24 Kasım günü, Halkların Demokratik Kongresi Yürütme Kurulu adına Fatma Gök, Ferhat Tunç, Gencay Gürsoy ve Sebahat Tuncel bir basın açıklaması yayınladılar.
Türkiye operasyonlarla yönetilen bir ülke haline geldi. AKP Hükümeti, farklı görüşlere ve örgütlenmeye tahammül göstermemekte, her geçen gün baskıyı artırmakta, muhalefete sınırlar çizmekte, istibdat dönemini hatırlatan bir pratik sergilemektedir.
Farklı toplumsal kesimler taleplerini dile getirememekte, örgütlenme ve siyaset yapma hakkını kullanamamaktadır. Basın, düşünce ve örgütlenme özgürlüklerinin kırıntıları da yok edilmektedir. Kimse sokağa çıkamamakta, gazeteler, parti binaları, belediyeler basılmakta, milletvekilleri, belediye başkanları, aydınlar, akademisyenler tehdit edilmektedir. Tutuklu gazeteciler çoğalmakta, cezaevleri düşünce, ifade ve örgütlenme “suçluları” ile doldurulmaktadır.
Siyaset tarzı her geçen gün daha da düzeysiz hele getirilmekte, hükümeti eleştirenlerin, sesini çıkaran aydınların ve kurumların hükümetin hışmından kurtulamayacağı gibi bir kanaat egemen kılınmak, her kesim sindirilmek istenmektedir.
Kürt sorunu da giderek içinden çıkılmaz bir sürece sürüklenmektedir. Barış ve demokratik çözüm arayışı ve girişimleri yerine, şiddet ve baskı bir yönetim tarzı olarak olağanlaştırılmaktadır.
Barış, demokratikleşme ve özgürlükten söz edenlere, hükümeti eleştirenlere ve uygulamalarına söz söyleyenlere yönelik başta Başbakan Erdoğan olmak üzere hükümet mensuplarınca hakaret edilmekte, düşüncelerini ifade eden aydınlar açıkça hedef gösterilmekte, boyun eğmeleri istenmektedir.
Süregelen KCK operasyonları ile Kürtler ve Kürt sorununun demokratik çözümünden yana tutum gösterenler hedef haline getirilmekte ve bir gerekçe ile operasyona tabii tutulmaktadırlar. BDP’li belediye başkanları, parti yönetici ve üyelerine yönelik iki yıldan bu yana ülke düzeyinde süren operasyon ve tutuklamaların kesilmesi beklenirken, bu defa avukatların toplu bir gözaltı operasyonuna tabi tutulmalarıyla karşı karşıyayız.
Son olarak yasalar ve uluslararası sözleşmeler yok sayılarak hukukçulara yönelik olarak yapılan operasyon ve Başbakan’ın kendisini mahkemelerin yerine koyarak suçlamalarda bulunması geldiğimiz yerin vahim olduğunu göstermektedir. Prof. Dr. Büşra Ersanlı ve yazar-yayıncı Ragıp Zarakolu’ndan sonra 48 hukukçunun ve onlarca siyasetçinin daha ülke düzeyinde süren bir operasyona tabi tutulmaları anlaşılır ve kabul edilir bir durum değil.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) olarak bir an önce bu hukuksuzluğa son verilmesini istiyoruz. TMK başta olmak üzere, basın, düşünce ve örgütlenme özgürlüğünün önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Demokratikleşmeden, özgürlüklerden ve barıştan yana bir anayasadan söz edilebilecekse, öncelikle bu baskı ortamı son bulmalıdır. Son operasyonda alınanlar ve
KCK operasyonu kapsamında tutuklu bulunanlar serbest bırakılmalı, Kürt sorununda barışın, diyalog ve müzakerenin yolu açılmalıdır.
Halkların Demokratik Kongresi Yürütme Kurulu