loading
close
SON DAKİKALAR

Partili daha iyi...

Yılmaz Özdil
Tarih: 09.06.2012

Ye, yemedi, gez, gezmedi... Bırak biz yiyelim, ona da izin vermedi...

Başbakanımız “Cumhurbaşkanı dediğin, partili olmalı” dedi.

* * *

İsmet İnönü’nün arkasında partisi vardı.

Hatta, ordusu da vardı.

Celal Bayar’ın partisi vardı.

Cemal Gürsel’in ordusu vardı.

Cevdet Sunay, genelkurmay başkanı.

Fahri Korutürk, kuvvet komutanı.

Kenan Evren’in ordusu vardı.

Turgut Özal’ın partisi vardı.

Süleyman Demirel’in partisi vardı.

Abdullah Gül’ün partisi var.

* * *

Ahmet Necdet Sezer?

Türkiye’nin ilk ve tek “partisiz”, gerçek manada “sivil” cumhurbaşkanıydı.

* * *

Var mı çocuklarının ismini bilen mesela? “Kızı Hülya” diye başlayan bi cümle kursam, kaçınız itiraz edebilir, Hülya 
değil de, Gülay diye? “Oğlu Hakan” desem... Var mı nerede çalıştıklarını bilen? Babaları Çankaya’dayken VIP’e 
girdiklerini gören? Elalemin yatında, otelinde rastlayan?

First lady desen... Cebinden giyiniyordu, hâlâ cebinden giyiniyor. İnsan bi Atıl Kutoğlu, Sevan Bıçakçı filan ayarlamaz 
mı? Yani, affedersiniz ama, ne biçim öğretmensiniz hanımefendi... Bu şekilde mi örnek olmalıydınız öğrencilere?

* * *

Hayali ihracatçı yeğenini duydunuz mu hiç? Devlet kredisiyle ihale kapan kuzen, alışveriş merkezinde mısır tezgahı 
açan kayınço? Sen benim kim olduğumu biliyor musun diye rüzgar yapan müteahhit kanka, oraya buraya müdür 
olarak sokuşturduğu komşu? Hamili kart yakinimdir diyen damat? Nerde kardeşim, parmağında kuru soğan 
büyüklüğünde pırlantalarla şatafatlı pozlar veren gelin?

* * *

Mücevher, saat, tablo, heykel... Kendisine hediye edilen 1243 parça’nın 1243’ünü de bıraktı köşkte! İnsanın içi gidiyor, 
al götür evine di mi... Götürmedi.

* * *

Avantaları bıraktığı gibi, papelleri de bıraktı. Kafana göre savur denilen ödeneği harcamadı. 46 trilyon liracık. Yetim 
hakkı dedi, babalar gibi satan Maliye’ye iade etti.

Ye, yemedi, gez, gezmedi...

Bırak biz yiyelim, ona da izin vermedi.

Zaten, kırmızı’da durmasından belliydi. Kaymakam bile durmuyor, İsveç mi burası, koskoca devletin başı... Niye 
duruyorsun? Normalde, vatandaşı çiğneyip geçmeliydi.

14 makam aracını geri verdi. Halbuki, oturma odasına Mercedes’le, mutfağa jip’le gitmeli; uçağına bavul olarak bile 
almadığı gazetecileri bahçede limuzinle gezdirmeliydi. Yazları, Okluk’a geçmedi.

* * *

Oğlu evlendi, elektrik faturasına kadar kendi kesesinden ödedi. Eşi bileğini kırdı, röntgen kuyruğuna girdi. Annesi vefat 
etti, sivil plakayla gitti, camide flap flap fors yapmadı, taziye ilanı vermeyenlerin defterini dürmek için, kenara not 
etmedi.

Aşçıyı, garsonu azalttı. Yerli ürün kullandırttı. Partisiz olduğu için... Resmi davetler hariç, eşe dosta parti vermedi.

* * *

Yalaka basınımız yazmadı ama, aslında “neyi korumaya çalıştığını” tarih yazacak elbette... Vizyon denilen kavramın, 
Beyaz Saray’a koşup, akıl danışmaktan ibaret olmadığını kanıtladı.

Yeminine sadık kaldı.

Hukuku üstün kıldı.

* * *

E sevilmedi haliyle...

Uymadı bize.

Partili olsun.


İsim şehir bitki...

Bugün Ankara’da, saat 14’te, Tunalı D&R’deyiz... Salonumuz klimalıdır. Hamileler, bebişler ve sezaryen’le doğum 
yapanlara, kuyruğun en önüne geçmeleri için torpilimiz mevcuttur. Uyanık erkek okurların “Ben kürtaj yaptırdım, niye 
en arkadayım” dememeleri rica olunur.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları