loading
close
SON DAKİKALAR

Yılmaz Özdil: Evine tekrar hoşgeldin usta

Yılmaz Özdil
Tarih: 11.01.2018

Yılmaz Özdil: 'Doyulur mu doyulur mu, canana kıyılır mı, cananına kıyanlar, hak'kın kulu sayılır mı'yı anlasaydı eğer bu memleket… Kadın cinayetleri olur muydu?

Hep dinledik onu.
Ama, türkülerini dinledik.
Ne dediğine kulak vermedik.
 

*
 
Söz'lerini dinlemedik.
 
*
 
Senelerce “kendim ettim kendim buldum, gül gibi sarardım soldum, eyvahh” diye haykırdı.
İktidar tercihlerimizin nakaratını bundan daha güzel özetleyen var mıydı?
 
*
 
“Dane dane benleri var yüzünde, dünyada yarden datlı var m'ola”yı bilirsin mutlaka… Buram buram Anadolu kokar ve şöyle devam eder: “Küpeleri ağır düşer kulaktan, zülüfleri tel tel etmiş yanaktan…”
 
 
*
 
Anadolu'nun bağrından…
E hani türban filan?
 
*
 
Rakı'ya bira'ya karşıysan…
“Aman yarim gez de gel, sarhoşum ben çözemem, düğmelerin çöz de gel”i nerenle dinledin birader?
“Atım araptır benim, yüküm şaraptır benim”i Fransızlara mı söyledi?
 
*
 
“Doyulur mu doyulur mu, canana kıyılır mı, cananına kıyanlar, hak'kın kulu sayılır mı”yı anlasaydı eğer bu memleket… Kadın cinayetleri olur muydu?
 
*
 
“Seviştiğimde mutlu olurum, sevgisiz imanı nasıl bulurum, böyle inandım böyle bilirim, sevişmek ibadettir sevgi imandır” diyordu mesela.
Sen el ele tutuşup, parkta oturan gençlere bile zina diyorsun hâlâ.
 
*
 
“Nedeceksin bu kadar malı.
İşte görünüyor dünyanın halı.”
Kime diyordu bunu sence?
 
*
 
“Aman, kader kader derler de…
Bu nasıl kader?”
Kime soruyordu?
 
*
 
Alt kültürden üst kültürden falan bahsediyorsun ama…
 
“Türkü söyler dillerimiz, ne güzeldir ellerimiz, bağlamada tellerimiz, türkü sever, türkü söyler, Türk'üm diyen” demiyor muydu?
 
*
 
“Atı olan el atına biner mi…
Yiğit olan ikrarından döner mi?”
A liboş.
 
*
 
“Zeki Müren halk müziğimizi nakış nakış işlemişti, telifini ödeyip, Aşık Ali İzzet'in Mühür Gözlüm şiirini satın almış, aranjman olarak okumuştu. Şarkıyı Zeki Müren'in filminde seyrettim, sazı alıp, kuytu yüreğimle ezgiledim, köy düğünlerinde söyledim. Aradan bir zaman geçti, son model bir araba geldi, Zeki Müren seni İzmir Fuarı'na çağırıyor dedi, gittim… Bir ay çaldım, telif hakları bana ait olan şarkıyı nasıl çalarsın diye tek kelime etmedi. Bir gün biri geldi, Zeki Müren seni çağırıyor dedi, gittim… Gazino patronuyla aynı masada oturuyordu, ayağa kalkıp, ağabey hoş geldin dedi. Önünde viski vardı, ne içersin dedi, rakı dedim. Türküye başladı, tarif etmem imkansız, ikinci dörtlüğü yakaladım, devam ettim. Gene ayağa kalktı, olamaz böyle ses diyerek, başını duvarlara vurdu, rahmetliye çok şey borçluyum.”
 
*
 
Biri “yüreğim köylü” diyen mahcup bozkır çocuğu… Öbürü, sözde erkeklerin kıvır kıvır kıvırdığı ülkemde, cinsel kimliğini saklamadan, apartman topuk, mini etekle sahneye çıkma cesaretini gösteren “mangal yürek” şehirli…
 
*
 
Türkülerini dinlediğinizden eminim de, emin miyiz Neşet Ertaş'ı kavradığımızdan?
 
*
 
Açılım maçılım ayaklarıyla, kendilerine destek veren halk ozanı gibi göstermeye çalıştılar onu…
Kendilerine oy vermeyenlerin panzehiri olarak sunmaya çalıştılar.
Cenazesini parti mitingine çevirdiler.
Doğduğu şehirde toprağa verildi, tabutunu reklam panosu gibi kullandılar, Akp'li belediyenin adını yazdılar.
 
*
 
Halbuki çoktan İzmirli olmuştu.
 
*
 
Ömrünün 30 senesini yurtdışında geçirmiş, 16 sene evvel İzmir'den ev almış, İzmir'e yerleşmişti.
Neden “İzmirli” olduğunu da şu şiiriyle anlatmıştı.
 
*
 
Gezdim tüm dünyayı gördüm
Güzel İzmir sana geldim
Benim şirin güzel yurdum
Güzel İzmir sana geldim
Güzelsin asil duruşlu
Medenisin hoşgörülü
Olduğun gibi içli dışlı
Güzel İzmir sana geldim
Gönüllere ışık saçan
Unutamaz görüp geçen
Gariplere kucak açan
Güzel İzmir sana geldim
Kimdir necidir sormayan
Kimseyi hakir görmeyen
İnsanlıktan ödün vermeyen
Güzel İzmir sana geldim
Nice yıllar çok uzağım
Seni seviyor yüreğim
Güzel yurdum, son durağım…
Güzel İzmir sana geldim
 
*
 
Ve, İzmir'e tekrar hoşgeldin büyük usta…
İzmir Büyükşehir Belediyesi Buca'da 18 bin 860 metrekarelik devasa alanı park haline getirdi, Neşet Ertaş adını verdi.
13 bin metrekaresi yeşil alan.
11 seyir terası var.
Yeni nesil çocuk oyun alanı var.
Basketbol sahası var.
Su kanalı, su oyunu havuzu var.
Çınar, iğde, sedir, gülibrişim, selvi, jakaranda, çitlenbik, erik, zeytin, yüzlerce ağaç dikildi.
Defne, ardıç, lavanta, adaçayı, kekik, biberiye, gravilya ekildi.
Parkın girişine sazı'yla İzmir şiiri yerleştirildi.
 
*
 
Cumartesi günü törenle, türküleriyle açılacak.
 
*
 
Seni artık her gün anmak için vesilemiz var.
Evine tekrar hoşgeldin usta.
 
Yılmaz Özdil: Sözcü

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları