İşçi bayramına belediye damgası
Yazgülü Aldoğan: İstanbul’un, paskalya nedeniyle her zamankinden daha çok turist aldığı bir günde kentin turistik merkezi İstiklal Caddesi ve Taksim Meydanı’nı, burada bulunan bütün otellere, lokantalara, mağazalara ulaşımı engellemeyi nasıl bir mantıkla açıklarsınız?
Dünyada 1 Mayıs kutlamalarının yasaklarla anıldığı ender ülkelerden biri Türkiye! 1977’de İstanbul Taksim Meydanı’nda neşeyle başlayan kutlamalarda gerçekleşen suikast sonucu 37 kişinin Kazancı Yokuşu’nda ezilerek ölmesinden sonra Taksim Meydanı her yıl tartışma konusu oldu. İktidarlar Taksim’i yasakladı, sendikalar, işçiler yasağa direndi. AKP iktidara geldiği ilk yıl, “bu yasağı da biz kaldırdık” diye övünürken mutluluk kısa sürdü. Pek çok özgürlük gibi Taksim Meydanı da yasak kapsamına alındı. İşçi sendikaları da işçilerin canı yanmasın diye şimdilik sembolik kutlama dışında Taksim ısrarından vazgeçti. Yani sorun yok öyle mi? Ne münasebet! Dün, merkezi Taksim’de bulunan Halk TV’de Ayşenur Aslan’ın Medya Mahallesi programına konuktum. Galata’dan yürüyerek en fazla yarım saat sürecek yolu, deyim yerindeyse, kılıç kalkan döğüşe döğüşe bir saatten fazla sürede gidebildim. Adım, T.C. kimlik numaram kontrol noktalarına bildirilmişti ama nedense listelerde gözükmüyor ve Beyoğlu İlçe Emniyeti telefonlara cevap vermiyordu! İstanbul’daki bütün polisleri ve bekçileri herhalde İstiklal Caddesi ve Taksim civarına yığmışlardı. Caddeye ve alana çıkan bütün yollar günler öncesinden barikatlarla, 1 Mayıs sabahı da binlerce güvenlik görevlisiyle kapatılmıştı.
Taksim İstanbul’un göbeği
İstanbul’un, paskalya nedeniyle her zamankinden daha çok turist aldığı bir günde kentin turistik merkezi İstiklal Caddesi ve Taksim Meydanı’nı, burada bulunan bütün otellere, lokantalara, mağazalara ulaşımı engellemeyi nasıl bir mantıkla açıklarsınız? Ellerinde bavullarıyla ortada kalan yabancılara “1 Mayıs yasağı, bizim ülkede demokrasi bu kadar” diye açıklama yaparken polis memuru beni uyarıyor: Siyaset yapmayın! Siyaset yapmaya yapmaya bu hale geldik! Saatlerce her köşe başında insanları engelleme görevini utanarak yapan genç polislere de içim acımadı değil. Taksim’e vardık, bomboş bir beton yığını. Taksim Meydanı’nı korudukları kadar canımızı, malımızı, çocuklarımızı korumuyor bu iktidar!
Belediyelerde 1 Mayıs coşkusu
Merkezi iktidar 1 Mayıs kutlayanlara her türlü sıkıntıyı yaratırken iktidar değişikliği yaşayan belediyelerde ise coşku var: Hoparlörlerden 1 Mayıs Marşı yükselirken pankartlarda bayram kutlayan bir belediye ve başkanını da Taksim’de olmasa bile Bakırköy’de görüyoruz. Ankara’da öyle, CHP belediyelerinde işçiler bayram kutluyor. Aslında deyim yanlış. Emek kesimi, başta merkezi iktidarın göz koyduğu kıdem tazminatı olmak üzere, taleplerini dile getiriyor. İşçilerin istediği basit aslında: Hak, hukuk, adalet, eşitlik, özgürlük. Çok mu zor? Ekonomik krizi aşmak için işçinin alın teri, geleceğinin güvencesi kıdem tazminatından başkası, zorunlu tasarruftan başka çare gelmiyor mu aklınıza? Kendi israfınızı, lüksü kıssanız, yandaş vakıfları, malum müteahhitlerinizi beslemeyi bıraksanız, betonu değil, tarımı destekleseniz?
İktidar değişikliği
Millet İttifakı’nın başta İstanbul ve Ankara olmak üzere yeni başa geçtikleri belediyelerde ortaya çıkan yolsuzluk tabloları dehşet verici. Paralar yandaşlara dağıtılmış, halka hizmet değil, paylaşım yapılmış. Borç tablosu dehşet verici. İşte bunun için heybedeki turpun büyüğü, rantın zirvesi İstanbul’u geri almak için inanılmaz manevralara başvuruluyor. Biz delil bulamadık, ama hissediyoruz, sen bul diye YSK’ye baskı yapılıyor. Cuma günü sonuçlanması gereken süreç, pazartesiye kalıyor. Ne mi olacak? Hukuk varsa yolumuza devam edeceğiz. İki büyükşehir belediyesi bile bu kadar büyük değişiklik yaratıyorsa şimdi hedef merkezi iktidardır. Bunun için yolumuza çıkarılacak her türlü “örgütlü organizasyon”, provokasyona hazır olunmalı. Çocuklarımıza umut edecekleri, vazgeçmeyecekleri bir ülke bırakmak borcumuz!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları