Bütün mesele halkın gerçeği öğrenmesinde!
Yazgülü Aldoğan: Millet Cephesi’nin elinde ise İmamoğlu gibi çok doğru bir aday ve haklı olmak gibi bir konumları dışında ne var?
Geçmiş bayramınızı kutlamaya bir fıkra anlatarak başlamak istiyorum: Ağayla arabacısı, köy yolunda gidiyorlarmış. Yol uzun, vakit geçmiyor. Ağanın canı sıkılıyor. Yolda taze bir manda boku görüyor. Aklına bir oyun oynamak geliyor, arabayı süren marabasına, “Şu boku yersen araba da at da senin olacak” diyor. Yemeyeceğinden emin. Maraba bir düşünüyor, iki yutkunuyor. Etrafta da kimse yok. Yerim ulan diyor. İniyor, yiyor boku! Arabaya biniyorlar yeniden. Bu kez ağa önde, maraba arkada, at da araba da onun ya! Ağanın canı daha da sıkkın. Ne halt ettim diye kendine kızmakta. Marabanın da kıçı kalkmış ağanın elinden arabayı, atı aldı diye, ama gururu da kırılmış, ağzında bok tadı. Yola bakıyor ki ne görsün; manda bir kez daha yapmış mı ortaya? Şeytan dürtüyor. Ağaya, “Şu boku yersen araba da at da yeniden senin olur, var mısın?” diye deniyor. Ağa bir sağa bakınıyor, bir sola bakınıyor, kimse yok. Zaten arabayla at gitti diye içine oturmuş, yerim ulan diyor. Yiyor mu! Tekrar geçiyor arabanın arkasına, yola devam ediyorlar, durum, biraz öncekinin aynısı, ama ikisinin de ağzında bok tadı. Birbirlerine bakıyorlar, maraba, “Arabayla at senindi, yine senin; ben marabaydım, yine marabayım, peki biz bu boku niye yedik?” diye soruyor!
Tartışılan karar
Yüksek Seçim Kurulu, İstanbul Büyükşehir Belediye seçimini, ilçe seçim kurullarını, sandık kurullarının oluşmasında devlet memuru atamayarak usulsüzlükler yaptığı gerekçesiyle iptal etti. 18 gün sonra seçilmiş Belediye Başkanı İmamoğlu’nun mazbatası geri alındı. Seçimlerin yenilenmesine karar verildi. Üstelik aynı zarfın içine konularak atılan 4 pusuladan sadece birinin iptal edilmesi herkesin aklında tuhaf soru işaretlerine yol açtı. Seçim kurulları hatalıysa, demek ki sayımda hata yapıldı. O zaman neden ilçe belediye seçimleri, belediye meclisleri de iptal edilmiyor da sadece büyükşehir iptal ediliyor? Oradaki usulsüzlük neden seçim sonuçlarını etkilemiyormuş? Gerekçeli kararın açıklanması uzun bir süre aldı. Minareye kılıf bulmak kolay değil tabii. Sonunda 200 küsur sayfa bir gerekçe yazdılar, ama incelediğiniz zaman hâkimlerin yazdığı 11 sayfa, gerisi AKP’nin itirazı. İçinde kısıtlı seçmen listeleri bile var ki, bunlar hasta haklarına aykırı. Gizli olması gereken bilgiler. Mesela bir kadın feryat etti. “Eşimden boşanmıştım, psikolojim bozuktu, hastanede iki kez psikiyatri servisine gittim. Antidepresan hap kullandım. Geçti, bitti. Şimdi kısıtlı listesinde adım var, bu ne rezillik!”
Sineye çekmiş, kabullenmiş göründük bu saçmalıkları. 23 Haziran’a yenilenecek seçim tarihi verildi. Herkes tatil planı, seyahat planı yapmış, düğün tarihi ayarlamış. Her şey iptal edildi. İnsanlar maddi manevi mağdur oldu. Okullar tatil edilecek, evi olan aileler yazlığa gidecek, geri mi gelecek, gidiş tarihini mi erteleyecek? Bir sürü sıkıntı. Fakat ne oldu, mağdur edilen seçilmiş belediye başkanı İmamoğlu’na rağbet ve sempati arttı.
YSK’nin ilçe seçim kurullarını, sandık heyetlerini eksik ve yanlış oluşturmakla suçlayıp sadece İBB seçimini iptal etmesinin ardından yeni bir gelişme bayramın ilk gününde yaşandı, yenilenecek seçimlerde de aynı ilçe seçim başkanları ve kurulları görevlendirildi! Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Şişli İlçe Seçim Kurulu Başkanı Güneş ve Seçim Kurulu Müdürü Çelebi isyan ediyor tam da yukarıda anlattığım fıkradaki gibi: “Biz suçluysak, biz çete, hırsız diye itham ediliyorsak, soruşturma geçiriyorsak, niye tekrar görevlendiriliyoruz?” YSK’nin iptal kararı verdiren hâkim üyeleri “Bunlar bize hakaret ediyor” diye kızmışlar ama YSK Başkanı Sadi Güven “Adamlar haklı diye arka çıkmış. Siz onları suçlayıp seçimi iptal ettiniz, şimdi tekrar aynı görevi veriyorsunuz?” Şişli İlçe Seçim Kurulu son derece haklı. Görevi kabul etmiyorum dese, suç işlemiş olacak. Kabul etse, hani çeteydi, hırsızdı bunlar, nasıl emanet ediyoruz oylarımızı?
Daha da komiği, AKP iptal kararının ardından yere göğe koyamadığı YSK’ye bu kez kızıyor. Ve karara itiraz ediyor. Millet İttifakı ise teyakkuzda. Bu karar ne anlama geliyor? Acaba yeni bir kumpasın işareti mi? İmamoğlu seçimi kazanınca yine bu gerekçeyle iptalini mi isteyecekler? Öyle bir çamura battık ki içinden çıkamıyoruz. Çünkü hava döndü. Çünkü AKP inişe geçti. Ve İstanbul kaybedilirse bu iniş hızlanacak, rant kaynakları bitecek. Okçular Vakfı’na, TÜGVA’ya, TÜRGEV’e akamayacak. İstanbul’u kaptırmamak için ne gerekirse yapılacak.
Millet Cephesi’nin elinde ise İmamoğlu gibi çok doğru bir aday ve haklı olmak gibi bir konumları dışında ne var? Seçmen. Seçmen burada marabanın durumundadır. Kanmayacak, geçici bir çıkar uğruna yanlış yapmayacak. Şimdiye kadar inandıklarını sorgulayacak. Kendisi sürünüyor, ülkenin ekonomisi çökme noktasında. İç ve dış sorunlar çözümsüzlük sarmalında. Futbol takımı tutar gibi parti tutmayacak. Seçim kurullarını suçlayıp İstanbul belediye seçimini iptal ettik, aynı seçim kurullarıyla tekrar seçime gidiyoruz, bu büyük kandırmacayı siz biliyorsunuz da herkese anlatmak boynumuzun borcudur. Bütün yapılanlar halkın çıkarı için değil, tek bir kişinin iktidarı için. Bu gerçeği tüm halkımız anladığı takdirde
“Her Şey Çok Güzel Olacak!”
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları