"Çelik derhal istifa etmeli ya da görevden alınmalıdır"
Konuyla ilgili yazılı bir açıklamada bulunan Arslan, Türkiye’nin son birkaç senedir, ciddi bir şekilde gerilim, çatışma, kamplaştırma ve kutuplaştırma siyaseti ile karşı karşıya olduğunu, genel seçimlerin de böyle bir atmosfer içerisinde gerçekleştirildiğini vurguladı. Ancak kavga siyasetinin devam ettiğini belirten Arslan, "üzülerek görmekteyiz ki, bu konuda, seçim öncesi dönemden farklı ve iyi bir takım gelişmeler yoktur. Bilinçli bir şekilde bu yanlış üslup devam ettirilmektedir. Bunun en son örneği de, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in, Suriye’deki gelişmelerle ilgili olarak CHP’nin tavrını eleştirirken sarf ettiği sözlerdir. Bir partinin başkan ya da diğer yöneticilerinin eleştirileri beğenilmeyebilir. Ancak akademik kariyeri olan ve Milli Eğitim Bakanlığı da yapmış bir genel başkan yardımcısının mezhep ayrımcılığını çağrıştıran siyasi üslubunu tasvip etmek mümkün değildir" dedi.
-"KAMPLAŞTIRICI SİYASETİN KÖTÜ BİR ÖRNEĞİ"-
Çelik’in "Niçin savunuyorsunuz Suriye’deki Baasçı rejimi? Açıkçası aklıma başka kötü şeyler de geliyor. Suriye’deki Baasçı rejim yüzde 15’lik kitleye dayanıyor. Acaba Sayın Kılıçdaroğlu mezhep yakınlığı dayanışmasıyla mı Suriye’ye bu manada sahip çıkıyor? Bu da aklımıza gelir" şeklindeki sözlerini anımsatan Kazım Arslan, şunları kaydetti:
"Bu sözler, ülkemizde bir zamanlar çok tehlikeli bir şekilde uygulanmış olan ayrımcı ve kamplaştırıcı siyasetin yeni ve kötü bir örneğidir. Bu türden beyanlar inanç değerlerimiz açısından da doğru değildir. Hâlbuki iktidar makamında bulunanların bütünleştirici ve birleştirici bir tavır ve üslup içerisinde olmaları milletimizin birlik ve bütünlüğü açısından çok önemlidir. Siyaseten konuşulabilecek çok sözler varken, siyaseti bu dar kalıplara hapsetmek ülkemizde huzursuzluk çıkarmak ve toplumsal barışı bozmak isteyenlerin işine yarayacaktır. Bu açıklama, birkaç sene önce Sayın Başbakan’ın, Ak Parti’nin hedefleri ile ilgili olarak yapmış olduğu bir konuşmada vurguladığı ’etnik milliyetçiliğe karşıyız, bölgesel milliyetçiliğe karşıyız, dinsel milliyetçiliğe karşıyız’ şeklindeki beyanlarına da zıt bir açıklamadır. Bu noktada ’Bugün yerden yere vurduğunuz Suriye rejimi ile daha birkaç öncesine kadar çok sıkı fıkı ilişkiler içerisindeydiniz. Suriye Devlet Başkanı ve diğer devlet erkânını kırmızı halılarla karşılayıp, ortak Bakanlar Kurulu toplantısı yapan sizin hükümetinizdi, Ak Parti Hükümeti idi. Acaba bu yakınlığı o zaman düşünemediniz mi’ diye yeni bir tartışma başlatmak istemiyorum. Ancak bu konudaki samimiyet sorununu vurgulamak için, bu örneğin gündeme getirilmesi gerektiği kanaatini taşıyorum. Kısacası burada bir samimiyet sorunu vardır. Çelik derhal istifa etmeli ya da görevden alınmalıdır. Bu beyanat üzerinde yapılan tartışmalar ve gösterilen tepkiler sonrasında, Sayın Çelik’in sözlerini tevil etmeye yönelik açıklaması da yeterli değildir. Ülkemiz insanlarının birlik ve beraberliğini hedef alan bu sorumsuz beyanın sahibi bir genel başkan yardımcısının yapması gereken, kamuoyundan özür dileyerek istifa etmektir. Sayın Çelik derhal istifa etmeli ya da görevden alınmalıdır. Çünkü milletimizin geleceğine yönelik sorumluluğun gereği budur. Herkes üslubuna dikkat etmelidir. Bu üslupla, son seçimlerde olduğu gibi oylarını artırmak mümkün olabilir; ancak toplumsal huzuru ve kardeşliği tesis etmek mümkün değildir."(