loading
close
SON DAKİKALAR

Müzeyyen

Yılmaz Özdil
Tarih: 11.02.2015

Yılmaz Özdil; Evin önünde bekleyen siyah otomobil, Atatürk’ün makam aracıydı. Şoför arka kapıyı açtı. Genç kız bindi. Henüz 18 yaşındaydı. Heyecandan dizleri birbirine çarpıyordu.

Evin önünde bekleyen siyah otomobil, Atatürk’ün makam aracıydı. Şoför arka kapıyı açtı. Genç kız bindi. Henüz 18 yaşındaydı. Heyecandan dizleri birbirine çarpıyordu. Az gittiler, Dolmabahçe Sarayı’nın önünde durdular. İndi. Yürüdü mü, uçtu mu, tam olarak hatırlamıyor, kendini salonda buldu. En öndeki masada oturuyordu Gazi… Seslendi, gel çocuk dedi. Yanındaki sandalyeye oturttu. Genç kızın elinde repertuar defteri vardı. Aldı, sayfalarını inceledi, 600 civarında şarkı bulunuyordu, üç tanesini işaretledi, hadi bakalım bunları oku, dinleyelim dedi.

*

Atatürk’ün en sevdiği ve ilk işaretlediği şarkı, mani oluyor halimi takrire hicabım, üzme yetişir üzme, firakınla harabım’dı. Utancım halimi anlatmaya engel oluyor, üzme artık, ayrılığınla harabım… Tatyos efendi’nin bestesiydi. Tam adı Tatyos Ekserciyan olan Tatyos efendi, klasik Türk sanat müziğinin efsanelerindendi. Atatürk’ün en beğendiği şarkıda, onun imzası vardı.

*

Sadece sesiyle değil, hayata bakışıyla “Cumhuriyet’in divası” ünvanını kazanacak olan bu genç kız, Sadettin Kaynak gibi, Selahattin Pınar gibi üstatlardan ders almıştı.

*

Sadettin Kaynak, bestekarlığından önce, hafızdı. Kasımpaşa Küçükpiyale Cami imamı hafız Cemal efendi ve hafız Melek efendi tarafından yetiştirilmişti. İlk Türkçe ezanı okuyan da, Sadettin Kaynak’tı.

*

Tamburi, udi, unutulmaz şarkıların bestekarı Selahattin Pınar, Üsküdar Musiki Cemiyeti’nin kurucuları arasındaydı. Demlenmeyi severdi rahmetli… En sevdiği mekanda, Rum vatandaşımız Todori’nin meyhanesinde vefat etti. Meşhur tamburu, Müzeyyen’e yadigardı. O tambur, Selahattin Pınar’ın 50’nci ölüm yıldönümünde, Kutlu Payaslı aracılığıyla Todori’ye armağan edildi.

*

Çok başka kadındı Müzeyyen.
Çok başka.

*

Tarihte ilk ve son kez…
Gazinoya adı verilen sanatçıydı.

*

Beşir Öge, Kürt Beşir lakabıyla tanınırdı, kurtuluş savaşı kahramanıydı, gaziydi, İzmir’e ilk girenlerdendi, İzmir’e yerleşmiş, esnaflık filan derken, Fuar’da Çamlık Gazinosu’nu açmıştı. Müzeyyen’in hayranıydı. Parayı herkes veriyor, ne yapsın da ikna etsin? Gazinosunun adını “Çamlık Senar Gazinosu” olarak değiştirmişti. Sanatçılar İzmir fuarında herhangi bir gazinonun neon ışıklarında adı yazsın diye can atarken, Müzeyyen’in kartvizit gibi, adıyla sanıyla gazinosu vardı!

*

Filmler siyah beyazdı ama…
Rengarenk günlerdi.

*

Kimse kimseye Ermeni, Rum, Kürt, Türk diye cephe almaz, hafız’ı rakıcı’sı aynı potada erir, kimse kimsenin mezhebiyle meşrebiyle ilgilenmezdi. Ortak paydamız, insandı, cumhuriyetti, Müzeyyen’lerdi.

*

Gidiyor Müzeyyenler birer birer… Memleketi senden-benden diye birbirine sokan saray’ın, soytarıları kalıyor geriye.

Yılmaz Özdil - Sözcü

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları