Yazgülü Aldoğan: Sadece oy vermek yetmiyor, oyuna sahip çıkmak da gerekiyor, bakın Oy ve Ötesi başkanlık seçimi için 50 bin gönüllü toplamışken bu seçimde ancak 5 bin gönüllü toplayabilmiş. Malum, düş kırıklığı.
İki gün sonra önümüze sandık konacak. Çok şükür, iftira, karalama, tehdit, şantaj, öfke nöbetlerini seyrettiğimiz bir kampanya dönemi sona erecek. Ne acı değil mi, bir seçim kampanyasını daha kâbusa çevirdiler, illallah dedirttiler! Alt tarafı muhtar, ilçe, il, büyükşehir belediye başkanı seçiyoruz değil mi? Vallahi rejimi değiştirirken, parlamenter demokrasiyi lağvedecekleri referandumu yapmadan önce bu kadar gürültü koparmamışlardı. Ne belediyeymiş kardeşim! Neden bu kadar paniğe kapıldılar, neden battık batıyoruz, BEKAAA, BEKAAA diye bağırdılar? Çünkü batıyorlar! Belediyeler, rant toplayıp dağıttıkları en büyük mama kaynağı, ilişki yeri. Hele başkenti, hele İstanbul’u kaybetmeye ramak kalmak, ciğerlerini parçaladı. Ödleri koptu. Ve adaylarından çok birisinin keyfi kaçtı, kaşları bir çatıldı, bir daha açılmadı. Günde 28 ekranda boy gösteriyor, parmak sallıyor, hakaret ediyor, tehdit ediyor! Çünkü aslında hepsini kendi yönetecek, hepsinde ondan habersiz kuş uçmaz, hepsinde bütün kararları o verir! Cumhurbaşkanı unvanıyla, uçağından arabasına, polisinden valisine, devletin bütün imkânlarını kullanarak partisinin kampanyasını yaptı. Bizim paramızla bize hakaret etti, satın aldırdığı medyayı borazanı gibi kullandı, diğerleri afiş asacak yer bulamazken, okullar, hastaneler, camiler iktidarın adaylarının kampanya yeri oldu, insaf!
Başkan, Reis, her şey
O sadece Cumhurbaşkanı değil, aynı zamanda, İstanbul, Ankara, Antalya, Konya, orasının, burasının belediye başkanı. Ama ille de İstanbul. Oradan geldi, orayı bırakamıyor. En güvendiği ikinci adamına emanet ediyor. Ve bunları kaybedebilecek olma düşüncesi bile onu çıldırttığı için her gün üç miting yapmakla kalmıyor, her akşam da bir kanala çıkıp esip yağıyor! İşte sırf bunun için bile, bütün kırgınlıklarınızı, bütün kızgınlıklarınızı, bütün küslüklerinizi, bütün ders verme isteklerinizi bir kenara bırakın ve pazar günü sandığa gidip oyunuzu kullanın. Oylar sayılırken de gidip başında durun. Sayım bittikten sonra da tutanakların fotoğrafını çekin ve gerekli yerlere gönderin. Sadece oy vermek yetmiyor, oyuna sahip çıkmak da gerekiyor, bakın Oy ve Ötesi başkanlık seçimi için 50 bin gönüllü toplamışken bu seçimde ancak 5 bin gönüllü toplayabilmiş. Malum, düş kırıklığı.
Sadece köprü, konut değil demokrasi
Niye bu kadar önemli bu seçim? Çünkü her ne kadar bu bir yerel seçim olsa da ve biz sadece belediye başkanlarını seçeceksek de, aynı zamanda 16 yıldır ülkeyi yöneten ve adım adım demokrasiden uzaklaştırarak tek adam yönetimine götüren bir iktidara uyarıdır! Kendine gel, daha ileri gitme demektir. Ayrıca bir ülkede demokrasi, hukuk, adalet, özgürlük yoksa iş de yoktur, fabrika da, tarım da. Ekonomi daha kötüye gider, insanlar işsiz kalır, mutfaklarda tencere kaynamaz. Belediyeye gelince, betonu değil, yeşili seçin. Belediyenin parasını vakıflarına aktaranı değil, halkına hizmete harcayanı seçin. Şehrin meydanlarını beton çölüne çevireni değil, ağaç dikeni seçin. Çılgın projelerle parayı çarçur edeni değil, ihtiyaçları karşılayanı seçin.Sizin isteklerinizi soran, sizinle birlikte karar vereni seçin.
Vicdanım rahat
Ben, seçmen olarak, 24 Haziran akşamından aday belirleme biçimlerine kadar olup bitenden ötürü oy vereceğim Millet İttifakı’na kırgın ve küskündüm. Ama bütün hesaplarımı erteledim. Ayrıca bir İstanbullu ve Beyoğlulu olarak adaylarımdan memnunum. Vicdanım rahat, içim huzurlu, güvenim tam; mecburen değil, isteyerek büyükşehirde İmamoğlu’na, Beyoğlu’nda Alper Taş’a oy vereceğim. Çünkü demokrasiye inanmayana oyum yok. Benim tercihlerimi önemsemeyen, sabahtan akşama bana hakaret, tehdit edenlere hiç mi hiç yok. Benim adayımı “Hapse attırırım, görevden alırım, yerine kayyım atarım, zaten milletvekili de değil, içeri atarım, onun dosyası da hazır, öteki de terörist, görür gününü!” diyenden, korkmuyoruz!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları
