Gökhan Günaydın, CHP'nin yerel seçim stratejilerini açıklad, 'ithal aday' eleştirilerini yanıtladı...
CHP’nin yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın,CHP’nin seçim meydanlarına, seçim bildirgesinin başlığını taşıyan “Varlık içinde, birlik içinde, özgür biçimde” sloganı ile ineceğini açıkladı. Günaydın, partisinin seçim stratejisi ve seçime dönük hedeflerini Cumhuriyet’e anlattı:
CHP’nin seçim bildirgesinde temel mesajları ne olacak?
Seçim bildirgemiz 3 ayaktan oluşacak. Birincisi bir manifesto niteliğini taşıyacak ve “CHP Türkiye’nin birleştirici gücüdür” ana başlığı altının doldurulmasından oluşacak. Çünkü iktidar partisi 2002 sonbaharından bu yana Türkiye’yi kutuplaştırarak iktidar aradı. Bunu buldu, ama Türkiye’de tamiri güç yaralar açıldı. İşte CHP bu dönemi, sadece partinin değil, toplumun geleceği açısından okumak istiyor. Biz bazen futbol takımı tutar gibi siyasal partiyi destekleyen yurttaşlarımızın birbirlerine düşmanlık büyütmesini istemiyoruz. Biz barışla, kardeşlikle, demokrasi ve özgürlükle bu fay hatlarını dolduracağız. İkinci ayağı CHP’nin yeni toplumcu belediyeciliğine ilişkin ilkeleri ortaya koyan içerik taşıyacak. Bu bildirgeyi okuyan, suyun hangi kaliteyle hangi orana kadar ücretsiz olacağını görecek, metronun hangi kaynakla yapılacağını görecek. Yerel seçimin birinci basamak olduğunu görerek bu manifestoyu Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler için de ses verecek boyutta ortaya koyuyoruz. Son bölüm iki alt başlıktan oluşacak. Bunlardan birincisinde bir yurttaş, bir kadın, bir öğrenci, belediye başkanından ne bekler. Bunlar yazılacak. Buna karşı belediye başkanının ona ilişkin sözleri bir taahhüt niteliğinde yer alacak. Belediye başkanlarımız seçildiklerinde, ara dönemlerinde ve bitirdiklerinde, mal varlıklarını kamuoyuna açıklayacak.
Seçimlerde oy hedefiniz, beklentiniz nedir?
Rakam hedefi vermenin siyasetle örtüşmediğini düşünüyorum. CHP’nin amacı yerel seçimlerde birinci olarak çıkmaktır. Ben bir yıl evvel söylediğimi yeniden söyleyeyim. 40’lar bandına geçebilecek bir CHP’den söz ediyorum. Ve AKP’yi altına çekecek bir CHP’den söz ediyorum. Ben AKP ile yüzde 30’larda buluşacağız lafını 1 yıl önce söylemiştim. Şimdi 17 Aralık konjonktürünü de buna eklemek gerekiyor.
Sağ kökenli adaylar nedeniyle “CHP sağa mı kayıyor?” yorumları yapılıyor.
Bizim sol partilerden transfer ettiğimiz başkanlarımız da var, sol partilerle birlikte çalışarak onların da görüşünü alarak belirlediğimiz adaylarımız da var, AKP ve MHP’den transfer ettiğimiz adaylar da var. Ortak noktaları hepsinin de şaibesiz olmalarıdır. AKP ülkeyi büyük bir kaosa sürüklüyor, içeride ve dışarıda ülkeyi yönetemez noktaya getirdi. Ve ülkenin kaderine bir halk iktidarıyla el koyma zamanıdır. Demokrat anlayışla herkesi bütünleştirecek yaklaşıma ihtiyaç var. CHP bunu sağcılaşarak söylemiyor. Kurucu iradesinin üzerine evrensel çağdaş sosyal demokrat normlarını ekleyerek ve bu iradeyi topluma yansıtarak bir çağrı yapıyor. Eğer siz dışarıdan birinin gelmesiyle sağcı veya solcu iseniz, kendi omurganızla ilgili bir sorun var demektir. CHP’nin omurgasının en temel, en sağlam omurga olduğunu hepimiz biliyoruz. Ama artık o çatı içinde bütün kesimlere yer var. Başka partiye giderlerse sorusuna gelince, haklı bir sorudur. Açığını söyleyeyim. Siz eğer iddianızı büyüyen bir siyasal partiyle pekiştirebilirseniz ve bu süreci iyi yönetirseniz, herkes sizinle beraber bu sürecin keyfini yaşar ve toplumu kutuplaştırdığı AKP felsefesinin sona erdiği ve yeni bir dönemin başladığı günleri
birlikte tarihe düşeriz. Eğer bunu iyi yönetemezsek, CHP’den seçilmiş bir CHP’li de pekâlâ başka bir partiye gidebilir. Dolayısıyla ben bu tartışmayı önümüzdeki dönemi yönetip yönetememe tartışmasıyla bir sayıyorum.
‘Yolsuzluk yapanın ipini çekeriz’
Ankara Büyükşehir adayınız Mansur Yavaş’ın “ülkücülük” günlerinde yaptığı bir konuşma kaseti yayımlandı. İşte, Deniz Gezmiş’e Yaşar Kemal’e, Yılmaz Güney’e yönelik sözleri sol çevrelerde epeyce rahatsızlık yarattı...
İnsanlar onlarca yıllık bir yaşam sürüyorlar. Bizim geleneğimizde bir özeleştiri veriyorlarsa, insanlar bir özeleştiri veriyorlarsa ve bu özeleştiri üzerinden kendilerini yenilediklerini söylüyorlarsa, kimsenin kanına elleri bulaşmamışsa, yoksulun halkın cebine elleri ulaşmamışsa, bu özeleştiriye kulak vermek ve onlara kendilerini yenilemek, yürüyüşlerine daha güçlü şekilde devam etme şansını tanımak gerekir. CHP’li biriyle ilgili bir rüşvet pazarlığı ortada yoktur. Eğer varsa da ipini önce bizim çekeceğimizi herkes bilsin. CHP’de hırsıza, arsıza yer yoktur.
Ayşe Sayın - Cumhuriyet