loading
close
SON DAKİKALAR

Hakim'den Kaleli'ye ilginç soru

Hakim'den Kaleli'ye ilginç soru
Tarih: 11.02.2012 - 19:35
Kategori: Gündem

Odatv davası, İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde devam ediyor. Gergin başlayan duruşmada, tutuksuz sanık İklim Kaleli'nin ifadesi saatler sürdü

Ergenekon soruşturması kapsamında açılan Oda TV davasına İstanbul Özel Yetkili 16’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün devam ediliyor.

Saat 10.00’da başlaması beklenen duruşma kar yüzünden bir saat ertelendi. Karlı havaya rağmen katılımın yüksek olduğu ve içeri giremeyenlerin mahkeme binası dışında bekledikleri de gelen haberler arasında.

"Cümleten Hayırlı Cumalar"

Saat 11.00 sularında sanıklar salona alındı. Tutuklu sanıklardan Müyesser Yıldız, girişte, "Cümleten hayırlı Cumalar" diyerek salonu selamladı. Tutuksuz sanıklardan İklim Bayraktar da salonda ancak Mümtaz İdil yok.

Yoklamanın ardından hakim, ses kayıtlarıyla ilgili TÜBİTAK raporunun ve Doğan Yurdakul'un sağlık raporunun mahkeme heyerine ulaştığını belirtti. Yurdakul'ın raporda tahlil ve tedavi gerektiği yönünde hükümler olduğunun altını çizen hakim, bu durumun göz önüne alınacağını söyledi.

Küçük Sinirlendi

Yalçın Küçük, Hanefi Avcı ve Nedim Şener'i kast ederek, "Diğer tanıkların ifadeleri yüzünden bana söz hakkı doğdu. Bizle ilgili çok ağır suçlamalar yaptılar. 15 dakika konuşmak istiyorum" dedi. Sinirlenen Küçük, "Ben arkadaşlara sormak istiyorum, onlara emir verdim mi, vermedim mi?" diye konuştu.

Hakim, Küçük'e, "Size konuşmanız için yeterince zaman vereceğiz" dedi.

İklim Bayraktar'ın sorgusunun ardından avukatların taleplerine geçileceğinin açıklanması üzerine Küçük'ün avukatları çapraz sorgu yapılmasını istedi. Böyle bir durumda tahliye taleplerine sıra gelmeyebilir.

Ancak çapraz sorgunun bugün yapılmayacağı da bildiriliyor.

Virüs İddiası

Söz alan Hanefi Avcı ise mahkemeye teknik meselelerle ilgili bir dilekçe ve belge sundu.

Virüs iddiasının iddianamenin esasıyla ilgili ciddi bir iddia olduğunu da belirten yargıç, bunun üzerine gidileceğini belirtti.

"Adalete Tecavüz Edildi"

Ardından söz alan Müyesser Yıldız ise yargıca Başbakan Tayyip Erdoğan'ın gazetecilere ilişkin son açıklamaları hakkında ne düşündüğünü sordu.

Yıldız, "Sizce bu yargıya müdahale mi yoksa mahkemenize talimat mı? Ben tecavüzcü, darbeci, terörist değilim. Yalan ve üretilmiş delillerle tutulandım. Adalete tecavüz edildi. Olmayan bir örgüt yüzünden içeride yatmaktan sıkıldım" diye konuştu.

"Olmayan örgütün medya kolu olarak buarada ne yapıyoruz? Bu nasıl bir garabet? Bu Oda TV değil virüs davasıdır" diyen Uğur, TÜBİTAK'ın incelemelerini bir an önce tamamlaması gerektiğini söyledi.

Yıldız, hakimin, "Biz TÜBİTAK'ın hızlı hareket etmesi için elimizden geleni yapıyoruz" müdahalesine, "Allah razı olsun" diye yanıt verdi.

"Savcı Tarafsız Davranmıyor"

Yıldız'ın ardından Mümtaz İdil'in avukatı Tugay Topbaş söz aldı.

Topbaş, "Biz savcının tarafsız davranmadığı düşüncesindeyiz. Savcılık makamı soruşturma aşamasında sanık lehine delil toplamamıştır. Savcılık bizim savunma hakkımızı kısıtlamakla birlikte bu delilleri hukuka aykırı bir sekilde gündeme getirmiştir" dedi.

Söz Kaleli'de

Savunmanın ardından oturuma kısa bir ara verildi.

İki dakika olması beklenen ancak 25 dakika süren aradan sonra kürsüye İklim Kaleli çıktı. Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 200'üncü maddesi doğrultusunda, Kaleli'nin ifadesi için diğer sanıklar ve izleyiciler salondan çıkarıldı. Ancak izleyiciler yeniden içeri alındı.

Mahkemenin kararı, avukatların tepkilerine neden oldu. Bir avukat, "Talep ve tehdit yokken böyle bi uygulama sanığı tanık yerine koymak anlamına geliyor" dedi. Hakim, "Ama sanık ağlıyor" diye kararını savunurken, avukat, "Sanığın neden ağladığı bizce meçhul. 14 kişinin savunması kısıtlanıyor" diye itirazını ortaya koydu.

CMK 200'üncü maddede şöyle deniyor: "Sanığın yüzüne karşı suç ortaklarından birinin veya bir tanığın gerçeği söylemeyeceğinden endişe edilirse, mahkeme, sorgu ve dinleme sırasında o sanığın mahkeme salonundan çıkarılmasına karar verebilir. Sanık tekrar getirildiğinde, tutanaklar okunur ve gerektiğinde içeriği anlatılır."

Odatv İle Bağlantısını Anlattı

Kaleli, diğer sanıklar salonda olmadan verdiği ifadesinde kendisine yönelik suçlamalara değinerek Odatv ile olan bağlantısını anlattı.

"Odatv, muhalif bir mecra idi. Çok sevdiğim gazetecilik mesleğini en iyi orada icra edebileceğimi düşündüm. Soner Yalçın'la başıma gelen talihsiz olaydan sonra tanıştık" diye konuşan Kaleli, Ahmet Şık, Nedim Şener, Hanefi Avcı, Kaşif Kozinoğlu ve Coşkun Musluk'u tanımadığını söyledi.

Odatv için yaptığı haberlerin başlıklarını paylaşan Kaleli, bir de Aşık Dertli'nin meşhur taşlaması "Şeytan Bunun Neresinde"yi, "örgüt bunun neresinde" olarak okudu.

"Karalama Kampanyasının Kurbanıyım"

Kaleli, tutuklu sanıklardan Barış Pehlivan'ın kendisi hakkındaki yazısına çok kızgın olduğunu söyleyerek, "kurban edildiği karalama kampanyası" dolayısıyla avukat bile bulamadığını belirtti.

Duruşma salonunda bulunan Uğur Dündar'ın kendisi hakkındaki "Gizli servis tarafından yönetiliyor" yorumlarını da eleştiren Kaleli, "Ben Sayın Deniz Baykal'la ilgili hiçbir iddia ortaya atmadım. Telefon tape'leri 44 gun sonra gazetelerde yer aldı. Birileri kasıtlı yaydı. Güçsüzüm, arkamda eşimden başka kimse yok. Ben bu davanın sanığı değil mağduruyum" dedi.

Kaleli, yazdığı kitabı da kanıt ve savunması olarak gösterdi.

Soner Yalçın'ı Eleştirdi

Soner Yalçın'ın savunmasında kendisiyle ilgili olarak sürekli "iddia" ifadesini kullanmasını da eleştiren Kaleli, "Madem iddiaydı, neden Yalçın, Nazlı Ilıcak ve Deniz Baykal'dan özür diledi" diye konuştu.

Yalçın'ın Ankara'da olmasına rağmen kendisiyle yüz yüze değil telefonda konuşmuş olmasını "manidar" olarak nitelendiren Kaleli, "Bu konuşma telefonda yapılmamış olsa ben bu davada sanık olmayanbilirdim" ifadelerini kullandı.

"Baykal'a Şantaj Yapmadım"

Kaleli şöyle devam etti:

"Defalarca siyasi parti liderleriyle konuştuğum söyleniyor. Sadece bir kere konuştum. Halk TV sürecini en son ben öğrendim. Deniz Baykal'a asla şantaj yapmadım, komplo kurmadım. Odatv'den hic kimse bana Deniz Baykal'la ilgili talimat vermedi. Baykal meselesinin tamamen şahsi meselem olduğunu düşündüğüm için Odatv'ye bilgi vermedim 'Tohum attım, bekliyorum' sözlerimle Olcay Baykal'la yapmak istediğim röportajı kast ettim."

Aradan Sonra Kayıtlarla Devam Edildi

Duruşmaya bir saatlik öğle arasının ardından 14.00'ten itibaren kaldığı yerden devam etti. Kaleli, savunma olarak telefon kayıtlarını okumayı sürdürdü.

Kaleli, kayıtlardaki ifadelerin eksikliğine de dikkat çekerek, iki kişi arasında geçen böyle konuşma kayıtlarının iddianameye konmasından çok rahatsız olduğunu da söyledi. Soner Yalçın'la ilk kez görüşme yaptığının anlaşılacağına da dikkat çeken Kaleli, "Bunların hiçbirinde komplo olduğuna dair bir kanıt yoktur" dedi.

Kaleli savunmasını şöyle sürdürdü: "Muhabirler son birkaç gündür sürekli bana savunmanızda bomba haber var mı diye soruyorlar. Tekrar aynı linçi yaşamak istemiyorum. Şimdi de kurultay var. Onu baltalamak istiyorlar. Apo ve Saddam'dan sonra bu ülkede itibarsızlaştırmak için hakkında en çok haber yapılan kişiyim ben. Bir buçuk ay ismim gazetelerden düşmedi. Bu kadar düşmanla baş edemeyeceğim. Ben öleyim de kurtulun."

"Gürsel Tekin Bana Teşekkür Etti"

Kaleli, hakkında çıkan komplo haberlerini mahkeme heyetine göstererek, "Baykal, benimle ilgili 'Bu kadını da üzerime saldılar' ithamında bulundu" dedi.

CHP'den bir çok tanıdığı olduğunu ve onların haberlerini de yaptığını belirten Kaleli, "Ama sanki seçim öncesi CHP'ye komplo kurmak için son anda dahil olmuşum gibi bir hava yaratıldı. Gürsel Tekin canlı yayınlarda daha önce yaptığım CHP'ye zarar verecek haberleri yayınlamadığım için bana çokça teşekkür etmişti" dedi.

Kaleli, 18.03.2011 tarihli Akit gazetesinde yayımlanan, "Deniz Baykal ve İklim Bayraktar'ın tape kayıtları" haberini heyetin değerlendirmesine sundu. Haberi görünce mutluluk gözyaşı döktüğünü ifade eden Kaleli, bu kayıtların iddianamede olmadığına dikkat çekti.

Davayı İzleyenler Uzun İfadeyi Eleştirdi

Kaleli'nin savunması sırasında ses kayıt cihazı dolduğu için kısa bir ara verildi. Öte yandan Kaleli'nin bu kadar uzun tutması davayı izleyenlerin tepkisine neden oldu.

Kaleli, aranın ardından sürdürdüğü ifadesinde, "Misyonerlikle ilgili yaptığım haber iki yıl öncesine aittir. Ben bu kişileri ve delilleri savcılığa teslim ettim. Misyonerlikle ilgili bir haber ve 17 ses kaydı var. Ben bunları Ankara Savcılığı'na verdim. Suç duyurusunda bulundum" dedi.

"Sanık Değil Mağdurum"

Kaleli, yeni bir dosya okuyacağını söyleyince izleyicilerden uğultu yükseldi. Kaleli, uğultular üzerine "Tamam, tamam, vazgeçtim" dedi. Hakim, bunun üzerine salondakileri "Böyle olmaz ama" diyerek azarladı. Kaleli, ifadesini, "Bu davanın sanığı değil mağduruyum" diye tamamladı.

Mahkeme Başkanı Ekinci, Kaleli'ye soru sormak istediğini söyledi ancak kısa cevap vermesini rica etti. Ekinci, "İklim Hanım, bir cümle, bir cümle... Tamam geçiyoruz" dedi.

Hakimle İlginç Diyalog

Hakimin, "O odada ne oldu. Taciz edilen bir kişi olarak daha sonra neden iki kez arıyorsunuz Deniz Baykal'ı?" sorusu üzerine Kaleli, "Ben taciz edildiğimi söylemiyorum, şikayetçi olmuyorum. Dertleşiyorum onlarla" diye konuştu.

Hakim, Kaleli'nin söylediklerinin sorusuna cevap olmadığını söyleyerek, "Peki yani siz ilkinde emin olamıyorsunuz, ikinciyi emin olmak için mi? Peki bu ikinci komplo olmuyor mu?" diye sordu.

Kaleli, "İlkini kanıtlayamayacağım için ikinci kez arıyorum" yanıtını verdi.

"Dava Türk Filmi Gibi"

Kaleli’nin savunmasını tamamlamasının ardından avukatının savunmasına geçildi. Mahkeme Başkanı dışarı çıkarılan sanıkları Kaleli’nin savunmasını tamamlaması nedeniyle yeniden içeri çağırdı ve Kaleli’nin savunmasını sanıklara özetle aktardı. Başkan Ekinci’nin "Sanık hakkındaki iddiaları reddediyor. ’Selam bile vermiyorlar, bana kötü kötü bakıyorlar’ diyor" demesi salonda gülüşmelere neden oldu. 

Kaleli’nin avukatı Çağrı Çetin ise Oda tv davasını Türk filmine benzeterek, "Bu davanın içinde Erol Taş da var, Tecavüzcü Coşkun da var ama Hulusi Kentmen gibi babacan bir hakimimiz de var. Bizi rahatlatan tek bir şey var, o da mahkeme başkanımızın babacan olması. Müvekkilime bir çamur atıldı ama izi kalmasın. Adalet yerine gelsin" dedi.

Bu sözler de salonda gülüşmelere neden oldu. Avukatın savunmasının ardından duruşmaya ara verildi. Aranın ardından sanık ve avukatların taleplerinin alınmasına geçilecek.


Chp'li Vekiller De Salonda

Mahkeme salonunda sanıklar, aileleri ve gazetecilerin yanı sıra CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur ve Denizli Milletvekili İlhan Cihaner de bulunuyor.

Hrant Dink'in kardeşi Orhan Dink de öğle arasının ardından salondaki izleyiciler arasında yerini aldı.

Duruşmaya katılanların bazıları, önceki duruşmalarda da olduğu gibi salondan canlı yayın yapıyor.

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları