loading
close
SON DAKİKALAR

Cennetten mektup var!

Yılmaz Özdil
Tarih: 07.12.2013

Yılmaz Özdil, Mektubumu düğünüm için istedim, herkese nikâh davetiyemle ve nikâh şekerimle birlikte dağıtacağım, Pelin...

Şu an işteyim, annem aradı, Maltepe’den mektubum gelmiş, oku dedim, okuyamıyor, ağlıyor annem, Orhan... Mektubum geldi, gözyaşlarıyla okuyorum, Banu... Aldım  mektubumu, asıl görevim şimdi başlıyor, en başta öğrencilerim, herkese okuyacağım, Burcu... Bu mektup benim adresime geldi ama, aslında, Türkiye’nin vicdanına gönderilmiş mektuptur, Süleyman... Geç saat, misafirlikten dönüyor, apartmanın kapısından giriyoruz, girişteki tezgâhta gerekli-gereksiz ilan, broşür, fatura, yerde sarı bir zarf var, er mektubu görülmüştür yazıyor, adres benim, ifade özgürlüğünü güvercinin paçasına tutuşturmuş, göndermiş, eşimle gözlerimiz doluyor, masum olduklarını ispat etme hakları elinden alınmış insanlar mahkûmken, rahat uyku yok hiçbir vatan evladına, Ali... Mektubumu okuyunca anladım ki, hepimiz esiriz, İpek... Aldığım en anlamlı mektup bu, insanın içine işliyor, Kolet... Madalya gibi saklayacağım, Mehmet... Hayatım boyunca askere mesafeli durdum, ulusalcı yanım hiç olmadı, cumhuriyetçiyim demedim, ama, sizin aracılığınızla elime geçen albayın mektubu canıma okudu, Ebru... Zaten biliyordum suçsuz olduklarını, artık eminim, Batuhan... Mektubum geldi, cevaben yazıyorum, hakkınızdaki karar eğer Türk milleti adına verilmişse, Türk milletinin bir ferdi olan şahsım, bu karara imza atmıyorum, Cem... Dün sabah posta kutumda buldum, vefat etmiş babamdan gelmiş gibi ağladım, Esin... Ben bu e-postayı yazarken, mektubum üçüncü kişinin elinde, çığ gibi büyüteceğiz, Bumin... Eşim ağlayarak getirdi, okuduk beraber, oturduk sessiz sessiz dakikalarca, Çağlar.
*
Maltepe’deki arkadaşlarıma gönderilen adres sayısı, 1 milyonu geçti, tam olarak 1 milyon 23 bin 700 oldu. 12 bin 370 adres yurtdışından, gerisi memleketin dört bir yanından... Günde 20 saat aralıksız gayret etmelerine rağmen, yetişebilmeleri imkânsız, paylaştılar, Hasdal, Hadımköy, Mamak, Sincan, harıl harıl mektup yazıyor. “Mektubu gelen”ler de, bazı örneklerini gördüğünüz gibi, bana not iletiyor.
*
Mektubumu düğünüm için istedim, herkese nikâh davetiyemle ve nikâh şekerimle birlikte dağıtacağım, Pelin... Özgürlük zinciri oluşturdum, üç arkadaşıma ulaştırdım, onlar da üçer arkadaşına ulaştıracak, Sadık... Maltepe’deki 11 fidan için, burada 11 fidan diktik, ABD’den Veli... Beş vakit olmasa da namaz kılan biriyim, mektubun kopyasını cami duvarına asacağım ki, insanlar kul hakkına nasıl girildiğini hatırlasın, Bursa’dan Gürcan... Mektubu sosyal medyada yaymak için kısa film yapacağım, Erhan... 4 yaşındaki kızım Selin hediye göndermek istiyor, hangi çikolatayı severler diye soruyor, Antalya’dan Sunay... İnanmıştım, safmışım, sizlerden ve ailelerinizden özür dilerim, Isparta’dan Kemal... Mektubumu tişörte bastıracağım, Kerem... Otobüs duraklarına yapıştırmazsam ne olayım, Nesrin... Ülkemde tiyatro oynanıyor, perdeyi Türk halkı olarak biz ellerimizle kapatacağız, Ahmet.
*
Ama, bir adres var ki...
Sadece ona cevap yazılamadı.
*
1 Kasım’da gönderilmiş, arkadaşlarımın eline 10 Kasım’da geçmiş, maalesef 24 saat geç kalınmıştı.
*
Adres, cennetti.
*
“Değerli albaylar...
Hastanede herkes Yılmaz’ın başlattığı kampanyayı konuşuyor, çok sıkıntım var, sizler adına bir şeyler yapamadığım için çok üzülüyorum, benim buradan çıkıp çıkamayacağımı bilmiyorum ama, yürekten diliyorum, sizler çok kısa zamanda ailelerinize kavuşacaksınız, göklerden gönüllere indiniz.
Savaş Ay
1 Kasım 2013
Samatya SGK Hastanesi”

Yılmaz Özdil / Hürriyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları