Doğduğun ev kaderin olmasın!
Yazgülü Aldoğan: Eğitimli, seküler, Batı’da yaşayan şehirliler de kahrolsun, çünkü onlar AKP’nin oy deposu değil!
Yoksulluk, doğduğun ev, doğduğun coğrafyanın, ülkenin de belirlediği, ne yazık ki kaderdir ve kimileri bu kaderin sürmesini ister. Çünkü yoksul, iyi eğitim göremez, iyi iş bulamaz, kolay maniple edilir, kolay istismar edilir, kolay yönetilir! Zorba iktidarlar, yoksulları hak vererek değil, iane vererek yönetir.
Pandemi, en çok yoksul kesimleri vuruyor. Çünkü onlar her koşulda çalışmak zorunda ve kendilerini koruyamıyor; maskeye bile ulaşamıyor, sosyal mesafeyi koruyamıyor, hijyen mi, nerede? İyi beslenemiyor, iyi dinlenemiyor, bunalıma giriyor, çıkamıyor. Sağlığa en son erişen onlar! Ya eğitim?
EBA, uzaktan eğitim de en çok yoksul kesimin çocuklarını vurdu. Onlar internete erişemiyor, o çocukların bilgisayarı, tableti, her yeni modelde değişen akıllı telefonu yok! Her odada bir televizyonu yok!
Yoksulsun sen, yoksul kalıyorsun. İşçi olan seni değil, seni çalıştıran müteahhiti düşünen bir devlet var karşında. Ve en acıklısı ne biliyor musun, senin yoksul kalmanı istiyor. Sadece senin değil, senin çocuklarının da yoksul kalmasını.
Başa gelir gelmez yaptıkları işlerden biri aile planlamasını ortadan kaldırmaktı. Bakabildiğin kadar çocuk yap mottosunu değiştirip yapabildiğin kadar çocuk yapa çevirdiler! Önce üç çocuk diye öğüt veren Reis, sanki kendi bakacakmış gibi o çocuklara, beşe kadar çıkardı. Neymiş, nüfus yaşlanıyormuş, genç nüfus zenginlik, güçmüş. Genç nüfusa eşit eğitim fırsatı, eşit iş, istihdam olanağı sağlıyorsan doğrudur bu dediğin, yoksa kurnazlıktır, sinsiliktir. Sen kendine bağımlı kılacağın, yoksul doğan, yoksul kalan bir teba yaratıyorsun demektir.
İktidar yardımı doğuma
Bak şimdi o baba, çağırmış televizyon kamerasını evine, dert yanıyor: 7 çocuğu var, hangi birine açsın televizyonu? Hangi biri hangi tabletten, hangi bilgisayardan, hangi telefondan dinlesin dersi? 7 çocuğu var çünkü ailenin! “Kâğıt toplayarak aileme bakıyorum” diyen baba, 7 çocuk yapmış, niye? Aile planlaması devreden çıkarıldı. Kürtaj kanunen yasak değil, ama pratikte mümkün değil. Git devlet hastanesine, kürtaj filan yok. Tecavüz sonrası bile o cenine çocuk diyor, kürtaja karşı çıkıyorlar. Aile planlaması için yapılan kampanyaları, eğitimleri durdurdular. Yapana adeta nüfusumuzun çoğalmasını önleyen bir casus gözüyle baktılar. Sosyal yardım adı altında mali desteklerle de teşvik ettiler bunu, en son Aile Bakanı Zümrüt’ün açıkladığı müjde; 25 Eylül’de 83 bin anneye para yattı, birinciye 300, ikinciye 400, üçüncüye 600 TL ödeme, toplamı 36.7 milyon TL! Bugüne kadar yaklaşık 5 milyon aileye 2.5 milyar doğum yardımı yapılmış, “Dinamik nüfus” hedefi için.
Böylece sosyal dengeyi de bozdular: Zaten eğitimli ve şehirli kesim, çoktan çekirdek aileye yönelmişti, üstelik hangisi 600 lira için çocuk yapar? Şimdi beter oldu, eğitimsiz yoksullar daha da yoksul, üstelik daha da çoklar! Üstüne bir de Suriyeliler geldi, savaş ortamında bile ürediler. 2030’da bu doğum hızıyla nüfuslarının 15 milyona ulaşması bekleniyor! Bunlara T.C. kimliği de veriliyor. Suriye tamamen normalleşse bile dönmezler. Kürtler beşik savaşı yaptıkları için nüfuslarını artırmak adına çok çocuk yapıyordu, şimdi onu Arap nüfusla dengeliyorlar! Eğitimli, seküler, Batı’da yaşayan şehirliler de kahrolsun, çünkü onlar AKP’nin oy deposu değil! Böylece azınlıkta kalır, iktidarı değiştiremezler. Yoksulun çocuğu, Kuran kursunda, tarikat yurdunda dayak yer, istismara uğrar, örselenir, yanar, ölür, kimin umurunda, onlardan daha çok var! Bunların ülkeye yaptığı kötülük var ya, ağaca, doğaya, suya, nehre, ormana, şehre, insana, çocuğa... Ama en çok da çocuğa! Ve o çocuklar şimdi seslerini yükseltiyor: Okumak istiyoruz! Kaderimizi değiştirmek istiyoruz. Okulumuzu istiyoruz. Uzaktan eğitime yetişemiyoruz! İnternetimiz yok, bilgisayarımız yok, televizyonumuz yok, akıllı telefonumuz yok! Biz eğitimde geri kalmak istemiyoruz!
Çocuklara internet
Ne oldu pandemi döneminin başında toplanan yardım paraları? Gasp edilen, bankada duran paraları verin de çocuklara tablet alsın belediyeler. Mansur Yavaş, belediyenin bilgisayarlarını çocuklara açtı, köylere internet götürmek için kolları sıvadı. İmamoğlu ne yapsa engelleniyor! Aile planlamasını hep savundum. Dokuz çocuğum var, bakamıyorum, yardım et diyen aileye benim de olsaydı bakamazdım da dedim kızacağını bile bile. Ama o çocuğa bana ne, doğmasaydın deme hakkımız yok. O çocuk, doğduğu evin kaderini değiştirmek için diğerlerinden fazla çalışmak zorunda. Ona yardım etmek, iktidarın görevi, yapmıyor, MEB’in sanki umurunda değil, yapmak bize düştü! Sosyal medyada yardım çığlıkları yanı sıra yardım kampanyaları da yayılıyor. Gönüllüler çocuklara tablet ve bilgisayar için örgütleniyor. Belediyeler de Yavaş’ın örneğiyle internete ulaşım için harekete geçmeli. Olanı kurtarmak, olmayanı engellemek, benim mottom bu!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları