Gökhan Günaydın; CHP olarak Anayasa Mahkemesi’ne Sokak Hayvanları ile ilgili düzenlemenin durdurulması ve iptali başvurusu yaptık!
CHP TBMM Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın; "yürürlüğe giren Sokak Hayvanları ile ilgili düzenlemenin öncelikle yürürlüğünün durdurulması ve her halükarda iptali istemini içeren dilekçemizi Anayasa Mahkemesi’ne teslim ettik."
Cumhuriyet Halk Partisi TBMM Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Sokak Hayvanları ile ilgili yürlüğe giren düzenlemenin Anayasa Mahkemesince durdurma ve iptal edilmsi yönünde hazırlanan dilekçeler teslim edildikten sonra kamuoyu ile paylaştı.
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın Anayasa Mahkemesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın “Kanlı Yasa”nın durdurulması ve iptali için Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvurudan sonra basın açıklaması gerçekleştirdi. Günaydın açıklamasında, “AYM'nin yasayı tüm hükümleriyle beraber iptal etmeye davet ediyoruz” dedi.
Doç. Dr. Gökhan Günaydın'ın açıklamaları;
"Arkadaşlar; 2 Ağustos 2024 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren sokak hayvanları hakkındaki yasanın öncelikle yürütmesinin durdurulması ve her halükarda iptali için dilekçemizi bugün, yani 15 Ağustos 2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'ne teslim etmiş bulunuyoruz.
İfade etmek isterim ki, biliyorsunuz bir yasa Resmi Gazete'de yayımlanmasından itibaren 60 günlük bir süre içerisinde Anayasa Mahkemesi'ne taşınabilir. Anayasa koyucu bu süreyi herhangi bir düzenlemenin hakkıyla Anayasa Mahkemesi dilekçesine konu edilebilmesi için yeterli süre olarak tanımlamıştır. Ancak konunun duyarlılığını ve ortaya çıkan, hepimizin vicdanını yaralayan sokak köpeği katliamlarını görmek ve buna karşı hızla hazırlıklarımızı tamamlamak durumundaydık.
Bu çerçevede meslek kuruluşlarından, barolardan, derneklerden, vakıflardan, hayvan haklarıyla ilgili gönüllülerden onlarca, yüzlerce görüş aldık. Arkadaşlarımız, hukukçularımız, milletvekillerimiz bu çerçevede hafta sonları dahil olmak üzere çalıştılar ve bugün 182 sayfalık dilekçemizi Anayasa Mahkememize 13'üncü gün teslim etmiş durumdayız.
Yanımızda hukukçu milletvekillerimiz var ve elbette Tarım Orman Köyişleri Komisyonu'nun, yani konunun asıl ana komisyonunun üyesi ve sözcüsü olan milletvekillerimiz de var. İfade etmek isterim ki 17 maddelik yasanın yürütme haricindeki 16 maddesinin iptali için başvurmuş bulunuyoruz.
Peki, bunlar nelere aykırı? İfade edelim: Hayvan haklarına, kamu yararına, devletin temel amaç ve görevlerine, yaşam hakkına, çevre hakkına, tabiat varlıklarının korunması esasına ve taraf olduğumuz uluslararası anlaşmaların iç hukukuna etkisine tümüyle aykırı olarak düzenlenmiştir.
Yine ifade edelim, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yeterince paydaşlarla tartışılmadan, komisyonlar ve genel kurul süreci vatandaşın girişine yasaklanarak, engellenerek, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kapısından koridorlarına kadar bariyerlerle yurttaşın engellendiği bir yasal sürece muhatap olmuştuk.
Bu 16 maddenin hangi özellikleri için Anayasa Mahkemesi'ne gittik?
1. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'na hakim olan hayvan ve çevre merkezci yani egosantrik anlayışın terk edilmesi.
2. Hayvanların sahipli-sahipsiz ve sahiplendirilme niteliği olan-olmayan şeklinde haksız ve adaletsiz bir şekilde sınıflandırılması.
3. Topla, kısırlaştır, aşıla, rehabilite et ve özgürce yaşam alanına bırak şeklindeki anlayışın terk edilmesi ve hayvanların sahiplendirilinceye kadar barınaklarda hapsedilmesi ve adeta ölüme terk edilmesine yönelik düzenleme.
4. Tüm hayvanların yaşama özgürlüğüne sahip olduğunu kurala bağlayan düzenlemenin yürürlükten kaldırılması.
5. İnsan ile hayvan arasında kurulan barındırma, bakma, bulundurma, koruma ilişkisinin ortadan kaldırılması.
6. Hayvanların kanuni istisna ve kanuni gerekçenin varlığı halinde öldürülebilmelerine cevaz tanınması.
7. Hayvanlara ötenazi uygulanabilmesi.
8. Yerel yönetimlerin hayvanları rehabilite ettikten sonra yaşam alanına geri bırakmalarının yasaklanması ve yasağı ihlal edenlere idari para cezası verilmesi.
9. İl Hayvanları Koruma Kurulunun kanuni hiçbir ölçüt olmaksızın hayvanlara yönelik her türlü önlemi alabilme yetkisiyle donatılması.
10. Katılımcı demokrasi ilkesinin aksine, hayvan koruma gönüllülerinin ve görevlilerinin varlıklarının tümüyle ortadan kaldırılması.
11. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın başta yerel yönetimler olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara hayvanların bakımı için sağlayacağı mali desteğin belirsiz olması.
12. Yerel yönetimlerin özerkliği ve idarenin bütünlüğü ilkelerinin aksine, kanun koyucu tarafından belediyelerin bütçesine orantısız biçimde el atılması.
13. Hayvanların korunmasına ilişkin sorumluluğun yerel yönetimler ile merkezi idare arasında orantılı biçimde paylaştırılmaması.
14. Suç ve cezaların orantılılığı ilkesinin aksine, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri ve belediye yetkilileri hakkında hapis cezası öngörülmesi.
15. Belediyelere verilen görevlerin yerine getirilmesi için merkezi idarenin belediyelere kaynak aktarımı yapmaması ve belediyeleri zaman baskısı ile baskılaması.
16. Kamu yararına aykırı biçimde 7257 sayılı Kanunun yayımlandığı gün, yani 2 Ağustos 2024 tarihinde yürürlüğe girmesi.
Sevgili arkadaşlar, şunları ifade etmek isterim. Türkiye'de 1994'ten 2019 yılına kadar bütün büyük belediyeler AKP tarafından 25 yıl boyunca kesintisiz olarak yönetildi. Yine 2002 yılından 2024 yılına kadar kesintisiz olarak 22 yıldır süren bir AKP iktidarı söz konusu.
Peki, ne yapıldı? Son 200 yılda yalnızca 200 barınak yapıldı, yani yıl başına 10 barınak yapıldı. Son 20 yılda yalnızca 2,5 milyon hayvan kısırlaştırıldı; ilk 15 yıllık döneminde 1,2 milyon, belediyeleri bizim kazandığımız 2019'dan itibaren 1,3 milyon hayvan kısırlaştırıldı. Yani bizim belediyelerimiz onların 15 yılda yaptığını 5 yılda yapmışlar.
Bu çerçevede AKP'nin ve merkezi iktidarın bu sorundan sorumlu olduğu konusunda hiçbir tereddüt yoktur. Ancak sözü edilen sorumlulukları üstlenmekten kaçınan, yurttaşlar arasında, yurttaş ile belediyeler arasında yeni bir tartışma ve kamplaşma alanı yaratmaya yönelik iktidar partisi tutumu konuyu teknik, mesleki ve vicdani bir boyuttan çıkartmış, sosyolojik ve siyasi bir sorun alanına evirmiştir.
4 milyon sokak hayvanının varlığını yasanın gerekçesinde ifade ederken ve yalnızca 100 bin hayvanı alabilecek barınak varken, “tüm hayvanları toplayacaksın ve barınakta tutacaksın” diyen bir yasanın bir geçiş hükmü dahi öngörmeden, yasanın yayımlandığı gün yürürlüğe girmesi iyi niyetle açıklanabilir bir tutum değildir.
Yasanın Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden geçmesiyle Türkiye'nin dört bir tarafından gelen sokak hayvanlarına yönelik vahşet görüntüleri kamuoyu vicdanını derinden yaralamaktadır.
Anayasa Mahkemesi'ni mümkün olan en ivedi tarihte toplanarak ilgili yasa ile ilgili derhal yürütmenin durdurulması kararını vermeye ve her halükarda yasayı tüm hükümleriyle beraber iptal etmeye davet ediyoruz. Bu iptal sonrasında Türkiye Büyük Millet Meclisi tüm paydaşlarla bir araya gelerek yeniden tıpkı tarihsel müktesebatımızda olduğu gibi sokaklarımızda çocuklarımızın, hayvanlarımızın birlikte yaşamını güven içerisinde sürdürebileceği önlemleri alabilecek bir yasal düzenleme yapma sorumluluğu ve görevi vardır. Anayasa Mahkemesi iptali sonrasında da Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni bu görevini yerine getirmeye davet ediyoruz.
Bu çerçevede biz sokaklarımızın güvenli olmasının, sokak hayvanlarımıza yönelik en ufak bir insanlık dışı ihlale izin verilmemesinin hayati önem taşıdığını düşünüyoruz. Parti olarak, tüm muhalefet partileri olarak da üzerimize düşen her türlü görevi yerine getirmekte kararlı olduğumuzu kamuoyunun takdirlerine sunarız."
2 Ağustos 2024 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren Sokak Hayvanları ile ilgili düzenlemenin öncelikle yürürlüğünün durdurulması ve her halükarda iptali istemini içeren dilekçemizi Anayasa Mahkemesi’ne teslim ettik. pic.twitter.com/aVFNCIvLRT
— Gökhan Günaydın (@gunaydingokhan) August 15, 2024
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları