Gökhan Günaydın; Gebze Belediyesi tarafından kamu personeli ve kamu kaynağı kullanılarak yapılan köpek, kedi ve karga katliamı, hiçbir anlayışa ve vicdana sığmayacak açık bir toplu cinayettir!

Gökhan Günaydın; Suçluluk telaşı içinde Gebze Belediyesi tarafından yapılan basın açıklamasını, ibretle ve onlar adına utanarak okudum. Açıklamada, köpeklerin ve kedilerin trafik kazasında ve sağlık sebepleriyle öldüğü yazıyordu.

Cumhuriyet Halk Partisi Gurup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Gebze Belediyesinde yaşanan Canlı katliamı için yaptığı açıklamada;

"Gebze Belediyesi tarafından kamu personeli ve kamu kaynağı kullanılarak yapılan köpek, kedi ve karga katliamı, hiçbir anlayışa ve vicdana sığmayacak açık bir toplu cinayettir..

O barınaktan yansıyan, masum hayvanlara yavrularıyla beraber yapılan vahşeti ve bu katliamı soğukkanlılıkla işleyenleri gördüm, insanlığımdan utandım.

Katliamın ortaya çıkarılmasında büyük emeği ve öncü rolü olan İstanbul milletvekilimiz Nimet Özdemir ve katliamın yapıldığı barınağa derhal intikal ederek ön inceleme yapılmasını sağlayan, konuyu takip eden ve kamuoyuyla paylaşan Kocaeli milletvekillerimiz Nail Çiler, Muhip Kanko ve Harun Özgür Yıldızlı’ya yalnızca partim adına değil, kamu vicdanı adına teşekkür ederim.

Belirtmeliyim ki, 4 milyon sokak köpeği varlığına karşın toplam barınak kapasitesi ancak 100 bin hayvan için yeterliyken, çıkarttıkları katliam yasasını Resmî Gazete’de yayımlandığı gün olan 2 Ağustos 2024 tarihinde yürürlüğe sokanlar, bu katliamın yalnızca nedeni değil, aynı zamanda azmettiricisidirler.

Suçluluk telaşı içinde Gebze Belediyesi tarafından yapılan basın açıklamasını, ibretle ve onlar adına utanarak okudum. Açıklamada, köpeklerin ve kedilerin trafik kazasında ve sağlık sebepleriyle öldüğü yazıyordu. Oysa hayvanların canlı canlı götürülüp Keta-Control adlı ilaç ile öldürüldüğüne ilişkin görüntüler medyada yayımlanıyor, hayvanların öldürülüp çöp konteynırlarına konuldukları poşetlerde bu ilaçlar bulunuyor.

Belediye başkanından başlayarak, sorumlu olan herkesin eksiksiz biçimde en ağır cezayı almaları hukukun ve ahlakın gereğidir, ancak kamuoyu vicdanını tatmin etmek için yeterli değildir.

Tüm ikazlarımıza ve sabahlar kadar süren direnmemize rağmen, Meclis’in kapanmasını bu yasa için erteleyen ve bu vahşet yasasına olumlu oy kullananlar rahat uyuyabiliyorlar mı, (varsa) vicdanları hiç sızlamıyor mu?

Buradan Anayasa Mahkemesi Başkanı ve üyelerine açık ve acil bir çağrı yapmak istiyorum.

2 Ağustos 2024’te yayımlanan Katliam yasasının öncelikle yürürlüğünün durdurulması ve her halükarda iptalininin sağlanmasına yönelik 182 sayfalık dilekçemizi, 15 Ağustos 2024 tarihinde Mahkemenize teslim ettik.

20 gün sonra, Anayasa Mahkemesi'nin 05.09.2024 tarihli Genel Kurul toplantısında “dilekçenin ön incelemesinin yapıldığı ve esasının incelenmesine ve yürürlüğü durdurma talebinin esas  inceleme aşamasında karara bağlanmasına” yönelik karar ürettiğinizi biliyoruz.

Bu karar üzerinden 5 hafta, dilekçe teslimimizden bu yana 2 ay geçti.

Bu vahşete daha fazla izin vermeyin, daha fazla seyirci kalmayın.

Yasanın açıkça hukuka aykırılığı ve yürütülmesinde telafisi imkansız zararlar doğması yalnızca dilekçemizde anlatılmıyor; acı örnekleriyle ortadadır.

Canlar katlediliyor.

Lütfen Yasa’nın yürürlüğünü derhal durdurun. İptale yönelik incelemelerinizi bu ara kararın ardından sürdürün..

Unutmayalım ki, nefes alan her canlının yaşam hakkı kutsaldır.

Bu kadim memleketin daha fazla insanlığıyla sınanmasına izin vermeyin.."