Gökhan Günaydın'dan 'gasteci' Levent Gültekin'e; ''hadsizliğin Nirvana’sına'' çıkma konusunda tereddüt etmiyor!

Gökhan Günaydın; Sözü edilen kişi, “hadsizliğin Nirvana’sına” çıkma konusunda tereddüt etmeyerek, benim CHP’nin değil İmamoğlu’nun grup başkan vekili olduğumu söyleyebiliyor, bunda bir tereddüt etmiyor.

Cumhuriyet Halk Partisi TBMM Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın'dan 

"İki “gasteci” oturmuş konuşuyorlar.

Birisi benim İmamoğlu davasında ceza kararı çıkarsa ülkeyi erken seçime zorlayacağımızı söylediğimi ifade ederek, “beyefendi, elinizde böyle bir imkan varsa neden şimdi yapmıyorsunuz” diye soruyor.

Okur yazar olmayan ümmî fikir yayıcılığının geldiği durumu eleştirmeyi çoktan bıraktım.

Ancak birini bir şeyle suçlayacaksanız, öncesinde yaptığını ve/veya yapmadığını iddia ettiğiniz eylemleri-sözleri araştırmanız gerekir ki, mahcup olmayasınız.

Kuşkusuz bu bir ön koşul değil diyebilirsiniz ve aynen böyle devam edebilirsiniz. Bence bu durum da sizi -her nereye ise oraya- konumlandıran siyasi eko sistemin sorunu olup, sizi çoktan aşmış bir düşün namusu sorunudur.

Elbette karşısında oturan “gastecinin de” “suçladığınız Gökhan Günaydın, derhal ve şimdi erken seçim istediklerini ve bunun için neler yaptıklarını benim konuğum olarak en az iki programımda açık açık anlattı” demesi beklenir.

Demediğine göre, aşağıya o programların video kesitlerini bırakalım ki, merak edenler hızlıca bakabilsinler..

Gelelim ikinci konuya..

Sözü edilen kişi, “hadsizliğin Nirvana’sına” çıkma konusunda tereddüt etmeyerek, benim CHP’nin değil İmamoğlu’nun grup başkan vekili olduğumu söyleyebiliyor, bunda bir tereddüt etmiyor.

Yine karşısındaki kişi, gazetecilik etiğine uygun olarak, “benim orada olmadığımı, yanıt verme hakkımın bulunduğunu” hatırlatma gereği duymuyor.

Mesele kişisel bir saygı beklentisi değil. Kuşkusuz siyasetçi eleştirilebilir, tahammül etmek ve hatta anlamak, anlamaya çalışmak, özeleştiri yapmak konusunda görevli sayılır.

Burada benden daha çok CHP’nin kurumsal kimliğine yapılan bir saldırı var.

Grup Başkan vekillerinin görevleri ve temsil konusundaki yetki ve görevleri CHP Tüzük ve yönetmeliklerinde yazılıdır. Bunun dışına çıkmak keyfiyeti de söz konusu dahi olamaz.

Elbette bunun yanında, siyasal mücadele tarihi içinde payıma düşeni almış bir kişi olarak, bir hadsizin aforizmalarına yönelik değerlendirme zorunluluğu ortaya çıkıyor.

Şimdi açıklayalım:

Sen siyasal İslamcılığın peşinde koşarken, ben 2000’li yıllarda TMMOB’ye bağlı odalarda başkanlık, KESK’e bağlı sendikalarda genel sekreterlik yapıyordum.

Sen Erdoğan’ın ve öncüllerinin yandaşlığını yaparken, 2010’lu yıllarda ben bu partinin PM üyeliğini, genel sekreter yardımcılığını, genel başkan yardımcılığını, milletvekilliğini yapıyordum.

Ekmelettin İhsanoğlu vakasının hepiniz peşine düşmüşken ben bu partideki tüm görevlerimi bırakarak, 2015-2023 arasında muhalif kimliğimi korudum.

2018 ve 2020 yıllarında iki kez genel başkan listesi dışından gelip o listeyi delerek PM üyesi oldum. Bunun nasıl olabileceği konusunda bir fikrin var mı?

Bugün de bu partinin grup başkan vekilliği görevini onurla ve layık olma çabasıyla sürdürüyorum.

Denilebilir ki, böyle bir geçmişe sahip, kendisini cumhurbaşkanı adayı ilan etmeye yeltenen malum kişi için bu açıklamalara gerek var mıydı?

Kuşkusuz hayır.

Amacım, kifayetsiz muhterislerin kamuoyunu zehirleme çalışmalarının önüne geçmek, siyasetin amacı dışına taşırılmasına izin vermemek..

Geçmişimizi yaşantımızla ortaya koyduk, geleceğimizi de aynı şekilde kamuoyu denetimine açık tutacağız.

Gerisini zamana bırakır, yaşar ve görürüz."