Genel Kurulda, AKP, CHP, MHP ve BDP'nin grup önerilerinin ardından yaklaşık 6,5 saat sonra gensoru önergesinin görüşmelerine geçildi.
Genel Kurulda, AKP, CHP, MHP ve BDP'nin grup önerilerinin ardından yaklaşık 6,5 saat sonra gensoru önergesinin görüşmelerine geçildi.
Sağlam'ın,
CHP İzmir Milletvekili Oğuz Oyan ve 59 milletvekilinin imzasıyla verdiği gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmayacağına ilişkin görüşmelere başlanacağını duyurması üzerine
CHP milletvekilleri, sıra kapaklarına vurarak, tepki gösterdi.
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, elini kaldırıp söz istediğini ancak verilmediğini ifade ederek, bir hatibin konuşmasının kesilemeyeceğini söyledi. Hamzaçebi, Sağlam'a, ''Sizi nezakete ve İçtüzüğe uymaya davet ediyorum'' diye seslendi.
CHP Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum, anayasanın uzlaşmayla yapılmak istendiğini ancak içtüzüğün bir günde geçtiğini ifade ederek, ''Aynı şey 2001'de geldiğinde sizler 115 imzayla Anayasa Mahkemesine başvurdunuz. Aramızda fark var; biz tek partiden demokrasiye geçtik, sizler çok partiden diktatörlüğe geçiyorsunuz. Buna MHP, BDP izin verse de biz izin vermeyeceğiz'' diye konuştu.
Batum'un sözlerine de BDP ve MHP'liler tepki gösterdi.
Tartışmaların ardından gensoru önergesinin görüşmelerine geçildi.
Tanal kürsüden inmedi
CHP'nin Adalet Bakanı Sadullah Ergin hakkında verdiği gensoru görüşmelerinde kürsüye çıkan
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, süresi bittikten sonra kürsüden inmeyince Meclis Başkanvekili Mehmet Sağlam görüşmeye ara verdi, ancak Tanal konuşmaya bir süre daha devam etti.
Meclis Genel Kurulu'nda Bakan Ergin hakkında verilen gensoruda kürsüye çıkan
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, konuşma süreleriyle ilgili 10 dakika sınırlama olmadığını ileri sürerek, "Derdimi anlatana kadar buradan ayrılmayacağım" dedi.
Yargı süreçlerindeki sıkıntıları anlatan bir konuşma yapan Tanal'ın süresi bittikten sonra mikrofonu kapandı, ancak Tanal konuşmaya devam etti. Bunun üzerine Meclis Başkanvekili Mahmut Tanal "Ara veriyorum, kürsüyü terk edeceksiniz" dedi. Tanal ara verilmesine karşın konuşmasını sürdürdü. Tanal'ı yanına gelen bir grup milletvekili ikna ederek kürsüden uzaklaştırdı.
Oyan: Google'a Ali Dibo yazın...
CHP İzmir Milletvekili Oğuz Oyan, "Google'a girip Ali Dibo yazınca karşınıza kim çıkıyor biliyor musunuz, işaret, karşınızda şekilde görüldüğü gibi. Ali Dibo yazın, Google'a girin, karşınıza Adalet Bakanı çıkıyor" dedi.
CHP İzmir Milletvekili Oğuz Oyan, Meclis Genel Kurulu'nda,CHP'nin Adalet Bakanı Sadullah Ergin hakkında verdiği
gensoru önergesi üzerinde konuştu.
Türkiye'de adaletin sanal, hukuk dışılıkların gerçek olduğu bir dönemin yaşandığını savunan Oyan, "Aslında bunun başında, tepesinde 'ben Ergenekon davasının savcısıyım' diyen bir Başbakan oturuyor. Başbakan'ın demokrasi dışı tutumu kuşkusuz Bakanına da yol gösteriyor. Özel yetkililere de, savcısına, yargıcına yol gösteriyor" dedi.
"Komutan buyurursa neferler ne yapmaz" diyen Oyan, "Mesela zanlılar hakkında salıverme ve tutuksuz yargılama kararı veren nöbetçi hakimi nöbetçi çete reisi diye alalen suçlayabilen özel yetkili yargılama elemanları var bu ülkede. Ne yaptınız bunlarla ilgili, ne gibi işlem yaptınız?" diye sordu.
"Google'a girip Ali Dibo yazınca karşınıza kim çıkıyor biliyor musunuz?" diye soran Oyan, eliyle de göstererek, "İşaret, karşınızda şekilde görüldüğü gibi. Ali Dibo yazın Google'a girin karşınıza Adalet Bakanı çıkıyor. Böyle bir Adalet Bakanı da böyle bir Erdoğan hükümetine yakışır" dedi.
"Pentagon hukuku, Pensilvanya hukuku"
AKP'yi eleştiren Oyan, konuşmasına şöyle devam etti:
"İçerde zorba devlete yönelen tüm muhalif unsurları temizlemeye girişen bir büyük bir operasyonun hükümetidir.Bu Pentagon ve Pensilvanya hukukudur. Oğuz Asıltürk'ü dinleyin, ne diyor; 'Ergenekon operasyonunun arkasında ABD var' diyor. Bu örtük faşizmden açık faşizme geçiş sürecidir."
CHP'nin Adalet Bakanı Sadullah Ergin hakkında verdiği gensoru görüşmesinde BDP adına İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder konuştu. Ana muhalefet partisi ile
CHP arasında yaşanan "dindarlık" tartışmasına değinen Önder, Kuran'da "İnanan-inanmayan, dindar-dinsiz" ayırımı değil "zalimler ve mazlumlar" diye bir ayrım olduğunu söyledi. "Zalimlere düşmanlık olur" diye bir ayet olduğunu anlatan Önder, bunun ölçüsünün de adaletin tezahür edip etmediğinin gözlemlenerek ortaya çıktığını söyledi.
Yargı tartışmalarında sıkça ifade edilen "yargının siyasileşmesi" kavramını "siyasetin yargısallaşması" olarak yeni bir bakış açısıyla ele aldığını söyleyen Önder, bu kaotik durumun arkasında da siyasetin yargısallaşması sorununun olduğunu, bunun da daha tehlikeli bir sorun olduğunu söyledi.
Yargının ya beraat ya da mahkumiyet içeren iki sonucu olduğunu, siyasetin ise kazanıp kaybetmenin yanı sıra bir de üçüncü bir sonuç olarak "uzlaşma" imkanı tanıdığını ifade eden Önder, "Parlamenter rejimler uzlaşmayı öngören meclislerdir. Yoksa savaşa gider. Siyasetin göreceği işi yargının üzerine attığınızda bu üçüncü seçeneği kaybedersiniz" dedi.
İç tüzük değişiklik önerisindeki adalet anlayışını görünce bu üçüncü seçenek noktasında iyimser olmadığını söyleyen Önder, "bizim sorunlara çözüm için meseleyi ortaklaştırmak gerek. Yoksa tahakküm, otoriterleşme eğilimi inanın iktidarın kendisine de hayır getirmez. Geleceği planlayamazsınız. Bu tarih çok yüzde 50'ler gördü, yarın bir bakarsınız bu saltanatın yerinde yeller esiyor olur" dedi.
"Ermeni canı hamburger firması kadar kıymetli değil"
Adalet Bakanlığınca getirilen Terörün Finansmanının Önlenmesi ile ilgili kanunu eleştiren Önder, tasarının adaletin geldiği noktayı göstermesi açısından ibret verici olduğunu savundu.
"Hrant Dink davasında örgüt yok demek cinayeti devletin üstlenmesi anlamına gelir" diyen Önder, şöyle devam etti:
"Ceza alan insan hamburger firmasına bomba atmaktan ceza aldı. Bir Ermeni yurttaşın canı bir Amerikan hamburger firması kadar kıymetli değilmiş. Hamburgerciye dokunamazsın ama Ermeni'yi öldürürsün, Kürt'e zulüm edebilirsin, mazlumla uğraşabilirsin."
"Özel yetkili mahkemelerden trajikomik film hikayesi çıkar"
Özel Yetkili Mahkemeler ile bu noktaya gelindiğini söyleyen Önder, bu mahkemelerin 12 Eylül'ün faşist mahkemelerine rahmet okutacak keyfi, gülünç, trajikomik filmlerin hikayelerin konusu olacak uygulamalar yaptığını savundu. KCK davasında Kürtçe savunma yapılmamasını eleştiren Önder, "Anadilinde ninnisini söylediği dilde savunma yapamıyor Kürt bundan mahrum bırakılıyor, Arapça konuşana ise izin veriliyor. Siyasetin yargısallaşması meselesi budur. Siyaseten uğraşacağınız bir alanı yargının üzerine atmanızdır. Bu bakanın işi sorumluluğu değil başlı başına bir sistem meselesidir" dedi.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin,
CHP tarafından verilen gensoru için yaptığı konuşmada, son 10 yılda yargının kronikleşmiş sorununa el attıklarını ifade ederken, "Bizden adalet beklerken, siz kendi çatınız altında
CHP Genel Merkezi içinde bir adalet sağlayın lütfen" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda hakkındaki iddialara cevap veren Bakan Ergin, yargının geçmişten gelen ve çok uzun süredir konuşulduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Türkiye'de yargının geçirdiği süreç, hepimizin malumudur. Öteden beri Türkiye de uzun yargılama sorunu var. Bu ülkede yargının alt yapı, mevzuat, personel sorunları vardı. Son 10 yılda çok önemli çalışmalar yapıldı. Planlı, bilimsel ve katılımcı olarak ele alınarak yargının tüm paydaşlarıyla bir eylem planı hazırlandı ve deklare edildi. Bu 209 yılının Ağustos ve Eylül ayında karara alındı.
Aradan geçen 2 yıl içinde çok önemli adımlar atıldı ve bu süre içinde Anayasa Mahkemesi'nin yapısında önemli değişikler yapıldı. HSYK yeniden yapılandırıldı.
Danıştay ve Yargıtay güçlendirildi. Türkiye adliye teşkilatının alt yapısı yenilendi. 205 cezaevi kapatıldı. 60 tane daha moderni yapıldı. Ulusal yargı ağı üzerinden görüntülü ifade alma sistemi yapıldı. Çok önemli çalışmalar yapıldı. Mezuaat alt yapısı içinde de Türkiye'de uygulanan ceza mevzuat yeniden yapıldı. Tamamı yenilendi. Bu parlamentoda mutabakatla yapıldı."
Hakim ve savcı sayısında iktidarları döneminde yüzde 34, adalet personeli sayısında yüzde 80 artış sağlandığını hatırlatan Bakan Ergin, "Türkiye'deki yargının sorunlarını çözme sorunu için ilk defa tarihimizde Yargıtay'a gelen dosyadan daha çoğu karara çıkarıldı. Makul sürede yargılama yapılamıyor diye şikayet ediliyordu. Bunların önlenmesi için çalışmalar yapıldı ve 1,5 -2 yıl içinde 12 ile 14 ay içinde bir dava açtığınızda tamamlanacak. Bu yargı için bir devrimdir" dedi.
Bakan Ergin şöyle devam etti:
"Türk yargısı için son dönemde dezenformasyon ve yıpratma çalışması yapıldığını üzülerek görüyorum. Doğru bilgiler üzerinden yapılırsa saygı duyarım. Herkes bir diğerinden adalet bekliyor. Kişiler ve kurumlar maalesef adaletli davranmıyorlar.
Ben akşamın şu saatinde kimseyi rencide etmek istemiyorum. Benim elimde çok sayıda yargının siyasallaşması, müdahale edilmesi ve kullanılmasına ilişkin pek çok dosya var. Bunları açıklarsam çok kişi rencide olur. 90 dakika bekledim. Bizim demokrasi anlayışımız bu. Daha bir şey söylemeden 'Biz söyleyecez, itham edecez' diye laf atıyorsunuz? Sanırım tek parti demokrasi anlayışı bu. Bizden adalet beklerken, siz kendi çatınız altında
CHP Genel Merkezi içinde bir adalet sağlayın lütfen."
Hamzaçebi: İbretlik bir Adalet Bakanı izledim.
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e, "İbretlik bir Adalet Bakanı izledim. Sayın Bakan, siz CHP'yi eleştireceğinize oturup Deniz Feneri davasında milletin karşına çıkmaya bakın" dedi.
Meclis Genel Kurulu'nda, CHP'nin, Adalet Bakanı Sadullah Ergin hakkında verdiği gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmayacağına ilişkin görüşmeler yapıldı ve
gensoru önergesi reddedildi.
Meclis Genel Kurulu'da, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in CHP'ye ilişkin sözlerinin ardından konuşan
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, "İbretlik bir Adalet Bakanı izledim. Adalet Bakanı diyor ki, ben Adalet Bakanlığında oturuyorum ama adaletten sorumlu değilim. Bana yargıya mı müdahale et demek istiyorsunuz. Sayın Bakan 61. Hükümet programında adalet mülkün temelidir dediniz. Bunun altında sizin imzanız yok mu?" diye konuştu.
"Siz yargıyı emrine almış bir iktidarsınız" diyen Hamzaçebi, "Sayın Bakan, siz CHP'yi eleştireceğinize oturup siz Deniz Feneri davasında milletin karşına çıkmaya bakın, Deniz Feneri davasında milletin karşısına çıkmaya yüzünüz yoktur" dedi.
Gündeme alınması reddedildi
TBMM Genel Kurulunda, CHP'nin Adalet Bakanı Sadullah Ergin hakkında verdiği gensoru önergesinin gündeme alınması kabul edilmedi.
Önerge sahipleri ve gruplar adına yapılan konuşmalardan sonra Adalet Bakanı Ergin, eleştirileri yanıtladı.
Görüşmelerin tamamlanmasından sonra yapılan oylamada, gensoru önergesinin gündeme alınması kabul edilmedi.
ETİKETLER : gensoru önergesi, görüşme, AKP, CHP, MHP ve BDP, güncel haberler, İstanbul haberleri, istanbul haberleri, türkiye haberleri, türkiye gerceği, istanbul gerceği