakın vefatla en çok ölüm olan ülke. Ve bu sonuçla “kırmızı liste”deki ülke! Niye? Aşılayamadı! Kapatıyorum dedi, aşı olmuş 60 üstü nüfusu, çoluk çocuğu kapattı, yakında kas hastalıklarıyla boğuşmak zorunda kalacak, oturmaktan milletin kasları eridi! Para gelsin de kim gelirse gelsin diye sınırları kapatmadı. Salgının pik yaptığı Hindistan, Pakistan’dan gelip İngiltere’ye gitmek, ama 10 gün paralı karantinadan kaçmak isteyenlere ucuza tatil kampanyası yaptık! Türkiye’de keyif yapıp döndüler İngiltere’ye. Sonuç: Türkiye kırmızı listede!
Dimyat’a pirince giderken eldeki bulgurdan olduk. Türkiye’ye en çok Alman, Rus, İngiliz turist geliyor. Turizm, yumurtlayan tek tavuğumuz, salgın öncesi 50 milyon turist gelmiş. Kırmızı listedeki ülkeye kim gelir? Ukraynalılar, Araplar. Sigorta şirketleri seyahat sigortası yapmıyor. Rusya, Almanya zaten insanını yollamıyor. Dışişleri Bakanı ikna etmek için gidip yalvardı, turistle göz göze gelecek herkesi aşılayacağız! Mutfaktaki aşçı yamağı yine yırtamadı, öğretmenim sen de, işçi kardeşim, kalabalık etme, git çalış. Esnaf, köylü mü? Oy depolarıydı ama basiretleri bağlandı, gözden çıkardılar esnafı da köylüyü de. Bitti onlar, gözleri açılır mı, belli olmaz.
Sömürge yerlisi
Denizde dört kişi var, polis “kısmi kapanma”da ceza yazma telaşında. Çıkarıyor insanları. Üçü turist, biri Türk, Türke ceza yazıyor.
Kendi ülkemizde sömürge yerlisi gibi olduk. Ülke işgal altında mı, İngiliz turist benim polis bacıma yürüdü, niye sınır dışı edilmedi? Tam bağımsız Türkiye diye çıkıp slogan mı atsam, tweet atanı içeri tıktıkları ortamda mafya babası değiliz ki özgür olalım? Ne yapsam Soylu’ya göre suç!
Neyse ki aşımı oldum. Oğlum evde otururken markete ve çöp atmaya ben gidiyorum. İstatistiklere girmemiş olsa da işsiz, yüksek lisansı var, işi olacak değil ya? Akıl edip Kartal İmam Hatip’e yollamazsan olacağı buydu, yaktık oğlanı. TÜİK rakamlarına bile giremiyor!
Sadede gelirsek, Türkiye’de (ki başımıza kalmış Suriyelilerle birlikte 90 milyonluk ülke) sadece 10 milyon kişi ikinci doz aşısını olmuş, devede kulak. Sınırlarımız açık, kapıda, elde peçete, turist bekliyoruz, 128 milyar uçmuş, ödemeler sırada. Ama İstanbul’u yok etmek için kanalı, Rize’deki doğayı yok etmek için limanı yapacağız diye de inat sürüyor. Günlerdir sokağa çıkma yasağı var, 1 Mayıs’ta 10 kişi Taksim’e çıktı diye yemedikleri dayak kalmadı ama iki gecedir kalabalıklar sokakta Filistin için organize miting yapıyor. Kime, hangimize bayram? Bayram müjdesi, yazımı bitirirken düştü ajansa: 26 milyon doz Sinovac aşısı uçaktan indi! Gerçek bayram ise bu kötü yönetim, saltanat bittiği zaman olacak. İşte o zaman bayram yapacağız.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları