AKP ile CHP arasındaki koalisyon görüşmelerinde, CHP heyeti adına diplomasi trafiğini yürütecek Prof. Dr. Haluk Koç, süreçle ilgili hassasiyetlerini Kübra Par’a anlattı
AKP ile CHP arasındaki koalisyon görüşmelerinde, CHP heyeti adına diplomasi trafiğini yürütecek Prof. Dr. Haluk Koç, süreçle ilgili hassasiyetlerini Kübra Par’a anlattı.
NEDEN KONUŞTUK?
AKP koalisyon görüşmelerinin ilk turunu tamamladı. MHP hükümette yer almak istemediğini bir kez daha vurgulayınca iki seçenek kaldı: AKP-CHP koalisyonu ya da erken seçim. Pazartesi günü AKP ile CHP arasındaki görüşmeden sonra iki parti arasındaki diplomasi trafiğini Haluk Koç ve Ömer Çelik’in yürüteceği duyurulmuştu. Aynı zamanda CHP Sözcüsü olan Haluk Koç’un kapısını çaldım, hem o görüşmenin detaylarını hem de olası koalisyonla ilgili düşüncelerini ve çekincelerini sordum.
-AKP heyetiyle koalisyon görüşmelerinin ilkini yaptınız. Toplantı bittiğinde ne düşündünüz?
Günlük siyasi olaylara karşı duyduklarımızın dışında farklı bir duygu olmadı. Demokrasi bir uzlaşma sanatı. “Türkiye’de de uzlaşı kültürü yerleşmeli” diyorsak bu görüşmeleri yapmamız lazım. Siyaseti kavga alanı olarak görmüyoruz.
-Görüşme öncesi heyecan var mıydı? Yıllardır çatışan iki parti olarak bir araya gelmek size garip hissettirdi mi?
Siyasetin doğasında bu çelişkiler var. Farklı bir duygu, farklı bir algılama mutlaka var ama dikkat ederseniz CHP olarak biz seçimden önce çatışmacı, kutuplaştırıcı bir üslup hiç kullanmadık. Ne genel başkanımız ne de biz, diğer partilerle hiçbir konuda polemiğe girmedik. İktidar partisi çift koldan ağır bir üslup kullanmasına rağmen muhatap almamayı seçtik. Seçimden sonra da bu olumlu siyaset dilini sürdürmeye gayret ettik. Pazartesi günkü görüşmede de demokrasi gereği pozitif ve güler yüzlü bir tutum sergiledik. O gün bir niyet beyanıydı. Eğer bir müzakere süreci yaşanacaksa bunun bir ön görüşme olarak nitelenmesi gerektiğini söyledik. Sayın Davutoğlu da toplantının içeriğiyle ilgili son derece samimi açıklamalar yaptı.
-Bu görüşmeden çıkan sonuç nedir?
Özeti şu. Eğer böyle bir koalisyon vücuda getirilmek istenirse, bundan sonra hiçbir şey 7 Haziran öncesi gibi olmayacak, olmamalı. 7 Haziran gibi bir tespit var ortada. Hiçbir şey yaşanmamış gibi davranamayız. Devam edeceksek hiçbir şey 7 Haziran öncesi gibi olmamalı. Gelecek talebe göre, ilkelerimiz çerçevesinde, 7 Haziran öncesinde verdiğimiz sözleri unutmadan, 7 Haziran öncesinde yaşananları unutmadan, 7 Haziran öncesinde yaşananların hiçbir zaman tekrarlanmayacağının garantisini alarak müzakere boyutuna geçeceğiz.
8 MADDEDE 7 HAZİRAN ÖNCESİ SORUNLAR
“AKP ile koalisyon kuracaksak hiçbir şey 7 Haziran öncesi gibi olmamalı” diyen Haluk Koç’a “7 Haziran öncesi iklimden kastınız nedir?” diye sordum. İşte sıraladığı sorunlar:
● Cumhurbaşkanlığı makamında anayasal sınırların allak bullak edildiği bir görev anlayışı
● Siyasetin sopası haline getirilmiş bir hukuk sistemi
● Yargıç teminatının olmadığı, adil yargılanma hakkının gasp edildiği bir hukuk düzeni
● Devletin mali kontrol gücünün değişik grupların üzerinde baskı aracı olarak kullanılması
● Kişisel hak ve özgürlükler, sosyal medya ve gösteri hakkı üzerindeki kısıtlamalar
● Çarpık gelir dağılımı
● Hesap vermeyen bir siyasi yapı, kapatılan yolsuzluk iddiaları
● Sayıştay raporları Meclis’e gelmeden çıkarılan bütçeler ve bütün bunlara alet olan bir TBMM Başkanı
‘MUHATABIMIZ DAVUTOĞLU’
-Görüşme sonrası açıklamada Başbakan Davutoğlu, CHP’nin ortaya koyduğu 14 madde ile AKP’nin seçim sonrası atacağı 10 temel adımın örtüştüğüne vurgu yaptı. Bu anlamda ilkeler bazında iki parti arasında uyumdan söz edebilir miyiz?
Yakın olduklarını söyledikleri noktalar varsa mutluluk duyarız ama yakın olmadığımız önemli alanlar var. Türkiye’nin 7 Haziran’a kadar yaşanan fotoğraftan çıkması gerekiyor.
-Olası çatışma alanları ne olur?
Eğer müzakere aşamasına gelirse, hukuk devleti normlarının yerleştirilmesi, özgürlükler, dış politikada yeniden yapılanma, çarpık gelir dağılımının giderilmesi, CHP’nin seçim öncesi vaatlerinin gerçekleşmesi gibi değişik başlıklar gündeme gelecektir. Tabii umuyoruz ki eğer bir koalisyon müzakeresi yapılacaksa bunu AKP ile yürütelim. Sürekli kendi sınırları dışında davranan bir Cumhurbaşkanı’yla, çift başlı AKP yapısıyla koalisyon görüşmesi götürmeyi düşünmek çıkmaz bir yol...
-“Cumhurbaşkanı koalisyon görüşmelerine müdahale ederse tutumumuz değişir” demek mi bu?
AKP’nin genel başkanı Sayın Başbakan’dır. Koalisyon müzakereleri CHP ile yapılacaksa tabii ki muhatabımızın AKP’nin meşru genel başkanının olması gerekir. Şu andaki anayasal görevi seçimde en çok oyu alan partiye hükümet kurma yetkisi vermek olan bir ismin her gün konuşarak sürece ayar vermeye çalışması kabul edilemez. Bu konuda net olmamız gerekli. Kamuoyuna sürekli yapılan günlük açıklamalarla, üçüncü bir koalisyon ortağıymış gibi sürece müdahale edecek bir yetki aşımı ortaya konulursa, bu sadece bizim açımızdan değil, Adalet ve Kalkınma Partisi açısından da kolay taşınacak bir durum olmaz.
"TABANIMIZ ENDİŞE ETMESİN"
-Eğer AKP ile koalisyon kuracak olursanız CHP tabanının tepkisi ne olur?
Görüşmeler başladığında, görüşmelerin içeriği de ortaya çıkacak. Kendi tutumumuzdan, ilkelerimizden uzaklaşmış değiliz. “Kapıyı kapatan taraf olmayacağız, çözümsüzlüğün adresi olmayacağız” dedik ama ille de çözüm bulacağız diye daha farklı bir CHP kimliğine girecek değiliz. Müzakere masasına farklı bir kostümle oturacak değiliz. Tabanımız endişe etmesin. Huzursuz olmalarına gerek yok. Tek parti iktidarı kompleksiyle tahrip edilen değerlerin yeniden onarılmasını istiyoruz. Bu, AKP, MHP ve HDP’ye oy veren yurttaşlarımız için de gerekli.
-Parti içinde bir grubun AK Parti ile koalisyona çok soğuk baktığı doğru mu?
Değişik tartışmalar tabii ki olacaktır. Başka siyasi partiler gibi baştan “Benim siyasi pozisyonum bu, hadi başka kapıya” deme noktasında değiliz. Siyaset uzlaşı ve çözüm bulma sanatıdır. Henüz ortada kurulmuş bir koalisyon yok. Müzakere ille uzlaşmayla sonuçlanacak demek de değil.
-CHP Milletvekili İlhan Cihaner “Büyük Koalisyona Reddiye” başlıklı bir yazı kaleme alarak, AKP ile birlikteliğe karşı çıktığını duyurdu.
İlhan Bey’in görüşlerine saygı duyuyoruz. Türkiye’nin çözüm bekleyen sorunları var. Erken seçime gitmenin getireceği çok farklı sıkıntılı tablolar olabilir. Demokrasinin bize tanıdığı imkânların kullanılması gerekir.
-Cihaner’in yazısı parti içinde nasıl yankılandı?
Bilmiyorum, değişik bir yorum almadım.
‘ÖMER ÇELİK’LE ESKİDEN TANIŞIYORUZ’
-Başbakan Davutoğlu, iki parti arasında istikşafi görüşmelerin başlayacağını söylemişti. İkinci tur görüşmeler öncesi bir diplomasi trafiği yaşanacak mı? Yol haritası belli mi?
Müzakere aşamasına geçilirse, iki parti arasında olası yanlış anlamaları önlemek için benim ve Sayın Ömer Çelik’in devreye girmemiz ve irtibat halinde olmamız ifade edildi. Müzakere heyeti oluşacak olursa değişik arkadaşlarımız görev yapacaktır. Şimdilik sadece koordinatlarımızı belirledik.
-Ömer Çelik ile iyi anlaşabilecek misiniz?
Siyaset ilginç bir alan. Sözcü konumunda olanlar daha fazla ateş önünde oluyor. Sayın Ömer Çelik ile bugüne kadar ciddi bir karşı karşıya gelişimiz olmadı. Çatışma olmaz. Uygar insanlar kavga etmeden tartışıp konuşabilirler.
-Cep telefon numaralarınızı paylaştınız mı? WhatsApp grubu kuracak mısınız?
Zannetmiyorum! (Gülüyor) Konvansiyonel haberleşme yöntemleri geçerli şimdilik. Birbirimizde numaralarımız vardı zaten. 3 dönemdir parlamentodayız, tanışıyoruz.
-Pazartesi günkü buluşmadan sonra görüştünüz mü?
Hayır. Onlar diğer iki siyasi partiyle görüşmekle meşgullerdi. Bayram sonrası temasa geçeriz sanırım.
‘BELKİ BİZ DE ONLARA ÇİKOLATA GÖTÜRÜRÜZ’
-AKP heyetinin ziyareti öncesi CHP Genel Merkezi’nin tepeden tırnağa temizlendiği doğru mu?
Hayır, o güne özel olarak ayrı bir gayret yoktu. Tabii bir protokol ziyareti olacağı için partinin önünde ona uygun hazırlık yapıldı.
-AKP heyeti odadayken ortam gergin miydi? Odanın atmosferi nasıldı?
İkinci plandaki duygu ve düşüncelerimi soruyorsunuz, ama ben şu an sorularınızı resmi CHP Sözcüsü olarak yanıtlıyorum. (Gülüyor) Yadırgatıcı bir durum yoktu.
-Gelirken size gümüş tepside çikolata ve kandil simidi getirmişler.
Kalabalık içinde ben görmedim. Şimdi bayram ziyareti olacak. Biz de onlara götürürüz belki. (Gülüyor)
‘PERDE ARKASINDA AKP-MHP İŞBİRLİĞİ GELİŞİYOR’
-CHP’nin asıl gönlünde yatanın muhalefet bloku koalisyonu olduğunu söyleyebilir miyiz hâlâ?
Muhalefet arasında koalisyon kurulabilseydi farklı bir Türkiye yaratılabilirdi. AKP tek başına iktidar olma yetisini kaybetti ama AKP parti devleti bütün uygulamalarıyla devam ediyor. Bugün 7 Haziran’da hiç seçim olmamış gibi bir atmosferin devam etmesine neden olanlar bunu değerlendirmek zorundalar.
-“Yüzde 60’lık blok” ihtimali de tamamen ortadan kalktı galiba?
Çok net ifadelerle kalktı. Meclis Başkanlığı seçiminde son turda kullanılan oylar, bir başka işbirliğinin temelini atmaya dönük olarak yorumlanabilir. Ki benzer bir manzara RTÜK üyeliği seçiminde de ortaya çıktı. Bu sefer de AKP desteğiyle bir MHP’li üye seçildi.
-Meclis Başkanlığı ve RTÜK seçimi, Devlet Bahçeli’nin açıklamalarına rağmen AKP-MHP koalisyonuna mı işaret ediyor sizce?
Siyaset bazen sadece söylenenlerden ibaret değildir. Söylemler davranışlarla bütünleşmeden anlam kazanmaz. Perde önündeki söylemlerin aksine perde arkasında işbirliği geliştiğini görüyoruz.
Kübra Par - Haber Türk