CHP Sözcüsü Birgül Ayman Güler, MYK Toplantısı sonrası basın toplantısı düzenledi ve ardından soruları yanıtladı.
“Değerli arkadaşlarım iyi akşamlar. Efendim bugün Merkez Yönetim Kurulumuz yine Pazartesi günleri yaptığı gibi toplantısı yaptı. Çok çeşitli konular görüşüldü. Hem örgüte ilişkin, hem de Türkiye ve dünya gündemine ilişkin. Öncelikle örgüte ilişkin gelişmeler üzerine yaptığımız görüşmelerle ilgili bilgileri aktarıyım.
Elbette biz biliyorsunuz seçimli kurultay aşamasındayız. Kurultay süreci mahalle düzeyinde delegelerin seçimiyle devam ediyor. Bu açıdan sandık koyma esası üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi açısından son derece önemli bir değişiklik içerisindeyiz. Genel olarak bu uygulamamız başarılıdır. Bundan mutluyuz.
Ek olarak tüzük değişiklikleriyle ilgili olarak irademiz daha önce Genel Başkanımız tarafından açıklanmıştı, hep dile getirilmişti. 26 Şubat 2012 tarihinde tüzük konulu bir olağanüstü kurultay toplayacağız. Buna ilişkin çalışmalarımız başladı. Bir kurultay komisyonu oluşturulduğunu geçen haftaki yazılı açıklamamızda dile getirmiştik. Tüzüğün içeriğine ilişkin çalışmalarda artık netleşmiş durumda. Cuma günü 81 ilden il başkanlıklarının göndereceği temsilciler buraya gelecekler. Cuma günü 26 Şubat 2012 kurultayının gündemine getireceğimiz tüzüğümüze ilişkin çalışmaları 81 ilden gelecek temsilcilerin katkıları eşliğinde netleştirmiş olacağız. Bir taraftan tüzük metnine ilişkin, öbür taraftan da kurultay çalışmalarının organizasyonuna ilişkin hazırlıklarımız devam ediyor."
Soru- Kurultay ilgili bir başvuru yapıldı. Geçen haftada yapılmıştı aynı yönde bir başvuru. Başvurunun gerekçesi ise şu; 26 Şubatta ve 1 Martta iki ayrı kurultay yapılacak. O kurultay çağrılarının 2 gün olarak duyurulması gerektiği yönünde bir başvuru yapıldı. Bu durum hukuka aykırı yönünde bir yorumda bulunuldu. Siz ikinci bir çağrı yapacak mısınız? 26-27 Şubat ya da 1-2 Mart gibi.
Birgül AYMAN GÜLER- Bu yapıldı zaten. 26 Şubat 2012 tarihinde Genel Başkanımızın çağrısı üzerine bir Tüzük temalı 16. Olağanüstü Kurultay yapılacak. İkinci kurultay için de tarih 1 Mart olarak ilan edildi.
Soru- O Kurultayların 2 gün olması gerektiği yönünde…
Birgül AYMAN GÜLER- Sürelerinin 2 gün olması yönünde? Onu bir soralım. Ayrıntısını olmazsa toplantıdan sonra size iletelim. Ama 26 Şubat’ta Tüzüğün tüm hükümlerini kapsama alan bir geniş düzenleme, değişiklik için kurultay topluyoruz. 1 Martta da daha önce yapılmış olan olağanüstü kurultay talebine dönük olarak o gündem maddesiyle ilgili kurultay toplanacağı kararı ilan edildi.
Soru- Tabi siyasette iktidarla muhalefet arasında atışma, polemik doğal şeyler ama Başbakan bunu bir başka zemine taşıdı bugün bir okulda öğrencilerin önünde bir tablet dağıtımı ya da tablet uygulamasının başlangıcında CHP’yi yine çok ağır ifadelerle eleştirdi ve hani çocuklara da hani siz bilmezsiniz işte bu CHP’yi türünden ifadelerle yüklendi. Bu zemini nasıl yorumlamak lazım? Ya da bu yaklaşımı nasıl görmek lazım?
Birgül AYMAN GÜLER- Nerede yaptı Sayın Başbakan bu açıklamayı?
Soru- Bir okulda. Bir köprü açılışı değil, bir miting değil. Bir okulda ve öğrencilerin önünde bir siyasi zeminin bu kadar…
Birgül AYMAN GÜLER- İstemiyorum. Çünkü gerçekten Sayın Başbakanın ve bağlılarının yaptığı açıklamalar bir tek noktaya odaklandı hep, cumhuriyetle hesaplaşmaya. Bu hesaplaşmayı da CHP hesaplaşmasıymış gibi yapıyorlar ve gerçekte tarihi belgelerle yalanmış olan pek çok şeyi, yalanı sürdürmeye devam ediyorlar ve bu yalan söyleme sürecini de hangi zeminde olduklarını hiç dikkat etmeden yapıyorlar. İsterseniz ilkokul çocuklarının önünde olun, isterseniz kendi il başkanları toplantısında olun, isterseniz Davos’a gitmişinizde orada dünya ekonomik formunda olun.
Hep bir şey yapılıyor. CHP şunu yaptı, CHP ne yaptı? CHP diyelim ki, Dersim meselesiyle ilgili olarak biliyorsunuz çok yükleniyor. CHP’yi adeta soykırımcılıkla suçlama eğilimi sergiliyor. Yine kime konuştuğunun pek bir önemi yok. Ardından bunun bir bakıyorsunuz aslında CHP’ye değil de Mustafa Kemal Atatürk’e ve cumhuriyete yönelik bir suçlama olarak yönetildiğini fark ediyorsunuz.
Son dönemlerde adeta şirazesi kaymış bir pozisyondadır iktidar partisi. Dengesini yitirtmiş bir durumdadır. Bunun nedeni biz aslında anlıyoruz. İç politikada, iç iktisadi yapıda ve iç sosyal politikalarda memnuniyet verme yeteneğini yitirmiş durumdadır. Uluslararası alanda da Ortadoğu bataklığına saplanmış durumdadır.
Bu durumda bu yalnızca AKP’ye özgü değil bütün iktidar partileri yaparlar. Karşısındaki yüklenmeyi tercih ederler. Bu kendi kaybetmişlik bir yerde gerçekten izanın ve doğrunun da kaybedilmesi anlamına gelir.
Bu verdiğiniz örnek bundan başka hiçbir şey değil. İlkokul çocuklarına tablet bilgisayar dağıtırken kalkıp tekrar CHP üzerine konuşmak sanıyorum sağduyunun korunduğu bir yapıyla ilgili olmasa gerek.
Soru- CHP milletvekillerinden İsa Gök’ün de bir eleştirisi vardı CHP liderine yönelik olarak. Kılıçdaroğlu ne demokrat ne de solcudur, bu yüzden Kılıçdaroğlu’na karşı açıklaması var. Bu eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Birgül AYMAN GÜLER- İsa Gök arkadaşımız yaptığı değerlendirme kuşkusuz kendisiyle ilgili bir değerlendirme. Ben bir şey söylemekle yükümlü değilim aslına bakarsanız ama izninizle söylemek isterim görüşümü, bu haksız bir değerlendirme, çünkü bir tarafta laiklik ilkesini savunan bir CHP var laiklik ilkesini savunduğu içinde dinsizlikle suçlayan bir iktidar partisi var. Bu iktidar partisinin suçlaması son derece açık ki, haksızdır. Anlamsızdır. Bu ikilemin içerisinde Genel Başkanımız ve CHP şunu anlatmaya çalışıyor ki, laiklik ilkesi din inancının yaşatılması için en temel güvencedir.
İktidar partisinin sürekli olarak bizi sıkıştırdığı nokta efendim, laiklik dinsizliktir, eğer dindarlık olmak istiyorsak laiklikten vazgeçmeliyiz ve bunu da sürekli yalanlar manzumesiyle yürütüyor. Dolayısıyla aslında Genel Başkanımızın bugün yapmaya çalıştığı şey, yani cumhuriyetin kuruluş ilkeleri itibariyle sürdürülmesi, savunulması ve korunması bazı arkadaşlarımız tarafından anlaşılan böyle yanlış değerlendirilebiliyor.
Soru- Bir disiplin sürecinin işlemesi gibi bir durum söz konusu mu?
Birgül AYMAN GÜLER- Bu açıklamadan haberimiz vardı bugün. MYK sırasında ama MYK’da böyle bir disiplin süreci uygulanması gerektiği gündeme gelmedi. Bu sanıyorum CHP MYK’nun örgüt yönetimi ve örgütlenme konusuna bakışı bakımından iyi bir ipucudur. Açık bir ipucudur ve iyi bir ipucudur. CHP gerçekten içyapısı bakımından demokratik bir partidir. Böyle bir şeyin AKP’de gerçekleşebileceğini düşünebilir misiniz?
Söyleyebilir. Değerlendirmesini böyle yapabilir ve bende gördüğünüz gibi burada o değerlendirmenin doğru olmadığını size aktarabilirim. Bu partimiz açısından o demokratik işleyişi itibariyle ve Genel Başkanımızın demokratik yaklaşımı itibariyle bence iyi bir örnektir. Böyle bir şey düşünülmedi. Böyle bir şey MYK kurulunda gündeme gelmedi.
Soru- Komisyonlarda olan milletvekillerinin kimler olduğunu belirlediniz mi acaba?
Birgül AYMAN GÜLER- İki komisyonumuz var. Birisi, Kurultay Hazırlık Komisyonu. Onu geçen hafta yazılı açıklamamızda dile getirmiştik. Tüzüğün metnini hazırlama komisyonu bakımından 9 kişilik bir Merkez Hazırlık Komisyonu oluşturulacak. Bunlardan 2 tanesi gruptan görevlendirilecek olan milletvekilleri olacak. 3 kişi Parti Meclisinden olacak. 3 kişi MYK’dan olacak. Genel Başkanın görevlendirilmesiyle gerçekleşecek olan yapılar bunlar. Bu isimlendirmeler bugün henüz yapılmamıştır. Genel Başkanın çalışması sürüyor bu konuda.