loading
close
SON DAKİKALAR

Yapacakları son kötülük Kanal İstanbul olur

Yazgülü Aldoğan
Tarih: 16.07.2020
Kaynak: Yazgülü Aldoğan - Cumhuriyet

Yazgülü Aldoğan: İçeride halk da biliyor kararın gündem değiştirmek için alındığını. Kamuoyu anketleri halkın yarısının bu kararla işsizliğin, ekonomik krizin örtülmek için alındığını bildiğini gösteriyor.

Öyle bir inatlaşma, güç zehirlenmesi ve rant hırsı sürüyor ki ne hak, ne hukuk, ne çevre felaketi, ne siyasi sonuçları, ne uluslararası tepkiler, hiçbiri önemli değil, hatta caydırmak ne kelime, tetikliyor! Ayasofya’nın müze statüsünden çıkarılıp cami olarak tescili ve ibadete tümden açılması kararı da böyle. İktidar tarafından gündeme getirilmesinin nedeni ortalığı kızıştırmaktı. Muhalefet almaza yatıp hadi yapsana, yapamazsın ki deyince geri çekilemedi, yapmak zorunda kaldı! Bir kararnameyle açabilecek ama başını belaya sokmayacak formül aranmış, bulunmuş. Ayasofya’nın bir takıntılısı var, dernek kurmuş, dava açıp duruyor ve her seferinde reddediliyor. Yine dava açıyor ve hayret? Danıştay bu kez kabul ediyor! Üstelik davalı Cumhurbaşkanlığı, davalının vekili Av. Zeynep Gökçe Zengin, Ayasofya’nın müze olarak kalması yönünde savunma yapıyor! Üstelik Bakanlar Kurulu kararındaki imzaların da (Atatürk’ün imzasının) sahte olmadığını söyleyip davanın reddini istiyor. Ama heyhat, “tarafsız” yargı, Danıştay 10. Dairesi, Cumhurbaşkanlığı’nın bu savunmasını reddediyor ve Ayasofya, müze statüsünden cami statüsüne geçiyor? Tam bir yıl önce Ayasofya’yı ibadete açmasını isteyen ahaliye “Bu oyuna gelecek kadar siyasi istikametimi kaybetmedim” demiş ve namaz kılmak istiyorlarsa hemen karşısındaki Sultanahmet Camii’ni doldurmalarını tavsiye etmiş olan Cumhurbaşkanı ise Danıştay’ın kararını hiç bekletmeden imzalayıp akşamına da Ayasofya’nın içinden canlı yayınla dosta düşmana açıklıyor. Böylece hukuki olarak sorumlu değil, ileride dava açılamaz; uluslararası arenada, benim kararım değil, bağımsız yargıya saygılıyım diye sıyrılır, iç politikada ise sonuna kadar kullanabilir! Bir taşla üç beş kuş! Ama o kadar kolay değil. Dışarıda herkes biliyor, Rahip Brunson’un bir telefonla serbest bırakılırken Kavala’nın, Demirtaş’ın AİHM kararlarına rağmen nasıl yeni suçlar yaratılarak içeride tutulduğunu.

Gündem değiştirme

İçeride halk da biliyor kararın gündem değiştirmek için alındığını. Kamuoyu anketleri halkın yarısının bu kararla işsizliğin, ekonomik krizin örtülmek için alındığını bildiğini gösteriyor. Gençlerde bu oran yüzde 70’leri buluyor. Olsun, küçük de olsa cami cemaati memnundur, Anadolu’dan namaz turları düzenlenir, otobüslerle gelir, sabah namazını Çamlıca Camii’nde, öğleyi Ayasofya’da, ikindiyi Eyüp Sultan’da kılar, dönerler, turistik hareket olur? Sonra, camiyi müze yaptı diye Atatürk’e sataşılır. Ama hay Allah, o da olmadı, tapuya cami diye kaydettiren de Atatürk çıktı, o balon da elde patladı! Ne tarih biliyorlar, ne coğrafya!

Tarladan kâr

Kanal İstanbul inadı ve iddiası, bütün bilimsel karşı çıkmalara, raporlara, etütlere karşın sürüyor, çünkü satmışlar projenin civarındaki arazileri, sadece satmamışlar, almışlar da tarla fiyatına! Şimdi diyorlar ki 2. İstanbul Boğazı ve etrafında yepyeni bir cazibe merkezi kuruluyor. Köprüler, etrafında yalılar, malikâneler, AVM’ler! 2. İstanbul sizi bekliyor! Katar şeyhinin annesi bile tarla almış da şimdi değeri artmış! Sanki çok ihtiyacı vardı! Yahu avuç içi kadar ülkesinde şakır şakır petrol fışkırıyor, kadının yedi ceddine yetecek serveti var, tarlası turizm merkezi olacak diye sevinmek aklına mı gelir, ne dolaplar çevriliyorsa, arkasında kim varsa artık? Rize’yi, Çayeli’ni çarpık yapılaşmadan sel bastı, insanlar ölüyor, heyelandan evler yıkılıyor, zerre kadar akıllanma yok. Doğanın yapısıyla bu kadar oynanmaz. Kanal İstanbul, İstanbul’un ve Türkiye’nin sonunu getirecek bir doğa felaketine yol açar. Depremi tetikler, su havzalarını bitirir, tarım ve hayvancılık yok olur, büyük göç hareketleri gerçekleşir. Bu bir felaketler zinciridir, Ayasofya’nın cami mi olmuş, müze mi tartışması gibi değil, geri dönüşü de yoktur! Hepimizi öldürmek, ülkeyi yıkmak, yok etmek mi istiyorsunuz? Bu yapabileceğiniz son kötülük olur! Ayasofya meselesi yanında magazin kalır. Freni boşalmış kamyon gibi yokuş aşağı gidiyoruz, atlasan kurtulamazsın, içinde kalsan kurtulamaz!

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları