HDP, 'Kadın Kayyım Raporu'nu açıkladı: Özgürlük ancak kadınlarla yaşam bulabilir!
HDP Eş Genel Başkanı Buldan, "Umutluyuz. Çünkü görüyoruz ki kadınlar güçlü bir biçimde iradesine sahip çıkıyor. Kadınlar, gümbür gümbür geliyor. Kadınlar varsa cesaret vardır. Kadınlar varsa başarı vardır! Özgürlük ancak kadınlarla yaşam bulabilir. Faşizmi yıkarsa ancak kadınlar yıkar!" dedi....
HDP’nin hazırladığı Kadın Kayyım Raporu, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve çok sayıda kadının katılımı ile Van’da açıklandı.
8 Mart öncesi kadınların buluşmasına sahne olan toplantıda kadınlar, kayyımlara karşı mücadele mesajı verdi.
Burada konuşan Pervin Buldan, şunları söyledi:
"Merhaba Sevgili Kadınlar; Merhaba gasp rejimine karşı “Bizden gasp ettiklerinizi fazlasıyla geri alacağız!” diyen, kentimizi de kendimizi de biz yöneteceğiz inancıyla geri adım atmayarak direnen kadınlar! Bu direnişi Leyla Güven ve yoldaşlarının şahsında alanlara taşıyan kadınlar!
Kayyımların gasp pratiklerini açıklayacağız
Bugün HDP Kadın Meclisimizin hazırlamış olduğu Kadın Kayyım Raporunu açıklamak için burada toplandık. Biz kadınların onlarca yıllık emek ve mücadeleyle elde ettiği kazanımlarımızı, özgün, özerk örgütlenme alanlarımızın ve kadın kurumlarımızın kapatılarak işlevsizleştirilmesi; kadın özgürlükçü yerel yönetim modelimizi hedef alarak başta kadınlar olmak üzere halkın iradesini gasp eden kayyımların pratiklerini açıklayacağız.
Leyla Güven tam 4 aydır direniyor
Konuşmama başlamadan önce buradan açlık grevinde olan Leyla Güven, Selma Irmak, Sebahat Tuncel ve Dersim Dağ şahsında tüm açlık grevi direnişçilerini sevgi ve saygıyla selamlıyor, bir kez daha belirtiyoruz ki açlık grevindeki yoldaşlarımızın talepleri hepimizin talepleridir. Leyla Güven 120 gündür direniyor. Barış ve demokrasiye sevdalı bir halde tam dört aydır bedenini açlığa yatırdı.
Açlık grevcilerinin talebi insanca yaşamı savunan milyonların talebidir
Hepimiz biliyoruz ki, Leyla Güven, açlık grevini, Sayın Öcalan üzerindeki ağır tecrit koşullarının kaldırılması, ailesi ve avukatları ile düzenli görüştürülmesi gibi çok temel bir insani ve hukuki hak için başlatmıştır. Bu tecrit aynı zamanda tüm yaşamı kuşatmış başta kadınlar olmak üzere tüm halkları nefessiz bırakmıştır. Yüzlerce kadın ve siyasi tutuklu ise bugün Leyla Güven’in öncülüğündeki açlık grevlerine katılarak mücadeleyi büyütmüştür. Arkadaşlarımızın talepleri insanca ve onurlu bir yaşamı savunan milyonların talebidir.
Leyla’yı ve yoldaşlarımızı yaşatacağız
Tecrit bir insanlık suçudur. Ve bu suçu işleyen hükümet bir an önce bu duruşundan vazgeçmeli, halkların özellikle de biz kadınların bu talebi derhal yerine getirilmelidir. Biz kadınlar bu talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz ve bedeli ne olursa olsun hep birlikte tecridi kıracak, Leyla’yı ve yoldaşlarımızı yaşatacağız.
Leyla Güven’i yaşatacağız! Arkadaşlarımızı yaşatacağız! Barışı yaşatacağız! Onların sesine ses olmaktan asla geri adım atmayacağız! Tecrit mutlaka ama mutlaka kadınların direnişiyle kırılacak.
Kayyımların, kadınların bin bir emekle yarattığı kazanımları gasp etti
Geçen hafta kayyımların utançla anılacak icraatlarını, çok kapsamlı bir şekilde hazırlanan raporumuzda açıkladık. Bu raporda kayyımların bir halkın diline, kültürüne, inancına, iradesine bir bütünen nasıl pervasızca saldırdığını tüm kamuoyu ile paylaştık. Bugün ise kadın kazanımlarını ilk hedef haline getiren, kadına yönelik şiddet merkezlerini, kadın sığınma evlerini, kadın yaşam alanlarını, kadın parklarını, kooperatifleri kapatarak tarihin utanç sayfasına giren ırkçı, cinsiyetçi, kayyımların bin bir emek, mücadele ve bedel ile elde ettiğimiz kazanımları nasıl gasp ettiklerini kamuoyu ile paylaşacağız.
Bakın kadın eşbaşkanlarımızı görevden alarak, tutuklayarak, yerlerine haksız ve hukuksuz bir şekilde kayyım atayarak, belediyelerimizi gasp ederek halkı, kadınları susturabileceklerini sandılar. Buradan Sayın Gültan Kışanak, Mukaddes Kubilay, Diba Keskin ve Nurhayat Altun şahsında tutuklu bütün kadın belediye eşbaşkanlarımıza kucak dolusu selam ve sevgilerimizi gönderiyoruz.
Unutmasınlar tarih kadınların mücadele ve direniş tarihidir
Tarih boyunca erkek egemen iktidarlar varlıklarını, iktidarlarını koruyabilmek için cinsiyetçi, militarist ve faşist politikalardan beslenmişlerdir. Bu iktidarların en büyük korkusu ise kadın örgütlülüğü olmuştur. Ancak şunu unutmasınlar ki bu tarih aynı zamanda direnen, mücadele eden kadınların tarihidir. Bu faşist erkek egemen iktidarlar karşısında bedenini ölüme yatıran mirasçısı olduğumuz kadınların tarihidir.
Makbul kadın, itaat eden kadın yaratmak istiyorlar
İşte bunun için biz kadınlardan korkuyorlar. İşte bu yüzden baskı ve şiddet politikalarıyla ilk olarak kadınlar hedef alınıyor, cinsiyetçi ve ırkçı söylemler ile eril zihniyet meşrulaştırılmaya çalışılarak kadınlardan “makbul kadın” “itaat eden kadın” yaratmak istiyorlar.
İşte tam da bu yüzden bugün AKP eliyle atanan, bu iktidarın tezahürleri olan kayyımların kadın kazanımlarına saldırıları, kadın kazanımlarını yok etme girişimleri bu politikalardan bağımsız düşünülmemelidir.
Dünyada bir ilki gerçekleştirdik
Kadınların siyaset mekanizmalarının tamamında yer aldığı eşbaşkanlık ve eşit temsiliyet modelimiz ile dünyada bir ilki gerçekleştirdik. Kadını yaşam alanının dışında tutmak isteyen AKP hükümeti eşbaşkanlık ve eşit temsiliyet modelimize darbe yapmak istemiştir. Yaşam alanlarının tamamını kadınsızlaştırmaya çalışmışlardır. Tutuklayarak, gözaltına alarak, kurumlarımızı kapatarak kadınların mücadeleden geri tutmaya çalıştıklarını göstermek istediler.
Bir kez daha vurgulamak gerekir ki, ilk kez partimiz ve partimizin geldiği siyasi geleneğin bir kazanımı, kadınların bir başarısı olan eşbaşkanlık, eşit temsiliyet ve kadın odaklı yerel yönetim modelimiz, toplumsal cinsiyet eşitliği, kadının siyasette ve bir bütün olarak toplumsal yaşama etkin katılımı ile tüm dünyada örnek gösterilen önemli bir başarı olarak kabul ediliyor.
Kadın iradesine siyasi kayyımlar atanıyor
31 Mart yerel seçimleri aday listeleri açıklanırken diğer partilerin aday karneleri ne kadar kötü durumda hepimiz gördük ve tanık olduk. Bu seçimlerde de temsilde eşitsizliğin devam ettiği görülmektedir. Aslında diğer partilerin listelerine bakıldığında, kadınların geri planda bırakılması, erkek zihniyetinin kadın iradesine karşı siyasi kayyım olarak atandığını göstermektedir. Siyasetteki bu erkek kayyım zihniyetinin sona erdirilmesi gerekiyor.
En etkin kadın politikalarını biz geliştiriyoruz
Her seçimde olduğu gibi bu seçimde de en fazla kadın aday gösteren, özgün kadın seçim bildirgesi hazırlayan, kadın bildirgesinde kadınların sorunlarına en fazla eğilen ve etkin çözümler üreten tek partiyiz. Bugün özellikle yerel yönetimlerde: yönetim mekanizmalarında ve tüm kurumlarda eşbaşkanlığın hedef alınarak işlevsizleştirilmesi çalışmaları cinsiyet eşitsizliğini derinleştirilmesi ve kadınların net bir biçimde siyasetten, yaşamdan dışlanması amaçlıdır.
Ancak biz kadınlar mücadelemizi hiçbir zaman dört duvar arasına sıkıştırmadık. Alanlar bizim ve buraları hiçbir şekilde terk etmedik, etmeyeceğiz!
Devlete ve engellemelerine rağmen haklarımızı koruyarak özgürleştik
Tüm dünyada örnek olacak uygulamalara imza attık. Devletin bütün olanaklarını arkalarına alanlar, kadınlar için tek çivi çakmazken biz kadınlar devlete rağmen, engellemeleri karşımıza alarak mücadele verdik. Kadınlar olarak adeta haklarımızı erkek devletten, erkek iktidardan koruyarak özgürleştik.
Mor marketler, alo şiddet hattı, kadın semt pazarları…
Kentlerimizi kadın dostu kentlere dönüştürmek için çalıştık, Kadın Politikaları Daire Başkanlıkları, Kadın İstihdam Merkezleri kurduk, Alo Şiddet hatları açtık. Kadın semt pazarları, kadın kooperatifleri oluşturduk. Mor Marketlerde kadınların üretimleri için satış alanları yarattık. Kız yurtlarımızla, kreşlerle kadınların ihtiyaçlarını siyasetimizin merkezine koyduk.
Kadınlar olarak toplumsal sorunların çözümünde taraf olduğumuzu defalarca gösterdik, göstermeye devam edeceğiz.
Kayyımlar kadına yönelik şiddetin önünü açtı
Bugün erkek devlet sisteminin tezahürü olan kayyımlar, kadın merkezlerimizi, kadın sığınma evlerimizi, ilk adım istasyonlarımızı kapatarak, kadına yönelik şiddetin önünü açmışlardır. Kadınların rahat nefes alabileceği bir mekan bırakılmamış, erkek devlet şiddeti artarak devam etmiştir.
AKP dönemi boyunca 6 bi 960 kadın şiddeti yaşandı
Bugün sokak ortasında kadına yönelik şiddetin, iş yerinde mobbingin, çocuk ihmal ve istismarının her geçen gün artmasının nedeni bu mekanizmalarımızın hükümet tarafından kapatılarak kadınların, çocukların başvuru yapacağı bir yerin bırakılmamasıdır. Sadece 2018 yılında 440, 17 yıllık AKP dönemi boyunca 6 bin 960 kadın cinayeti işlenmiştir. Ancak bu hükümet şiddet gören kadının hemen ulaşabileceği alo şiddet hatlarını kapatmıştır.
Kadına yönelik şiddet cezasız bırakılıyor
Aynı şekilde kadına yönelik fiziksel, ruhsal, sosyal, toplumsal, siyasal ve ekonomik şiddet erkek yargıda cezasız bırakılarak, kadınlar, çocuklar şiddet sarmalının içine hapsedilmiştir. Bunun karşısında biz kadınlar demokrasi ve özgürlük mücadelemize sürekli ve aralıksız bir biçimde devam ediyoruz. Örgütlülüğümüzü genişleterek, her türlü şiddete karşı engelleyici ve koruyucu çalışmalar yürütmekten vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Kadın cinayetleri, çocuk istismarı, cinsiyetçi her türlü şiddete ve savaş politikalarına karşı yine biz kadınlar sesimizi daha güçlü yükselteceğiz, mücadelemizi daha da ilerleteceğiz.
Anadil haktır diyerek bu hakkın savunucusu olacağız
Anadilde eğitim veren kurumlarımızın, kreşlerimizin tamamı hiç bir gerekçe gösterilmeden kapatılmış, çocukların anadilde eğitim hakları ellerinden alınmıştır. Bu gasp siyasetiyle sürdürdükleri tek adam siyasetine karşı biz kadınlar hep birlikte ‘anadil haktır’ diyerek bu hakkımızın sonuna kadar savunucusu olacağız.
Yaratılan kriz erkek şiddeti olarak bize geri dönmektedir
Bugün yaşatılan ekonomik kriz başta kadınlara olmak üzere ekonomik şiddet ve erkek şiddeti olarak geri dönmektedir. Her gün çıkıp meydanlarda bu dış güçlerin oyunudur diyerek halkı, kadınları kandırmaya çalışıyorlar. Kadınların bu cümlelere karınlarının tok olduğunu bilmeleri gerekiyor.
Üretim alanlarından asla geri durmayacağız!
Kendi elleriyle atadıkları kayyımlar kadınları üretim alanlarının dışına itmiş, kooperatifleri kapatarak kadının kendi ekonomisini güçlendirmesinin önüne engel koymuştur. Kendi yaratmak istedikleri makbul-itaatkar kadın anlayışının sonucu olarak kadınları ev içine hapsederek, erkeğe muhtaç bırakmak istemişlerdir. Biz kadınlar buradan bir kez daha sesleniyoruz: Üretim alanlarından, kendi ekonomimizi güçlendirmekten asla geri durmayacağız.
Tüm dünya kadınlarına sesleniyorum: Saldırı bütün kadınlara yöneliktir
Buradan başta Türkiye ve Ortadoğu’daki kadın hareketleri olmak üzere, tüm dünyadaki kadınlara sesleniyorum: Tek adam rejiminin, kayyım zihniyetinin bu uygulamalarının, sadece partimize dönük saldırılar olarak ele alınması ve buna karşı sessiz durulması, asıl hedeflerden biri olan kadınların siyasette, toplumsal yaşamda eşit ve etkin katılımını engellemeye dönük boyutunu göz ardı etmektir.
Değişimi kadınlar başlatacaktır
Kadınların tarihsel bir kazanımı olan eşbaşkanlık sisteminin hedef alınması, kadın kurumlarının kapatılması, siyasal ve sosyal yaşamı erkek iktidar zihniyetine teslim etmek anlamına gelmektedir. Bunun böyle görülmesi gerekmektedir. Tekçiliğe dayalı yönetim anlayışı, kendi iktidarını ayakta tutabilmek için sürekli kadın örgütlülüğünü hedef almakta, kadınları siyaset dışına itmeye çalışmaktadır. O halde, kadınlar daha da güçlenirse, örgütlenirse ve siyasetteki temsiliyetini arttırırsa tekçi rejimin çözülmesi hızlanacaktır. Değişimi kadınlar başlatacaktır.
HDP olarak kadın odaklı yaşamı inşa ediyoruz
Aynı zamanda kadın partisi olan HDP işte bunun öncülüğünü yapmaktadır. Bizler, kadınları siyasetten, toplumsal yaşamdan dışlamaya çalışan bu zihniyete karşı kadın odaklı yaşamı inşa etmeye, bu yönlü mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz.
Gaspçı kayyım zihniyetinin bu topraklarda yeri yoktur
Halklara düşman, kadınlara düşman, doğaya ve değerlerimize düşman gaspçı kayyım zihniyetinin bu topraklarda yeri yoktur. Halkın kültüründen, değerlerinden uzak olduğu gibi bu kültür ve değerlere düşmanlığı siyaset edinen bu kayyumlara son sözümüzü 31 Mart'ta hep birlikte söyleyeceğiz. Halkın iradesi gasp edilerek, saraydan atanan kayyımları geldikleri yere geri gönderecek, kendi gücümüzle, kendimizi de kentlerimizi de bizler yönetmeye devam edeceğiz. Kayyımların kapattığı tüm kadın kurumlarımızı daha da güçlendirerek ve yaygınlaştırarak yeniden açacağız.
İnancımız diridir. Ve kadınlar hep birlikte kazanacak buna güvenmenizi ve bu anlayışla hareket etmenizi istiyoruz. Gaspçı kayyım zihniyetinin sona erdirecek olan mutlaka ve mutlaka kadınların mücadelesi, direnişi ve ittifakı olacaktır. Gaspçı kayyımlar gidecek, onların yerine kadınlar gelecek!
Buradayız buralıyız ve gasp ettiklerini fazlasıyla geri alacağız
Radikal demokrasiyi yerelden başlatacağız dedik. İşte bunun öncüsü kadınlar olacak! Faşizme kaybettireceğiz dedik. Bunun öncüsü yine kadınlar olacak. Savaştan, şiddetten beslenen anlayış karşısında bizler; demokratik, ekolojik kadın özgürlükçü paradigmamız ile yeniden hep birlikte kadın gücümüzle, dayanışmamızla buradayız, buralıyız ve gasp ettiklerini inanın ki fazlasıyla geri alacağız.
Özgürlük ancak kadınlarla yaşam bulabilir
Kaç gündür alanlardayız. Umutluyuz. Çünkü görüyoruz ki kadınlar güçlü bir biçimde iradesine sahip çıkıyor. Kadınlar, gümbür gümbür geliyor. Kadınlar varsa cesaret vardır. Kadınlar varsa başarı vardır! Özgürlük ancak kadınlarla yaşam bulabilir. Faşizmi yıkarsa ancak kadınlar yıkar!
Roza’nın dediği gibi “vardık, varız, var olmaya devam edeceğiz.” Sesimizi de sözümüzü de öyle bir yükseltelim ki; 31 Mart’ı kadınların baharına dönüştürelim. Haydi, hep beraber YA ME YA diyelim ve bizim olanı almaya gidelim! Ve alalım! Jin Jiyan Azadî!"
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları