Ortak payda insan; hedef: Adalet, laiklik, demokrasi!
Yazgülü Aldoğan; Atamız diye ayılıp bayıldıkları Osmanlı, çok karma, çok farklılıkları barındıran bir topluluktu. Zaten neredeyse bütün sultanlar sonradan Müslüman olma, savaş ganimeti kadınlar.
Başımızı öne eğip iki gün düşündük mü? 6-7 Eylül’ü? Utanç verici değil mi? Raslantı bu ya, geçtiğimiz haftalarda bir arkadaşım annesini kaybetti, Ulus’taki Musevi Mezarlığı’nda defnedildi. Çok düzenli, park gibi bir mezarlık. Törenleri de bizimkinin neredeyse aynı. Üzeyir Garih, Jak Kamhi gibi tanıdık birçok ismin mezarını gördüm. Bir sonraki hafta bir arkadaşım eşini kaybetti. Yolumuz üzeri olmasına karşın hiç ziyaret etmemişim, Taksim’deki Aya Triada Kilisesi’nde, Ortodoks cenaze töreni izledim. Kilise muhteşem, çok görkemli. Tören de uzun ve çok cafcaflıydı. Cenaze ise gazetenin hemen bitişiğindeki mezarlığa defnedildi. Kim daha İstanbullu? İkisinin de aile mezarları İstanbul’da!
GÖKÇEADA
30 Ağustos’a denk gelen bir iki günlük tatil kaçamağını Gökçeada’da geçirdik, asıl ismiyle İmroz. Çok büyük ve içinde su kaynakları olduğu için Ege Denizi’nde, Saroz’a yakın, çok kıymetli bir ada. İmroz ve Bozcaada, mübadele dışında tutulmuş, içinde hemen hiç Türk yok, Rum nüfus yerinde kalmış. Ama yıllar içinde Kıbrıs huzursuzluğu yüzünden zamanın hükümetleri, onları kaçırmaya niyetlenip buraya önce bir açık cezaevi yapmışlar. İçine koydukları ve adada dolaşma hakkı olan mahkûmlara da göz kırpmışlar. Onların yarattığı huzursuzluk ada halkını tedirgin edip ufak ufak göçler başlayınca da Van’dan nüfus getirmişler. Karadeniz’den getirmişler. Orta Anadolu’dan getirmişler, Rumları kaçırmışlar!
Adadan giderken neyi götürebilirsin ki? Ev kalmış, keçiler, koyunlar kalmış, ağaçlar kalmış. Birkaç parça eşya, birkaç kıymetli takı, para. Barthalemos da kalmış, adaya sık sık gidip gelir. Yorgo da Tepeköy’deki evini, bağını bırakmayanlardan, benim ta Günaydın gazetesindeki yazılarımın okuru. Adaya ilk gidişim de yine o zamanlar adadaki cezaevinde kalan Banker Yalçın’la röportaj yapmak için. Özel izinle kulübesine konuk olup, mangaldaki yemeğini yemiş idim. Banker Yalçın, serbest kaldıktan sonra yerleştiği Çanakkale’de Aynalı Çarşı’da vurularak hayatını kaybetti.
Gökçeada’da tepelerde güzel köyler var. Dağ taş serbest dolaşan keçi, koyun, kuzu. Kıyılardaki lokantalarda pek meşhur olan oğlak kebabı için bunları rastgele yakalayıp kesip pişirdiklerine eminim. Adaya yerleşmiş Türklerden emekli hemşire Ayşe Sevinç, CHP kadın kolları başkanı olmuş. Serbest yaşayan keçiler yüzünden adada tarım yapılamadığını, hayvanların her şeyi yediğini anlatıyor. Üstelik onlar için de hayat zor, bazen yiyecek bulamıyor, yazın pişiyor, kışın üşüyor, baharda karların üzerinde doğum yapıyorlarmış.
ALEVİ, KÜRT
Atamız diye ayılıp bayıldıkları Osmanlı, çok karma, çok farklılıkları barındıran bir topluluktu. Zaten neredeyse bütün sultanlar sonradan Müslüman olma, savaş ganimeti kadınlar. Paşalar, vezirler, hekimler, devşirme çocuklardan. Şimdiye gelince, bırak Müslümanı, mezhep ayrımcılığı tavan. İlla ki Sünni Müslüman olacaksın. Türk olacaksın da Türk ne demek? T.C. vatandaşı değil mi? Kürtler de tu kaka. Alevi general yoktu orduda. İlk kez Ermeni kaymakam atadık diye tarih yazıyoruz. HDP, TBMM’deki üçüncü parti, Meclis başkanı var, her dönem seçime giriyor, bakan atayabiliriz denildi diye kıyamet kopuyor. Cumhurbaşkanı adayının 6’lı masadan çıkacağı kesinleşti: En kuvvetli aday Kılıçdaroğlu’na niye kem küm ediliyor? Alevi diye mi? Ayıptır yahu! Nerede oturup konuşsak bu konu açılıyor, ya ona oy vermezlerse? Önümüzde hayati önem taşıyan bir seçim var: 25 yıldır ülkeyi dini referanslarla ve tek adam zihniyetiyle yöneten bir siyasetçinin seçmeniyle hastalıklı bağını koparmak söz konusu. Uzlaşacağımız nokta; demokrasi, laiklik, adalet! Gerisi gelir: enflasyon da düşer, huzur ve mutluluk da gelir, yeter ki İslamı ve Türklüğü siyaset için kullananlardan kurtulalım. Biz bu topraklarda Türk, Kürt, Ermeni, Yahudi, Rum, hep beraber yaşadık. Helalleşme bunun için güzel. Sünni, Alevi, Ortodoks, Musevi, Katolik, özünde insan! En önemlisi de insan hakları, canlı hakları. Yoksa gelecek soyguncu Taliban!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları