loading
close
SON DAKİKALAR

Gürsel Tekin'den 3Z açılımı

Gürsel Tekin'den 3Z açılımı
Tarih: 30.10.2012 - 18:32
Kategori: Söyleşi

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Erkan Tan'ın canlı yayın konuğuydu...

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin TV8'de Erkan Tan'ın sorularını yanıtladı:

Erkan TAN- Hüseyin Çelik demiş ki bu yapılan anarşidir.

Gürsel TEKİN- Oradan mı başlayalım?

Erkan TAN- Oradan başlayalım.

Gürsel TEKİN- Çok güzel deyimlerimiz var bizim. İnsanlar cehennemi görmeden cennete inanmaz. Sayın Çelik ve Sayın Çelik’in kadrosu, Sayın Başbakan, Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Arınç ve saz arkadaşları 2001 yılında AKP’yi kurduklarında aynen cümleleri şuydu; biz iktidarımızda üç şeyi ortadan kaldıracağız. Yani yoksulluğu bitireceğiz. Çok şükür yoksullar gittikçe perişan. Yolsuzluğu bitireceğiz. Yolsuzluk cumhuriyet tarihinde görülmemiş yolsuzluk var. Bunun altını çizerek bilinçli bir şekilde söylüyorum. Hayır yoktur diyen varsa telefonlarınız açıktır. Size ve bu konuda neler oluyor tek tek anlatabiliriz. En önemlisi de yasaksız bir Türkiye yaratacaklardı. 

3Z Açılımı

Erkan TAN- Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar. 3Y’yi ortadan kaldıracağız.

Gürsel TEKİN- Evet 3Y’den 3Z’ye geldik. Zalim olduk, zamcı olduk, zulüm olduk.

Erkan TAN- Zalim, zamcı, zulüm. 3Y’den 3Z’ye geldik.

Gürsel TEKİN- Sayın Çelik’e şunu sormak istiyorum.

Erkan TAN- Gürsel Tekin’den Hüseyin Çelik’e sert yanıt.

Gürsel TEKİN- Sert yanıt değil. Bizde sertlik yok. Biz daha böyle toplumun anlayabileceği bir şekilde anlatmak 
istiyoruz. 91 yılında hatırlarsınız körfez krizi vardı. Gerçi Sayın Çelik o dönem AKP’de değildi DYP’deydi. 91 yılında körfez krizinde her Cuma istisnasız ama her Cuma Beyazıt meydanında Sayın Başbakan o zaman il başkanıydı. Sayın Cumhurbaşkanı bir siyasi partinin Genel Başkan Yardımcısıydı. Sayın Arınç yine bir Genel Başkan Yardımcısıydı. İstisnasız her Cuma Beyazıt meydanına binlerce insanla hak arama eylemleri vardı. Neydi o zaman hak arama eylemleri? Sürece bakın, yani bir geriye dönüp böyle bakmamız gerekiyor. Keşke Sayın Çelik böyle AKP’nin bir tarihçesine baksa herhalde bu lafları etmemiş olacaktır.

Erkan TAN- O zaman o DYP’deydi.

Gürsel TEKİN- Fark etmez. O zaman en azından o tarihini bakar ederdi.

Erkan TAN- Yani o sizin dediğiniz kadar erken zamanda orada değildi de yani AKP’den önce DYP’deydi.

Gürsel TEKİN- Evet. 91 yılında körfez krizinde Ortadoğu’da bir tek Müslümanın burnu kanamamıştı Erkan bey. Bir tek. Nasıl biliyor musun? Beyazıt meydanı inim inim inliyor. Cuma namazı bitiyor, Cuma namazında sloganlar, daha sonrada iki ülkenin bayrağı yanıyor ve eylem bitiyor. İstisnasız, aralıksız 2,5 ay, 3 ay devam etti. Ama hiç kimsenin aklına ya bunlar niçin hak arama eylemleri yapıyor, bunları dağıtalım, coplayalım, gazlayalım diyen olmadı.
Şimdi zamları protesto etmek için rahatsız olabilirsiniz. Ya da hak arama eylemleri 4+4+4’le ilgili birçok gerekçelerle ilgili rahatsız olabilirsiniz. Ama unutmayın dünyanın hiçbir otoriter sisteminde, dünyanın hiçbir diktatör ülkesinde iki şey yasaklanmamıştır. Bir tanesi dini bayramlardır, bir tanesi de milli bayramlardır. Şimdi bir milli bayramı hangi gerekçeyle yasaklıyorsunuz? Yani aklı selim bir tanesini bir anlatması gerekiyor. Bu ne böyle basit laflar.
Efendim Sayın Başbakan çıktı, öncelikle gerçekten Türkiye’de herkese çok teşekkür ediyorum. Olağanüstü bir duyarlılık gösterdi Türkiye. Her türlü yasağa rağmen dün Kadıköy Bağdat caddesinde 1 milyon yurttaş yürüdü. 1 milyon Erkan bey. Sadece Kadıköy’de değil, İzmir’inden, Zonguldak’ından, Eskişehir’den aklınıza neresi geliyorsa Muğla, Aydın, Türkiye’nin dört bir yanından insanlar kendi milli bayramlarını kutladılar.

Erkan TAN- Ama Ankara’daki olan şeye diyor ki Hüseyin Çelik, canım Ulus’taki eski meclis binasının önünde eylem yapacaklarmış, bütün felç olacak trafik, kent hayatı felç olacak diye izin verilmedi. Daha öncede ihbar var diye izin verilmedi.

Gürsel TEKİN- Tamam çok haklı. Sayın Çelik’in, Sayın Başbakanın, Sayın Valinin bütün dediklerini doğru var sayalım. Devlet olmanın var olma sebebi de bu zaten. İstihbaratı alacaksınız, istihbarata göre de önlem alacaksınız. Yasaklamayacaksınız, kafalarınızdaki yasakçı mantığı çıkarın. Böyle bir şey olabilir mi? Kaldı ki sadece bu bayramla ilgili değildir.

Erkan TAN- Ankara’da da İstanbul’daki gibi kutlasaydınız. İstanbul’da Bağdat caddesinde güzel oldu işte.

Gürsel TEKİN- Müsaade etselerdi öyle olacaktı zaten canım farklı bir şey olmayacaktı. Yani biz provokasyon olacak, böyle bir bilgi almışız deyince asıl provokasyonu devletin kurumları kendisi yaptı. Yoksa bıraksa yurttaşlarımız…

Erkan TAN- Eyvah ağır konuştunuz. Asıl provokasyonu…

Gürsel TEKİN- Efendim ne vardı, neden gazı sıktılar birinin anlatması lazım.

Erkan TAN- Devletin kurumları kendi yaptı dediniz.

Hayaldi gerçek oldu

Gürsel TEKİN- Bakın, gazı niye sıktılar? Herhangi bir yurttaş saldırıda mı bulundu? El bombası mı yakaladılar? Silah mı yakaladılar? Ne oldu da gaz sıkıldı? Hele ana muhalefet? Ana muhalefet liderleri, ana muhalefet milletvekilinin yürüdüğü yerde polis şu cesareti gösteriyorsa eyvah derim. İşte AKP’nin bir sloganı var ya hayaldi gerçek oldu. İşte şimdi hayaldi gerçek oldu.

Erkan TAN- Ne?

Gürsel TEKİN- Ana muhalefet lideri geçiyor ne demek ya. Ana muhalefet liderinin milletvekilinin geçtiği yerde hangi cesaretle siz o gazı sıkabilirsiniz. Kim size o yetkiyi verir?

Erkan TAN- Ana muhalefet liderine devlet gaz sıktı, hayaldi gerçek oldu. Yazalım mı bunu manşete?

Gürsel TEKİN- Aynen öyle. Olmadı mı kardeşim? İşte gazetelerinize bakın. Milletvekillerimiz, bakın parlamentoda milletvekili. Milletvekili yürüyemiyorsa…

Erkan TAN- Ben bilmem valla yazıyoruz. Gürsel Tekin söyledi mi? Söyledi. Yanlış duymadık değil mi?

Gürsel TEKİN- Biz söylediğimiz her lafın arkasındayız.

Erkan TAN- Hayaldi gerçek oldu ana muhalefet liderine devlet gaz sıktı. 

Bu mudur yasaksız Türkiye'niz?

Gürsel TEKİN- Sayın Demirel’in deyimiyle dün dündü bugün bugündü mantığıyla değil. Onun için 91 yılını hatırlatıyorum. Onun için 10 yıl önce, 11 yıl önceki AKP’nin ilk kuruluşundaki yasaksız bir Türkiye yaratacağım diyenleri hatırlatıyorum. Sayın Arınç size hatırlatıyorum, Sayın Gül size hatırlatıyorum, Sayın Başbakan size hatırlatıyorum. Hani yasaksız bir Türkiye yaratacaktınız? Bu mudur sizin yasaksız Türkiye’niz? Düşünün. Bırakın hak arama eylemleri, bırakın üniversitedeki öğrencilerin kendilerini özgürce ifade etmelerini bayram. Milli bayram. Yani bütün tarihçilere özellikle son 3 – 4 gündür soruyorum. Acaba birçok otoriter sistemlerde diktatör dönemlerinde neler olmuştur diye. Her şey olmuştur Erkan bey. Hak arama eylemleri yasaklanmıştır, sendikalar kapatılmıştır, siyasi partiler kapatılmıştır, baskılar yapılmıştır, medya denetim altına alınmıştır. Ama hiçbir diktatör ya şu bayramı da yasaklayalım aklına gelmemiştir. Bu da AKP’ye nasip oldu.

Erkan TAN- Şimdi ben onu bunu anlamam twiit atıyoruz. Hayaldi gerçek oldu, ana muhalefet partisinin liderine gaz sıktılar.

Gürsel TEKİN- Efendim bakın Erkan bey işte orada. Bu ne cesaret diye soruyorum. Şimdi bir gazetede, bir haber sitesinde de şeyi gördüm. Sayın İçişleri Bakanı helikopterle alanları denetliyormuş. Şimdi gerçekten bu sabah sabah tabi gülerek geçirmek istiyoruz. Eğer bir milli bayram yasaklanabilecek bir boyuta gelmişse, sadece Ankara değil yani Ankara için sembolik tarafı olduğu için Türkiye’nin dört bir yanında.

Erkan TAN- Canım biz yasaklamadık ki kardeşim siz hipodromda tören yaptık siz gelmediniz diyorlar.

Gürsel TEKİN- Çok güzel. 19 Mayısla ilgili Sayın Başbakana ya işte 19 Mayısı yasaklamayın, statlarda kutlansın demişti. Sayın Başbakan aynen şöyle bir ifade kullanmıştı. Bu soğuk savaş dönemindeki mantıktır, insanları statlara sıkıştırmayın, bırakın alanlara çıksın. Şimdi çok geçmedi daha 6 ay önce ya da 1 yıl önce bu konuşmalar oldu. Şimdi bunu hatırlatmak istiyorum. Sayın Başbakan 19 Mayıs gelince efendim statlara sıkıştırılmaz, 29 Ekim gelince hadi gelin statlara sıkışalım. Bu ne yaman çelişki. Bir şeye karar verin, bir şeye karar verin ki, bu millet her şeyinize rağmen bu bayramı kutlamaya kararlı. Bundan vazgeçin.

Erkan TAN- Anarşistlik yaptınız kardeşim. İllegal örgütlerin peşine takılmışsınız öyle dedi resepsiyonda Sayın Başbakan. 

Kendileri gibi düşünmeyen herkes teröristtir

Gürsel TEKİN- Doğru bu cunta mantığıdır. 80 öncesi de böyleydi. İşte herkese… En kolay şey nedir biliyor musun? Anarşist dersin, terörist dersin, bölücü dersin, vatan hainleri vardı biliyorsunuz bir dönemler 80 öncesi. Yani 12 Eylül dönemindeki listelere bak vatan hainlerine bakın kimler? Rahmetlik Uğur Mumcu mesela vatan hainiydi. Yaşar Kemal vatan hainiydi. Yani uluslararası arenada işte Nazım Hikmet vatan hainiydi. Bu kafayla yetiştikleri için onun için kendileri gibi düşünmeyen herkes ya teröristtir… Böyle bir mantık kabul edilebilir mi?

Erkan TAN- Demiş ki bir seyircimiz. Hayaldi gerçek oldu, milli bayram kutlayıp Atatürk’ün huzuruna çelenk koymak isteyenlerin tarifi anarşist olarak değiştirildi.

Gürsel TEKİN- Evet öyle. Aynen böyle hayaldi gerçek oldu.

Erkan TAN- Milli bayram kutlamak isteyenlere anarşist diyorlar. Bunu seyirci demiş sizde katılıyor musunuz?

Cumhuriyet Bayramı'nın kutlanması zorunludur

Gürsel TEKİN- Erkan bey bir şey anlatacağım oraya bağlayacağım. Eskiden şöyle bir şey olurdu. Cumhuriyet bayramları zorunlu kutlanırdı. Ve cumhuriyet bayramı günü sadece kamu binaları değil, aynı zamanda özel ticari hanelerde kapalıydı. Mesela geçen kapalı çarşıda bir yurttaşımız aradı kendisi de Ermeni kökenli bir yurttaşımız. 48 yıldır ben kapalı çarşıdayım dedi 48 yıl. Benden öncede dedi sordum. Yani 89 yıldır kapalı çarşı cumhuriyet bayramı günü hep kapalı olmuştur. Ama ilk kez kamu tarafından, yani kaymakamlık tarafından burayı açık tutun diye yazı gönderiliyor. Bunların hepsi hayal değildir de nedir yani? Diyorum ya anayasada yasal olarak cumhuriyet bayramı bir milli bayramdır. Bunun kutlanması zorunludur yani. Kutlanmaması şey değil yani.

Erkan TAN- Cumhuriyeti kutlamanın ne zararı var? Bunlar vatandaştan korkuyorlar demiş Erdal Eğin bu mesajı göndermiş. Sizlerde cep telefonlarınızla mesaj göndererek görüşlerinizi ifade edebilirsiniz. Cep telefonlarınızın mesaj servisine gireceksiniz, görüşünüzü ya da sorunuzu yazıp 4075’e mesaj göndereceksiniz.

Efendi bu bayram CHP’nin bayramı gibi balıklama atladınız. Atatürk üzerinden siyaset yapıyorsunuz. Ortaya adam gibi muhalefet yapın. Militarist bir zihniyetle nereye gidiyorsunuz? Hani sizin il başkanınız dememiş mi askere sizin koruyamadığınız cumhuriyeti biz koruyoruz diye.

AKP 30 yıllık, 40 yıllık iktidar

Gürsel TEKİN- Militarizm tamda bu yazıyı yazanlar AKP’ye söylemesi gerekiyor. Biz böyle bir militarist yapı içerisinde gelmedik. Tam tersine. Bakın şimdi bunlar yanıyorsa biz çektik, acı çektik, şu olduk, bu olduk. Hiçbir acılar falan çekmiş değiller. Sayın Çelik dahil olmak üzere. Hiçbir mağduriyetleri yok. Bütün dönemsellere baktığınızda yani 1950’den sonra 60 yıllık iktidara bakın 62 yıllık iktidar içerisinde Cumhuriyet Halk Partisinin bütün döneminde 4 yıllık iktidarı var. Aralı o da tek başına iktidarda olamamış. Geri kalan iktidarların önemli kısmı AKP’yi böyle sadece bir 12 yılla sıkıştırmayın. AKP aynı zamanda 30 yıllık, 40 yıllık iktidar. Darbe dönemi dahil olmak üzere.

Şimdi mesela ben Sayın Başbakanın, Sayın Cumhurbaşkanının, Sayın Çelik’in ya da aklınıza kim geliyorsa bütün AKP kadrosunun Sayın Erbakan hariç. Sayın Erbakan’ı milli duruşundan dolayı onu muaf tutarak hangisinin mağduriyeti var 12 Eylül döneminde Allah aşkına. 28 Şubatta bunlara ne oldu da mağdur oldular? 28 Şubat’ta kim mağdur oldu biliyor musunuz? 50 – 60 milyonluk yoksul vatandaş mağdur oldu. AKP’liler mağdur olmadı. Nasıl 60 milyon? Emekli mağdur oldu, işçi mağdur oldu, köylü mağdur oldu. Çünkü 300 milyar dolar parayı çaldılar, o para işte o köylünün, çiftçinin, emeklinin cebinden çalındı. Mağdur arayacaksa mağdur bunlar. Ama bu çalınan paraları hiç kimse ağzına bile almadı Erkan bey. Efendim o öyle bir şey yazmışta bu böyle. Ya yaralarımız çalındı kardeşimiz. Cebimizden paralarımız çalındı. Gelin bunun hesabını soralım diyoruz yok. Efendim biz mağduruz. Ne mağduriyetiniz vardı?

Erkan TAN- İl başkanınızın söylediğini söyleyin hele bir ona bir yanıt verin. 

Salıcı öyle bir şey söylemez

Gürsel TEKİN- Benim il başkanım öyle bir şey söylemez. Onu zannetmiyorum. Yani Sayın CHP İstanbul İl Başkanı aynı zamanda sosyal demokrattır, sol bir gelenekten geldiği için öyle otoriter bir yapı içerisinde böyle bir laf etmesi söz konusu olamaz yani.

Erkan TAN- Kadir Kalyon, helal olsun AKP’ye ve CHP’ye. Birisi insanları din karşıtı, birisi insanları Atatürk düşmanı 
yaptı. Milleti kutuplaştırmayın, birleştirin kardeşim demiş.

Gürsel TEKİN- Çok haklı. Birleştirin. Bizde birleştirelim diyoruz.

Erkan TAN- Size göre kim kutuplaştırıyor?

Bu bayram, CHP bayramı değil

Gürsel TEKİN- Bu bayram CHP bayramı değil ki. Herkesin bilmesi gerekiyor. Yazıktır, günahtır. Bir milli bayram bir siyasi partiye mal edilecek kadar basit bir şey değildir. 74 milyon yurttaşın bayramıdır. Eğer siz bayramı yasaklarsanız elbette Cumhuriyet Halk Partisi bu çerçeveden gelen bir siyasi parti olduğu için en çok refleks gösterecek, tepki gösterecek siyasi parti Cumhuriyet Halk Partisi olması lazım. Çünkü devleti kuran bir siyasi partidir. Yoksa niye 5 yıl önce bu sıkıntı yoktu? Niçin 10 yıl önce yoktu?

Erkan TAN- Memleketi kutuplaştırıyorlar mı? Memleket bölünük vaziyette mi?

Gürsel TEKİN- Maalesef şimdi Erkan bey yani Türkiye’yi dolaştığınızda biz geçen hafta Diyarbakır’a gittik Sayın Genel Başkanla Türkiye AKP iktidarıyla, aslında çok ciddi bir şekilde analiz edilmesi gerekiyor. 3’e bölünmüş bir vaziyette. Yani sadece birçok kurumlar bölünmedi. Ne yazık ki toplumda bölündü, ötekileşen toplumlar oluştu. Şimdi güneydoğuya gittiğinizde farklı bir Türkiye var. Bir başka coğrafyaya gittiğinizde bir başka coğrafya var. İşte İstanbul’un merkezine ya da İzmir’in merkezine gittiğinizde başka bir şey var. Bu çok gerçekten tehlikeli. Entegrasyonu sağlanmamış bir toplum her zaman tehlikelidir. İşte biliyorsunuz Londra’da yaşanan sorunda tamda buna benzerdi. Entegre edilemediği için işte o yoksulların ötekileştirilenlerle merkezdeki insanların bir gün patladığı noktadır. Umut ediyorum ki Türkiye biran önce bunun önlemini alır. Ama maalesef Türkiye bununla hiç meşgul değildir.

Bakın, son 2 – 3 yıldır toplumsal sorunlar hiç konuşulmuyor. Hiç ağzımıza almıyoruz. Yani zamdır, geçimdir, yoksulluktur, sefalettir, özgürlüktür bunları konuşmuyoruz. Ne konuşuyoruz? İşte hikayeden şeyler konuşuyoruz. 2 yıldır Suriye’yle meşgulüz. Akşamları televizyonları açtığınızda televizyonlarımız sanki bizim programları yapan gazeteci arkadaşlarımıza da hakikaten hayret ediyorum. Bu ülkede sanki hiç yolsuzluk yokmuş, bu ülkede hiç sanki işsizlik yokmuş gibi. Şimdi TÜİK verilerine bakıyorum Allah Allah şaşırıyorum. Ya ben bir başka ülkeyi mi dolaşıyorum acaba. Gerçekten merak ediyorum.

Erkan bey bakın, şuanda Ankara dahil olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında saat 6’da gittiğinizde binlerce insan pazarı görürsünüz. Neden bahsediyorsunuz ya. Hiç kimse bunlarla meşgul bile değil. Ben rica ediyorum önümüzdeki günlerde Adana’da, İstanbul’da, Ankara’da, birçok yerde bu insan pazarlarında olan insanlarla, yani sabah amele pazarı dediğimiz bu insanlarla bir araya geleceğim. Lütfen rica ediyorum sizde kamera gönderin o TÜİK verileri dediğiniz şeye, TÜİK yöneticilerine de o şeyleri göndereceğim. Siz nereyi geziyorsunuz diyeceğim Allah aşkına.

Erkan TAN- Televizyonlarda ama Suriye konuşuluyor diyorsunuz.

Gürsel TEKİN- Tabi hiç şey yok. Sanki Türkiye güllük gülistanlık. İsviçre canım her yer ya. Hiçbir şey yok. Gidin doğu 
Paris, batıya gidin Paris, işsizlik yok, yoksulluk yok, esnaf perişan değil.

Erkan TAN- Vallahi haklısınız. Size onu söylemek, yani gerçekten haklısınız. Bu da enteresan bir farklı durumu ortaya koyuyor Gürsel bey. Çünkü ben uluslararası ilişkiler bölümü mezunuyum bazı televizyon programlarında yaklaşık iki saat kadar öyle bir uluslararası ilişkiler konuşuluyor ki…

Gürsel TEKİN- Kimsede izlemiyor. Buna emin olun kimse izlemiyor. Kimsenin umurunda değil yurttaşın. Efendim Suriye’de bilmem ne oluyor, dış politikada ne oluyor? Önce bu insanlar ya iyi yaşamak istiyor. Bakın, şuanda Orta Anadolu’da, doğuyu bahsetmiyorum Orta Anadolu’da 10 tane il dolaştım. İnanın yakında konkordato ilan edecekler. Yok bitmiş. Bütün kahveler tıklım tıklım dolu, hiçbir tanesinin işi gücü yok, ufak esnaf perişan. Şimdi bütün bunlara baktığımızda, televizyonları izliyoruz of kardeşim biz sanki İsviçre’yiz. Onun için rica ediyorum…

Erkan TAN- Yani orada mesela uluslararası siyaset, istihbarat oyunları, komplo teorileri konuşuluyor saatlerce. Yani uluslararası ilişkiler bölümü mezunuyum ben orada doktora dersinde bile böyle konuşulmuyor onlar. Ama memleketin bankası bilmem ne konuşulmuyor.

Gürsel TEKİN- Gerçekten Türkiye’nin çok ciddi sorunları var. İşsizlikle ilgili, yoksullukla ilgili. Biraz önce söyledim entegrasyonla ilgili, bölünmüşlükle ilgili. Mesela ben gazetelerimizin sayfalarına baktım ne olursunuz rica ediyorum sizin Van’da muhabiriniz var mı?

Erkan TAN- Bizim Van’da muhabirimiz yok efendim.

Gürsel TEKİN- Bir rica edin bir ajansa rica edin, ajansta kaldı mı kalmadı mı bilmiyorum.

Erkan TAN- Devlet orada yeniden inşa etmiş Van’ı. Öyle diyorlar, gazeteler hep öyle yazdı. Geçen hafta, bayramdan önceki hafta açılışlar vardı ya efendim. Konutların açılışı vardı. 

Gazete manşetlerinde Van güllük gülistanlık Paris olmuş

Gürsel TEKİN- Onu anlatmak istiyorum. Gazete sayfalarına baktığımda daha Sayın Başbakan gitmeden önce gazetelerimiz aman Allah’ım bu ne Van’mış ya. Herkesin Van’a gitmesi geldi yani. Gitsek Van’a mı yerleşsek. Yapmayın ne olursunuz ya. Yani 1 milyon yurttaş Van’da oturuyor, bin tane konut yapmışsınız Allah’tan korkun ya. Onu da ne zaman yapmışsınız? Sanki o Van’da 17 bin kişi ölmedi? Sanki o Van’da çocuklar donmadı. Yapmayın bu gazetecilik falan değil. Sizin de çocuğunuz var ya. Sizin de evlatlarınız var. Biran önce bir empati yapın, o acıyı bir hissedin. Gazete manşetlerimizde kardeşim Van güllük gülistanlık Paris olmuş.

Erkan TAN- Yani yıktık yeniden yaptık. Öyle bir hava var.

Gürsel TEKİN- Erkan bey 1 milyon Vanlı oturuyor. 880 bin Vanlı oturuyor. Sizin yapmış olduğunuz konut bin tane bin. Yapmayın Allah aşkına ya. Bin tane konuta 880 bin kişiyi mi yerleştirdiniz? Böyle bir şey olabilir mi?

Erkan TAN- Size de yaranılmıyor kardeşim. Bina yapıyoruz bağırıyorsunuz, yapmıyoruz bağırıyorsunuz. Ne yapacağımızı şaşırdık kardeşim diyorlar.

Gürsel TEKİN- Erkan bey niye bunu söylüyorum bakın, bir kere uluslararası kurallara uymayan, hukukuna uymayan, Türkiye hukukuna uymayan bir korsan şey yaptılar biliyorsunuz Suriye’yle aramızda. Mültecilerin yerleştiği kamp. Kaç ay içinde yaptılar?

Erkan TAN- 2 – 3 ay içinde yaptılar.

Gürsel TEKİN- 3 ay içinde. Kaç bin kişi? 100 bin kişi. 100 bin kişinin yerleşebileceği…

Erkan TAN- Yiyip, içip, tuvalete gidip, banyo yapıp yaşayabileceği. Canım yazdı kardeşim, yaz mevsimindeydi de ondan.

Gürsel TEKİN- 100 bin kişinin barınabileceği şeyi 3 ay yapıyorsunuz ve dört dörtlük yapıyorsunuz. Kendi yurttaşlarınıza Türkiye’nin dört bir yanında bakın sadece devlete kalmadı. Belediyeler, özel şirketler, sanatçılar, aklınıza kim geliyorsa. Olağanüstü bir duyarlılıkla binlerce yurttaş yardım etti bir Van’ın altından kalkamadılar. Bir Van resmi gördüm, Van’a gitmesem bende inanacağım. Ama ben sizi Van’a davet edeyim ne olursunuz gelin. O manşeti atan arkadaşlarımızı…

Erkan TAN- Van’da 1 milyon kişi oturuyor mesaj göndersin bize Van’dan.

Gürsel TEKİN- O manşeti atan arkadaşlarımızın tamamını Van’a davet ediyorum. Yapmayın yazık günah hepimize.

Erkan TAN- Yani genel teziniz sanki Van’ı yıkıp yeniden yapmış gibi takdim ettiler.

Gürsel TEKİN- Okumadın mı gazeteleri?

Erkan TAN- Okudum. Evet sanki Van’ı yıkıp yeniden yapmışlar.

Gürsel TEKİN- Sanki İsviçre.

Erkan TAN- Benim babam eski Van valisi biliyorsunuz.

Gürsel TEKİN- İşte bir sorun.

Erkan TAN- Hac’da soramadık işte Hac’da.

Gürsel TEKİN- Hacım şimdi geldiğimde Hacım orada mutlaka Vanlıları tanıyor 3 tan Vanlıya bir sorsun.

Erkan TAN- Bir tane seyircimiz çok enteresan bir mesaj göndermiş. Şimdi adını yazmayanları okumuyorum aslında prensip olarak ama bazıları çok hoşuma gidiyor. Adını yazmasa da okuyorum. Demiş ki bir seyircimiz, CHP’yle AKP aynı noktada birleştiler. CHP cumhuriyet bayramı kutlamayanları fişliyordu eskiden, AKP’de şimdi kutlayanları fişliyor.

Gürsel TEKİN- Çok güzel. İşte tam bu mantıkla ilgili ben cevap vereceğim. Mesela işte biraz önce anlattım. 1950 – 2012, 61 yıl Erkan bey. CHP’nin iktidar dönemi sadece 3 yıl. Nerede kimi fişlemişiz. Allah’tan kork kardeşim senin tarihten haberin olmayabilir. İsmini de yaz korkma sevgili dostum. 62 yıllık süre içerisinde baktığınızda CHP’nin iktidarı 3 yıl. Geri kalan iktidarların tamamı bugünkü AKP’nin devam ettiği merkez sağ. Eğer soracaksan oraya soracaksın. Yok öyle bir şey kardeşim.

Erkan TAN- Erkan bey, çok doğru söylüyor Gürsel Tekin. Bir; dün akşam Bağdat caddesinde yasak zaten yoktu. İki; hiç polis yoktu. Üç; matematik iki nokta üst üste 1 milyon bayraklı insan.

Gürsel TEKİN- Aynen öyle.

Erkan TAN- 1999 depreminde sizi de hatırlıyoruz Sayın Gürsel demiş Mustafa Özel.

Gürsel TEKİN- Biz neredeydik kardeşim? Bakın 99 depreminde, şimdi ben hemen bir şey söyleyebilir miyim Erkan bey?

Erkan TAN- Bu memleketi biz sadece 3 yıl yönettik dediniz.

Gürsel TEKİN- Sayın Başbakan öyle bir fotoğraf çiziyor ki haklı olarak yeni nesil okumadığı için, araştırmadığı için şöyle bakıyor mesela. Herhalde cumhuriyet 2002’de kuruldu, 2002’de Sayın Başbakan geldi…

Erkan TAN- CHP’den devraldı. 

Başbakan merkez sağ ile övünüyor

Gürsel TEKİN- Tabi tabi CHP’den devraldı. Yani o ara 50 yıl hiç yok. 50 yıl baktığımızda. Sayın Başbakan neyiyle övünüyor Allah aşkına. Sayın Menderes’le övünmüyor mu? Size soruyorum Erkan bey.

Erkan TAN- Evet.

Gürsel TEKİN- Sayın Özal’la övünmüyor mu? Bu merkez sağın tamamıyla övünmüyor mu? Bunlar yönetmedi mi?

Erkan TAN- Evet kongrede söyledi.

Gürsel TEKİN- Niye hesabı bize soruluyor o zaman?

Erkan TAN- Sayalım Turgut Özal solcumu CHP’li miydi?

Gürsel TEKİN- Evet. Sayın Menderes, Sayın Demirel, bütün tarihçelere baktığında. Şimdi Sayın Demirel’i kişisel olarak kendisi reddedebilir. Sayın Demirel’in bütün kadroları şuanda Sayın Başbakanın yanında unutmasın. 12 Eylül döneminde de Sayın Başbakanın kadroları iktidardaydı. Her dönem bunlar iktidar. Ama sevgili kardeşim senin tarihten haberin olmayabilir, tarihi bilgin olmayabilir, ne olursun bir araştır. Atıyorsunuz böyle CHP iktidarı. CHP iktidarı 50 yıldır, 60 yıldır yok. 59 yıldır merkez sağ yönetir ve Sayın Başbakanın geleneği yönetir. Hesap soracaksanız oradan sorun. Darbecilere baktığınızda darbecilerde bunların iş ortaklarıdır.

Erkan TAN- Efendim demiş ki, efendim siz cumhuriyeti kutlamak istemediniz. Cumhuriyet eylemi yapmak istediniz. Cumhuriyet zaten kutlandı çeşitli törenlerle demiş bir seyircimiz. Yani cevap vermek zorunda değilsiniz.

Gürsel TEKİN- Elbette verilecek cevap yok zaten orada. Yani arkadaşımız geçen sene ya da 2007, 2006, 2005’te cumhuriyet bayramları bu ülkede kutlanmamış mıydı? Niye bu gerilim yoktu? Bu gerilimi yaratanlardan hesap sorulması lazım. Birileri demiyor ki ya kardeşim el insaf ya milli bayram yasaklanır mı demiyor bana şimdi mesaj göndermiş. Ayıp ya.

Erkan TAN- Sayın Tan, Sayın Tekin’e söyleyiniz CHP dünkü Ankara’daki gibi muhalefet yapmalıdır. Şükrü Doğan Antalya’dan bu mesajı göndermiş. Tabi sadece konular bu değil. Şimdi işte Büyükşehirle ilgili konularda görüşülüyor. Onu nasıl değerlendiriyorsunuz efendim.

Gürsel TEKİN- Hangisini mesela?

Erkan TAN- Büyükşehir yasa tasarısı var ya efendim büyükşehir diye bilinen.

Gürsel TEKİN- Nesini konuşuyoruz mesela, yasada ne var? Mesela bizim 74 milyon yurttaşımızı ilgilendiren bir yerel yönetim yasası konuşuluyor, tartışılıyor, tarihi konuşuluyor. Efendim Nisan’da mı olsun, Mayıs’ta mı olsun? Ne önemi var?

Erkan TAN- Millete soruyorsunuz gözünün içine bakarak. Senin hayatındaki sorunlarla ilgilimi bu?

Gürsel TEKİN- Hayatını değiştirebilecek mi? Yani ülkede yaşayan 4 yurttaştan bir tanesinin tapusu yok. Acaba tapu sahibi olabilecek mi? Türkiye’de halen mülkiyet sorunu çözülememişse, Türkiye’de halen bizim, bakın ne bakanımız var bizim? İskan bakanımız. Şimdi buradan soruyorum, Sayın bakan…

Erkan TAN- Çevre ve Şehircilik Bakanı oldu.

Gürsel TEKİN- Aynı zamanda biliyorsunuz coğrafyamızın 4’te 3’ü fay hattı üstünde. Yani her an deprem olabilecek bir coğrafyada oturuyoruz. Sayın bakana soruyorum imar ve iskan bakanı eski adı. Şimdi başka bir şey oldu hiç önemli değil. Yapı stokumuzu bilen bir bakan var mı? Merak ediyorum. Bizim Türkiye’deki yapı stokumuzu biliyor mu? Biz böyle bir ülkeyiz. Ne konuşuyoruz? Efendim işte bilmem şu tarih…

Erkan TAN- Yerel seçimleri öne alalım mı?

Gürsel TEKİN- Efendim alalım hiç önemli değil. Gelin önce şunu yapalım. Dünyada uygulanan son derece modern, demokratik, şeffaf, çalmayan, çırpmayan bir yönetim anlayışı oluşturalım belediyelerde. Bunu oluşturalım ondan sonra tarihi siz söyleyin hiç önemi yok. Şu olmasın bakın, size yine bir hikaye anlatacağım. Çünkü İstanbul’la ilgili çok hikayeler var. Bu ülkenin namuslu bir yurttaşı, varlıklı bir insan hastanede tedavi görüyor Erkan bey. Uzun süre devlet hastanelerinde yatıyor ve ölmeden öncede servetini bağışlayacak. Sağlık bakanlığına bağışlıyor. Şartlı bağış bakın.

Erkan TAN- Onu bir anlatmıştınız. Duymayan olabilir evet.

Gürsel TEKİN- Duymayan yurttaşlarımız bilsin. Yani daha neler var.

Erkan TAN- Ama bir tanesini anlatıyorsunuz. Gerçek bu, olmuş olay değil mi?

Gürsel TEKİN- Efendim ağzımızdan yalan bir şey çıkmaz.

Erkan TAN- Hayır, hayır olabilir yani.

Gürsel TEKİN- Ben rant haritası açıkladım. 1 yıl oldu bir tek babayiğit cevap veremedi, veremez. Çünkü hepsi günlerce, aylarca…

Erkan TAN- 1 yıl oldu rant haritası açıkladım…

Gürsel TEKİN- 1 yıl önce mecliste, yetmedi İstanbul’da açıklama yaptım. Yetmedi Sayın Başbakana gönderdim, mektupla gönderdim. Niçin gönderdim? Sayın Başbakan eski bir belediye başkanı olduğu için en azından bu rezaleti görür önlem alır diye gönderdim. Biz ne diyorsak öyle kulaktan dolma, işte iftira. Hayatımızın hiçbir alanında iftira yok.

Erkan TAN- Rant haritası açıkladım, bir yıldır kimseden cevap gelmiyor, çıt yok. Manşet yapıyorum tamam.

Gürsel TEKİN- Gelmez, gelemez. Gelemez de kardeşim. Varsa bir babayiğit çıksın söylesin.

Erkan TAN- Adamın biri ölmeden önce sağlık bakanlığına arazi bağışlamış. Bunu da twiit yapıyoruz şimdi.

Gürsel TEKİN- Bir hayırsever vatandaş sağlık bakanlığına bütün varlığını bağış ediyor ve bu varlığın içinde büyük bir arazisi var, arazide daha sonra yıllar geçtikten sonra kıymetli hale geliyor. Sonrada tabi…

Erkan TAN- Yani hastane yapılmak üzere?

Gürsel TEKİN- Sağlık bakanlığı hastane yapabilir, üniversite yapabilir, o tamamen tasarruf bakanlığa ait. Ama şartlı olarak kesinlikle sağlık bakanlığı diyor. Sonra ne yapılıyor biliyor musunuz Erkan bey? Bunu bir türlü organize işler diyoruz ya işte bu hani kimse meşgul değil organize işlerle onun için biraz medyaya sitem ediyorum.

Erkan TAN- Bir hayırsever ölmeden önce arazisini sağlık bakanlığına bağışlamış, devreye organize işler girmiş…

Gürsel TEKİN- Şimdi organize işleri anlatacağım.

Erkan TAN- Twiit hazırlıyoruz da kısa olması lazım. Siz anlatın ben kısaltacağım. 

TOKİ kime devrediyor açıklayacağım

Gürsel TEKİN- Ne olacak şimdi burayı yiyecekler yani kurbağa suyumu bulandırdın hikayesi. Bunu yeme gerekçesini bulacaklar. Sağlık bakanlığı milli emlağa devrediyor. Birinci fasıl bu. İkinci fasıl milli emlak belli bir süre sonra o TOKİ’ye devrediyor. TOKİ’de kime devrediyor onu da inşallah İstanbul’da açıklayacağım. Şimdi böyle…

Erkan TAN- Yani hayırseverin arazisi oldu toplu konut alanı öyle mi?

Gürsel TEKİN- Şimdi bunu niye anlattım? Şimdi bütün bunların olmayacağı bir yerel yönetim yasası hazırlayalım. Mesela Yunanistan’da çok uzaklara gitmeyelim yani öyle çok uç İsviçre falan demeyeceğim. Yunanistan ve Bulgaristan’da herhangi bir belediye başkanı yolsuzluktan dolayı yargılanıyor mu? Araştırabilirsiniz.

Erkan TAN- Ne bileyim ben şimdi Gürsel bey sabah sabah.

Gürsel TEKİN- Efendim olmaz, mümkün değil. Mümkün değil. Bakın, 2900 belediyemiz var, bunun irili ufaklı yani beldeler hariç elle tutulabilir 1500 belediyemiz var. 1500 belediyenin içinde 1097 tane belediyede yargılanma var. Bu dünyanın hiçbir yerinde yok. Tutuklu belediye başkanlarımız var. Görevden alınmış belediye başkanlarımız var. Binlerce bürokrat yolsuzluktan dolayı yargılanıyor. Böyle bir sistem olabilir mi?

Erkan TAN- Yani CHP, MHP, AKP, BDP fark etmez.

Gürsel TEKİN- Bütün siyasi partiler.

Erkan TAN- Her siyasi partiden binlerce belediye başkanı ve bürokrat yolsuzluktan yargılanıyor. Çünkü sistem bozuk. Bunu da twiit yapıyoruz. 

Londra'da halk vergi denetimi yapabiliyor

Gürsel TEKİN- İçişleri Bakanlığının arşivine girdiğinizde göreceksiniz. Bütün bunların olmayacağı, uygulanabilir, ranta dayalı değil, hizmete dayalı bir yasa getirin bizde destek verelim, tarihi de siz ne zaman istiyorsanız, canınız ne zaman Mart mı, Mayıs mı o zaman o tarihte yapalım.

Sen Londra Belediyesinde bir sayfasına bugün girin program bittikten sonra bugün mesela bugün. Bugün ayın kaçı? 30 Ekim günü. Londra Belediyesinin bugün gün içerisindeki bütün harcamaları görebilirsin. Kim ihale almış, kim iş almış, harcamalar nedir, belediye başkanı neyi harcamış, belediye başkanının maaşı nedir, bürokratların maaşı nedir? Bütün Londralı çünkü vergi ödüyor. Vergi ödeyen her Londralı rahatlıkla onu denetliyor.

Bunları yapmak çok zor mu? Gelin bunları hayata geçirelim. Bunları hayata geçirmediğiniz sürece öbür türlü tarihi o olmuş bu olmuş hiçbir büyük bir şey fark etmez.

İkincisi, en önemlisi, mesela Kentsel Dönüşüm Yasasıyla ilgili, biraz önce söyledim. Yani bütün coğrafyamıza baktığınızda dörtte üçü fay hatlarının üstünde. Her an bu ülkede herhangi bir yerde bir felaket olabilir. Bunların önlemi alınabildi mi? Bugüne kadar alınamadı. 50 milyar dolar vergi toplandı depremden dolayı. Depremle ilgili harcandı mı?
Yani konuşulacak daha çok şey var. Asıl konuşmamız gereken bunlar. Maalesef bunlarla da meşgul değiliz.

Erkan TAN- Demiş ki bir seyirci, doğru söyledi, 3Y, 3Z’ye döndü.

Gürsel TEKİN- Doğru. Zam-zulüm-zindan. Pırıl pırıl bu yumuşak çocuklar geldi zalim oldular. Şaşırıyorum. Yani kaldı ki, bu kara süreç içerisinde kendilerine göre o mağdur olduk, işte yasaksız dönemlerden geldik. Bizi yasakladılar. Bunların hepsini doğru varsaysak şimdi bütün bunlardan geldiyseniz bu cehennemi yaşadıysanız nite cennete inanmıyorsunuz o zaman?

91 yılında orayı atladık. Sayın Başbakan biliyorsunuz körfez krizi vardı. Körfez krizinde de bir tek Müslüman’ın burnu kanamamıştı. Ama müthiş bir duyarlılık vardı o dönemde. Ama şimdi Ortadoğu coğrafyasında binlerce, milyonlarca Müslüman öldü, öldürüldü. Hiç o duyarlılığı göremiyorum ben. Acaba ne oldu o duyarlılığı gösterenler, hepsi, rahmetlik mi oldu?

Erkan TAN- Erkan Bey, bugün iktidar olsa nasıl bir yönetim planları var. Var mı gerçekten? Neler yapacaklar? Vizyonları ne? Hakan Erdem. Suriye politikasında gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz diye sormuş bir seyircimiz. 

Başbakan birden bire nasıl Esat karşıtı oldu

Gürsel TEKİN- Felaket. Tek kelimeyle. Ne anlatılabilir Suriye ile ilgili başka ne anlatılabilir. Şu anda sınır bölgelerindeki illerimiz, özellikle Antep, Urfa ve benzer iller perişan bir vaziyette. Sayın Başbakanı referans alarak, onlarca ciddi işadamı yatırım yaptı. Gitti Suriye’de fabrikalar kurdular. Oteller açtılar. Şu anda hiçbirisi ortada yok.

Şimdi kime güvenecek bu insanlar? Ne demişti Sayın Başbakan? Eğer savaş karşıtı olmak Esatçılıksa ben Esatçıyım. Bu ülkede iç barışın, dış barışın sağlanması için siyasetçilerin temel görevi budur. Savaş yaratmak değildir. Sayın Başbakan 2010 yılında Antep’teki konuşmasını çok kısa söyleyeceğim; olağanüstü bir kalabalık var. Sayın Başbakan konuşuyor. Ey Antepliler diyor, aramıza Suriye, kardeş ülke Suriye’yle aramıza tel örgüsü ördüler yıllarca. Esat kardeşimizle biz oturduk ve bu tel örgüyü kaldırdık. Şimdi iki kardeş ülke olduk. Ey Antepliler, pasaportunuzu cebinize koyup Şam’a, Halep’e gidiyor musunuz? Evet, diye bağırıyorlar. Şam’daki, Halep’teki kardeşimiz, Suriyeli kardeşimiz Antep’e, Hatay’a, Urfa’ya geliyor mu? Evet, diye bağırıyorlar. İşte biz Esat kardeşimizle bunu başardık.

Evet, ne güzel, olağanüstü bir iş yaptınız. Şimdi Sayın Başbakan, Esat kardeşinizle bu kadar olağanüstü işler yaparken ne oldu da ansızın birden bire böyle bir Suriye düşmanlığı başladı? Ülkenin çıkarları için bir şey yapılıyorsa sonuna kadar destekleriz. Türkiye’nin çıkarları için Sayın Başbakan öyle davrandığı için bizde desteklemişizdir. Hiç tereddütsüz. Niçin Esat’la bir araya geliyorsun, niçin ortak bakanlar toplantısı yapıyorsun, neden kardeşim dediniz? Demedik. Tam tersine. Helal olsun Sayın Başbakana dedik. Şimdi soruyoruz. Hangi gerekçelerle, ne oldu?

Esat'ın parası Türkiye'de

Sokakta, mahallede arkadaşını seçerken bile oradan bile kriter arıyorsunuz. Üç gün sonra ona düşman olmuyorsunuz. Mahalle arkadaşım diyorsunuz. Hatta zaman zaman o arkadaşınızla ilişkileriniz kötü de gitse düşman demiyorsunuz. İyi bir arkadaşımdır diyorsunuz. Beraber tatil yaptınız Sayın Başbakan. Aile ilişkileri, dostluk ilişkileri hatta Esat Sayın Başbakana güvendiği için paralarının bir kısmını da Türkiye’ye getirdi. Halen Türkiye’de. Bunu da herkesin bilmesi lazım. Herkes tarafından biliniyor. Esat’ın ciddi parasının Türkiye’de olduğunu. Neye göre? Sayın Başbakana güvenerek.

Şimdi bu kadar güven ilişkisi içerisinde bu noktaya gelmesini hiç kimse izah edemez. Mesela ben şeyi merak ediyorum. Esat’ı tamam, varsayalım ki, Esat mezhepsel olarak bugünkü iktidara ters düşebilir. Kaddafi’den ne istediniz? Kaddafi bugün varlık sebeplerimizdir. Kaddafi bugünkü sizin siyasi olarak varlık sebeplerimizden biri olan bir insandır. Bunun başını ezdiniz. Ne istediniz? İzah edin bize.

Erkan TAN- Çok teşekkürler ederiz. 

CHP, 3Y'yi namusuyla hayata geçirecek

Gürsel TEKİN- Ben hemen kısa bir şey söyleyeyim. 3Y’yi AKP hayata geçiremedi. CHP 3Y’yi namusuyla hayata geçirecektir. Bu ülkede yoksulluğun önünü kesmek için Aile Sigortası hazır şu anda. Kanun teklifi olarak parlamentoya vermişiz. Gelin, bütün milletvekillerine sesleniyorum. Hangi siyasi partide olursa olsun. Kim istiyorsa hayal olmadığını, yani 100 milyar dolar rantta bahsediyorum. Siz yandaşlarınıza 100 milyar dolar rant yaratacaksınız, kendi yoksulunuza yılda 5 milyar doları da nereden bulacağım diye söyleyeceksiniz. Bu kabul edilebilir değil. Biliyorsunuz 1 yıl önce Samsun’da bir bacımız, bir kardeşimiz çocuğuna süt alamadığı için intihar etti. Yarın herhangi buna benzer bu uygulama olursa hepimizin vicdanı kanamış olur.

Sayın Cemil Çiçek, Sayın Çiçek’e sesleniyorum. Derhal bu kanun teklifini indirin yarın Samsun’da yaşanan dram bu ülkede yaşanmasın istiyoruz. Birde yasaksız bir Türkiye olsun inşallah.

Erkan TAN- Çok teşekkür ederiz. 

Vişne Haber Ajansı

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları