Gökhan Günaydın; Noterlik ve Dahiliye Memurları Kanunu’nu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdık!
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın; Noterlik Kanunu, Dahiliye Memurları Kanunu ve 3 Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin iptali ve yürürlüklerinin durdurulması için Anayasa Mahkemesi'ne başvurduktan sonra basına açıklama yaptı.
SONDAKİKA, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın AYM önünden yaptığı açıklamada;
"CHP Grubu olarak Noterlik Kanunu, Dahiliye Memurları Kanunu ve 3 CBK’nın iptali ve yürürlüklerinin durdurulması için Anayasa Mahkemesi’ne başvurduk.
CHP’nin ve eşlik eden muhalefet partilerinin etkin çalışmasıyla, bu iki Yasa kapsamından aşağıdaki düzenlemeler Meclis aşamasında çıkarılmıştı;
*Etki ajanlığı,
*Mülkiye müfettişlerine belediyeler üzerinde savcı düzeyinde denetim yapma yetkisi veren,
*Yurt dışındaki derneklere idari, mali, teknik destek sağlayan,
*Mahalle bekçilerine üst ve araç arama yetkisi veren düzenlemeler.
Bunların dışında, yasaların aşağıdaki bilgi notunda gösterilen Anayasa’ya aykırı hükümlerini AYM’ye taşıdık.
Kamuoyunun bilgi ve dikkatlerine sunarız.."
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın’ın konuşmasının tam metni;
Günaydın arkadaşlar. İstanbul’da Beşiktaş Belediyesi ile ilgili yapılan operasyonlar henüz tazeliğini korurken, dün gece itibarıyla Ankara‘ya geldik ve bugün Anayasa Mahkemesi’ne iki yasa, üç Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması için başvurumuzu yapmış bulunuyoruz. Bu vesile ile kamuoyuna hangi başvuruyu, hangi amaçla yaptığımızı kısaca açıklamak isteriz.
Noterlik Kanunu biliyorsunuz gelmişti. Noterlik Kanunu’nda etki ajanlığına ilişkin düzenleme, Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nin komisyonlarında ve Genel Kurulu’nda hem Cumhuriyet Halk Partisi’nin hem de bizlere eşlik eden diğer muhalefet partilerinin etkin çalışmasıyla Cumhur İttifakı grubuna geri çektirilmişti. Dolayısıyla artık etki ajanlığı umuyorum ve diliyorum ki memleketin gündeminden düşmüştür.
Neden umuyorum ve diliyorum diyorum? Çünkü TMSF’nin şirketlere kayyum atama yetkisini de yine anlaşma ile iktidar partisi grubuna çektirmiştik ama bir torba kanun ile bu hafta o düzenlemeyi Meclis’e geri getirdiler. Bu meclisin teamüllerine aykırıdır, centilmenliğe aykırıdır. Bu nedenle grubumuz tüm muhalefet partileri ile beraber etkin bir direnme gösterdi. Bu haftayı o düzenlemenin yarısını bile Meclis’ten geçiremeden Meclis’i tatil etmek zorunda kaldılar.
Dolayısıyla umuyor ve diliyorum ki buralarda yapılan anlaşmalar, etki ajanlığı gibi düzenlemelerin geri çektirilmesi geçici bir işgüzarlık olmaz ve Türkiye artık bunları unutur. Yeniden bunları önümüzde görmek istemiyoruz.
Noterlik Kanunu’nun etki ajanlığı düzenlemesinin çekilmesinden sonra bazı hükümleri kaldı:
Örneğin noterlerin tatil gün ve saatlerinin çalışmalarının herhangi bir kanuni ölçüt öngörmeksizin Adalet Bakanlığı tarafından düzenlenmesi ya da Araç Sicil ve Tescil Sistemi Veri Tabanında yapılan sorgulamalara karşılık, Türkiye Noterler Birliği’nce alınan katılım payından muaf olan kişi ve kurumların kanuni ölçüt öngörülmeksizin idarece belirlenmesi.
Yargının siyasallaşmasına neden olacak şekilde bölge adliye mahkemelerine birden fazla Cumhuriyet başsavcı vekili atanması.
Adil yargılanma hakkının aksine ek savunma alınan bazı hallerde sanık yerine müdafiye yapılan bildirimlerin yeterli kabul edilmesi.
Ve nihayet eğitim ve öğrenim hakkının aksine hükümlülerin ceza infaz kurumlarında eğitim almalarının zorlaştırılması.
Bu düzenlemelere karşılık Anayasa Mahkemesi’ne yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle başvurmuş bulunuyoruz.
Bir başka kanun arkadaşlar Dahiliye Memurları Kanunu. Burada da komisyonlarda ve Genel Kurul’da yaptığımız görüşmelerle üç önemli düzenlemenin geri çekilmesini sağlamıştık, önce bunları arz edeyim:
Mülkiye müfettişlerine başta belediyeler olmak üzere yerel yönetimler üzerinde sınırsız denetim yapma yetkisi. Adeta Mülkiye müfettişlerini Cumhuriyet Başsavcısı konumuna çıkartan düzenleme, bu geri çektirildi.
Yurt dışındaki bazı derneklere idari, teknik ve mali yardım yapılması. Bu derneklerin kimler olduğunu bilmiyoruz ve AKP‘nin bu alandaki sicilini biliyoruz. Bu da geri çektirildi.
Bunun yanında arkadaşlar, kaymakamlık adaylarının herhangi bir meslek grubu tanımlamaksızın çok geniş bir şekilde siyasal ve hukuk mezunlarının dışına da taşırılması.
Polis bakım ve yardım sandığı üyelik aidatı ve üyelik koşullarının kanuni ölçüt öngörülmeksizin Cumhurbaşkanınca belirlenmesi.
Bunun dışında Sahil Güvenlik Komutanlığı’na ilişkin, Jandarma Genel Komutanlığı‘na ilişkin, onların personellerine ilişkin yasal ölçüte dayanmayan, keyfiyete varan uygulamaların önüne geçirilme çabası.
Dernek kurma hürriyetinin aksine lokallerin açılmasına, işletilmesine, denetimine ve kapatılmasına ilişkin usullerin İçişleri Bakanlığı’nca belirlenmesi.
Liyakat esasının aksine çarşı ve mahalle bekçilerinin tedbir alma görevi verilmesi. Bunların üst arama yetkisini anlaşmayla geri çektirmiştik, bunu biliyorsunuz.
Ve nihayet dinlenme hakkının aksine, çarşı ve mahalle bekçilerinin, çalışma saatlerinin İçişleri Bakanlığı’nca belirlenmesi.
Arkadaşlar bunları sosyal medyadan birazdan duyuracağız, ilgili bilgi notunuzu paylaşacağız. Şu anda demek ki saydığım hükümlerin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurduk, aynı zamanda da bu yasalar görüşülürken hangi düzenlemelerin kapsamından çıkartıldığını da kamuoyunun bilgisine sunmuş olduk.
Burada gördüğünüz gibi Cumhuriyet Halk Partisi neredeyse haftada ya da on günde bir Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden Anayasa’ya aykırı kanunlar geçirildikçe mahkemenin önüne geliyor ve Türkiye’nin anayasal düzenini, hukuk düzenini, vatandaşın da hukuki güvenliğini korumak için gerekli hukuki çalışmaları yerine getiriyor.
Biz bu çerçevede bu bilgileri kamuoyuyla paylaşıyor ve saygılar sunuyoruz. Çok teşekkür ederim.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları