İnsanın anayurdu çocukluğudur…
Yılmaz Özdil: Kitap okumayı sevdiysek, merak etmeyi, çok boyutlu düşünmeyi öğrenebildiysek, kindar nesiller olmak yerine, hayata gülümseyerek bakmayı becerebildiysek, Ülkü Tamer'ler sayesinde.
Benden 30 yaş büyüktü.
Ama, çocukluk arkadaşımdı.
Ülkü Tamer.
*
Milliyet Çocuk Dergisi'nin yayın yönetmeniydi. Sadece dergi değildi, bilgi hazinesiydi, sanat, bilim, kültür, aydınlanma meşalesiydi. Yazar kadrosunda kimler yoktu ki… Aziz Nesin vardı, çocuk öyküleri yazıyordu, Haldun Taner vardı, mitoloji yazıyordu, Yaşar Kemal vardı, çocuk gözüyle Anadolu'yu yazıyordu, değerli ağabeyim Müjdat Gezen sonradan kitap haline getirilen Aptal Hamdi'yi dizi şeklinde yazıyordu, Umur Bugay, Bekir Yıldız, Selim İleri, Gülten Dayıoğlu, Tarık Dursun K., Erol Günaydın, Orhan Boran, Halit Kıvanç, Tan Oral, Demirtaş Ceyhun, Yalvaç Ural yazıyordu, üstüne, Tarık Akan, Cem Karaca, Cüneyt Arkın, Ayşen Gruda konuk yazar olarak yeralıyorlardı.
*
Tirajı 100 bini aşmıştı!
Günlük gazeteler için bile ulaşılması güç bir rakamdı.
*
Ülkü Tamer'in muhteşem vizyonuyla, dünya klasiklerini 32 sayfa çizgi roman şeklinde özet olarak veriyorlardı. Don Kişot, David Copperfield, Robinson Crusoe, Taras Bulba, Seksen Günde Devrialem, Moby Dick, Üç Silahşörler, Oliver Twist, Tom Sawyer, Define Adası okuyorduk… Mark Twain, Alphonse Daudet, Jules Verne, Cervantes, Stevenson, Alexandre Dumas, Charles Dickens'ı tanıyorduk, Gogol okuyorduk.
*
100'den fazla dünya klasiği yayınladılar. Bu özet çizgi romanlar sayesinde, Türkiye'de dünya klasiklerinin satışında patlama yaşandı. Özet çizgi romanla tanışan çocuk, mutlaka gidip orijinal kitabı da alıyordu. Çizgi romanlar, okumayı özendiriyor, teşvik ediyordu.
*
Red Kit posteri, Pembe Panter posteri verilirdi. Tenten, Flash Gordon, Tarzan okurduk. Mıstık'ın Uzay Çocukları diye çizgi romanı vardı, adeta bağımlısıydık, önümüzdeki hafta bir an önce gelse de okusak diye beklerdik. İsmail Gülgeç Ormangiller'i çizerdi. Mordillo'dan mizahi öyküler yayınlanırdı. Larry Yuma diye western çizgi roman vardı.
*
Sıkmadan, eğlenceli şekilde anlatan tarih, bilim, sanat, spor, magazin yazıları vardı. Ülkü Tamer mesela, bilimkurgu yazardı. İnanmakta güçlük çekebilirsiniz ama, Beatles'ı anlatıyorlardı, John Lennon'ı ilk defa orada okumuştum, Michael Jackson'ı orada tanımıştım. Hayvanlar, doğa, yabancı ülkelerden haberler veren ilavesi vardı.
*
Bugün 60'lı 70'li yaşlarını sürenlerin zihin dünyasında Doğan Kardeş'in derin izleri vardır.
40'lı 50'li yaşlarını sürenlerin hayata bakışını da Milliyet Çocuk şekillendirmişti.
*
İnsanın anayurdu çocukluğudur…
Ülkü Tamer'in en sevdiği ve sık sık tekrarladığı söz buydu.
Jorge Amado'ya ait olan bu sözü, düstur edinmişti.
Milliyet Çocuk okurlarını, yani bizleri, insanın anayurdu çocukluğudur ilkesiyle eğitti.
*
Şiirleri elbette muhteşemdir, durudur, berraktır. “Hem dersini bilmiyor, hem de şişman herkesten” dizesindeki gibi efsanedir.
Ama benim için… “Çocukluğumun anayurdu”ndaki insanlardan, çocukluk arkadaşlarımdan biridir Ülkü Tamer.
*
Kitap okumayı sevdiysek, merak etmeyi, çok boyutlu düşünmeyi öğrenebildiysek, kindar nesiller olmak yerine, hayata gülümseyerek bakmayı becerebildiysek, Ülkü Tamer'ler sayesinde.
*
Güle güle büyük usta.
Güle güle çocukluk arkadaşım.
Seheryeli çık dağlara
güneş topla benim için
haber ilet dört diyara
güneş topla benim için
seheryeli yar gözünden
havadaki kuş izinden
geceleyin gökyüzünden
güneş topla benim için…
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları