loading
close
SON DAKİKALAR

HDP'den 'akil insanlar toplantısı' açıklaması: HDP bu işin içinde yok. Bu tür adımların yerel seçimler öncesinde atılmasını anlamlı bulmuyoruz

HDP'den 'akil insanlar toplantısı' açıklaması: HDP bu işin içinde yok. Bu tür adımların yerel seçimler öncesinde atılmasını anlamlı bulmuyoruz
Tarih: 30.11.2018 - 18:09
Kategori: Siyaset

HDP Sözcüsü Saruhan Oluç, Oslo'da gerçekleştirilen 'akil insanlar' toplantısından haberdar olmadıklarını belirterek, "HDP bu tür adımların yerel seçimler öncesinde atılmasını çok anlamlı bulmamaktadır" dedi.

HDP Sözcüsü Saruhan Oluç, HDP Genel Merkezi'nde bir basın toplantısı düzenledi. 

Oluç, "Karşımızda artık sadece AKP-MHP koalisyonu yok. Bu koalisyona ortak olan kimi yargı mensupları da var" dedi.

Saruhan Oluç'un açıklamaları şöyle:

"Türkiye 10 gündür uluslararası hukuku ihlal etmeye devam ediyor. Biliyorsunuz AİHM önceki dönem Eş Genel Başkanımız Demirtaş ile ilgili bir karar verdi, ancak bu kararın gereği henüz yerine getirilmedi. Dün itibariyle Adalet Bakanlığı’nın İngilizce kararın çevirisini Ankara 19. Ceza Mahkemesi’ne gönderdiğini biliyoruz. Dolayısıyla artık yerel mahkemenin bu kararı uygulamasının önünde hiçbir engel kalmamıştır.

Demirtaş’la ilgili hukuki karar alınmalıdır

AİHM’in Demirtaş kararındaki “derhal serbest bırakılsın” ifadesi bir bireysel önlem önerisidir. AİHM’in 3 tür kararından biridir bireysel önlem önerisidir. Bu durum Demirtaş kararında açıkça vardır. İkinci tür tazminat kararıdır, ki bu da Demirtaş kararında vardır. Üçüncü tür ise genel sorunların giderilmesi konusudur. Bu da vardır. Yani TMK, TCK ve CMUK’taki bazı maddelerde varolan temel sorunların giderilmesine ilişkin ibareler kararda vardır. Dolayısıyla “Biz Büyük Daire’ye gidiyoruz, o yüzden kararı bekletiyoruz” demek kesinlikle zaman kazanmak içindir, politiktir, hukuki değil. Yani aynen Demirtaş’ın ve milletvekillerimizin tutuklanmalarında olduğu gibi, bu tutum siyasi bir karar olacaktır. 

Yerel seçimler öncesinde bir yerel mahkemenin bu tür tavrı yerel seçim sonuçlarını etkilemeye dönük bir adım olacaktır. Dolayısıyla kararın yerel mahkeme tarafından bir an evvel uygulanması gerekmektedir. Biz hem ulusal hem de uluslararası alanda hukuken bu işin takipçisiyiz.

İkinci konu yine yargıyla ilgilidir. Hakkari Milletvekilimiz Leyla Güven açlık grevinin 23. gününde. İmralı’daki 3 buçuk yılı aşan insanlık dışı tecridin bir an evvel kaldırılması talebiyle açlık grevi yapmaktadır. Bizim Leyla Güven’le ilgili koşulsuz dayanışma ve desteğimiz devam etmektedir. Önümüzdeki günlerde 3 batı 3 de Kürt ilinde olmak üzere, 6 merkezde 3er günlük açlık grevleri yapılacaktır.

Meclis Başkanı Leyla Güven konusunda adım atmazsa vesayeti kabul etmiş olur

Leyla Güven Hakkari halkının iradesi olarak seçilmiş bir vekildir. Seçildiği gün serbest bırakılması gerekirken, o günden bugüne cezaevinde tutulmaktadır. Meclis Başkanı’na sesleniyoruz. Sizin başkanı olduğunuz Meclis’in bir vekili cezaevinde tutuluyor, sizin başkanı olduğunuz Meclis’in bir üyesi açlık grevinde ve siz buna dönük hiçbir adım atmıyorsunuz. Eğer Meclis Başkanı olarak gereken adımları atmazsınız, yasama üzerindeki yargı ve yürütme vesayetini kabullenmiş olursunuz. Gereken adımları gecikmeden atmalısınız.

Her hafta düzenli olarak çeşitli illerde HDP’nin seçim çalışması yapan üyelerine, yöneticilerine gözaltı ve tutuklama operasyonu yapılmaktadır. En son İzmir’de böyle bir operasyon yapılmıştır ve şu anda MYK Üyemiz Mahfuz Güleryüz ve PM Üyemiz Gülay Bilici’nin de aralarında bulunduğu 4 arkadaşımız tutuklanmıştır. Bu arkadaşlarımız yerel seçim çalışmalarını sürdüren arkadaşlarımızdır. Yani yargının yerel seçim çalışması yürütenlere dönük operasyonları sürmektedir.

Kimi yargı mensupları AKP-MHP koalisyonuna ortak oldu

Karşımızda artık sadece AKP-MHP koalisyonu yok. Bu koalisyona ortak olan kimi yargı mensupları da var. Bu attığınız adımlarla, bu gözaltılar ve tutuklamalarla bir siyasi partinin seçim çalışmalarını doğrudan doğruya engelliyorsunuz, anayasal bir hak olan seçme ve seçilme hakkına tacizde bulunuyorsunuz. Yerel seçimlerde taraf oluyorsunuz.

Yargı mensuplarına şunu öneriyoruz: Eğer siyaset yapmak istiyorsanız, cübbelerinizi çıkartın ve çıkın karşımızda aday olun. Üzerinizde o cübbeler varken, yerel seçim çalışması yapan arkadaşlarımızı tutuklayarak çalışmalarımızı engellemeniz anayasal değildir ve suçtur. Selahattin Demirtaş kararında da aynı şeyi yaptınız. Hukuki değil, siyasi nedenlerle üyelerimizi ve yöneticilerimizi tutukluyorsunuz. Buna son verin. 31 Mart yerel seçimlerine bizim eşit şekilde katılmamızı engelleyecek bir mekanizma olmaktan vazgeçin.

Fezlekeler kararlı duruşumuzu engelleyemez

Aynı çaba, Meclis fezlekeleriyle de devam ediyor. Biz bu fezlekeleri düzenleyenleri tanıyoruz, biliyoruz. Geçmiş dönemde 59 vekilimizin 55’i için fezleke düzenleyenlerdir bunlar. Bu fezlekeleri düzenleyenlerle, dokunulmazlıkların kaldırıldığı Anayasa’ya aykırı Anayasa değişikliğinin tartışıldığı dönemde 468 fezleke hazırlayanlar aynı zihniyettir. Cumhurbaşkanı’nın açıklamasından sonra 8 yılda gelen fezlekelerin 2 katı fezlekeyi 4 ay içinde hazırlayan aynı zihniyettir.

Geçmişte olduğu gibi bugün hazırladığınız fezlekelerle de bizim demokratik siyaset alanındaki kararlı duruşumuzu, barış ve demokrasi mücadelemizi durduramayacaksınız. Bu da aynı zamanda yerel seçim çalışmalarımıza dönük bir tacizdir. Halk da bunları görüyor. Sizin derdiniz Türkiye’de hukuku geliştirmek, yargıyı uluslararası standartlara uygun geliştirmek değil, HDP’yi demokratik siyaset alanından tasfiye etmektir. Bu boşuna bir çabadır.

Aday başvurularında son tarih 5 Aralık

İki gün süren toplantılar yaptık, hem Meclis Grubumuz’la MYK ortak toplantısı, hem de MYK toplantımızı gerçekleştirdik. Yerel seçim hazırlıklarımızı epey detaylı tartıştık. Biliyorsunuz birinci aşamayı tamamlamış, adaylık aşaması olan ikinci aşamaya başlamıştık. Aday başvuruları sürüyor, 5 Aralık son tarih. Başvurular illerde aday başvurularını alan komisyonlara iletiliyor. Komisyonlar hukuki uygunlukları gözden geçirecekler ve başvuruların son hali verilmiş olacak.

Aday belirleme yöntemi üzerinde yoğunlaştık ve adayların yerel dinamikler tarafından belirlenmesi konusunda karara vardık. Aday belirleme seçimleri geniş katılımla yapılacak. Halkımız, üyelerimiz, yöneticilerimiz, toplumsal muhalefet, bileşenler, STK’ların ve demokratik örgütlerin temsilcileri ve delegeler, sandık kurullarında çalışmış arkadaşlarımız  aday belirleme seçimlerine katılacak.

Yerellerde halkın tercihleri doğrultusunda aday belirleme seçimlerini gerçekleştireceğiz. İlk fırsatta, Aralık ayı içinde hızla gerçekleştireceğimiz bu yöntemle, büyük bir demokratik adımla adayların halk tarafından, STK’lar, üyeler ve sandık kurulu üyeleri tarafından, demokratik kitle örgütleri, yöneticiler tarafından seçilmesini sağlayacak bir yöntem olacak.

Yine bizim açımızdan kadın temsiliyeti birincil önemde, herhangi bir değişiklik yok. Eşbaşkanlık ve kadın temsiliyeti en az yüzde 50 olacak. Sıralamada fermuar sistemi uygulanacak.

Şimdi ikinci aşamanın sonuna doğru geliyoruz. Adaylar açıklandıktan sonraki üçüncü aşamada da seçim kampanyamıza başlayacağız. Ocak ayı itibariyle de bu aşama başlayacak.

İttifak adaylarının olabileceği yerlerde özgün yöntemler olacak

Aday belirleme seçimlerinin tek istisnası var. Biliyorsunuz Kürt illerinde, Kürdi siyasi partilerle ve STKlarla ittifak görüşmeleri sürdürülmektedir. İttifak adaylarının olduğu ve risk analizinin yapıldığı yerlerde, aday belirleme seçimleri ittifak adaylarını da gözeten bir şekilde, özgün yöntemlerle yapılacaktır. Tek istisna bu olacaktır.

Birinci hedefimiz Kürt ilerinde kayyum atanan tüm belediyeleri tekrar kazanmaktır. İl-ilçelerde yapılan, Sayıştay raporlarında yer almayan yolsuzlukların da bulunduğu Kayyumlar Raporu’nu halkımızla paylaşacağız en kısa zamanda. Ayrıca Kürt illerinde 2014’te kazanamadığımız, ama bugün iddialı olduğumuz yerlerde de seçimleri kazanacağız. 102 belediyenin üzerinde, en az 30 yerde daha kazanma hedefimiz var. Yerel demokrasi, yerinden ve yerelden yönetim konusunda çok önemli bir adım atacağız.

Kayyumu aday yapmak kaybettiğini ilan etmektir

AKP’nin Kürt illerindeki adaylarına baktığımızda 2 noktayı görüyoruz. Birincisi, kimi yerlerde kayyumların aday yapılmasıdır. Kayyumlardan ve kayyumları atayan Süleyman Soylu’dan başka bu kayyumları kimse savunamaz. Nerede kayyum ve bürokrat atandıysa, AKP-MHP oralarda kaybedeceğini ilan etmiştir, biz de kazanacağımızı.

Batı illerinde de çalışmalarımız devam ediyor. Hem başvurular alınıyor hem de yerel dinamiklerle en güçlü adayların belirlenmesi konusundaki çalışmalarımız devam ediyor. Batı’da da AKP-MHP koalisyonunun egemenlik alanını daraltacak bir çalışma yürütüyoruz."

Soru: İstanbul ve Ankara’da HDP’nin aday göstermeyeceği iddiaları var. Nasıl cevap verirsiniz?

Bunlar bizim tartıştığımız bir konu değil. Biz henüz aday adayı başvurularını topluyoruz. Bu başvurular bittikten sonra aday belirleme seçimleri aşamasına geçeceğiz. Dolayısıyla aday göstermeme gibi bir kararımız yok. Böyle bir karar alırsak, bunu doğal olarak kamuoyuyla paylaşmamız gerekir, ki seçmenlerimiz de bilsin. Bu durum insanlara fark ettirmeden gizlice yapabileceğimiz bir şey değil. Bu iddiaların şu aşamada doğruluğu yoktur.

Soru: CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, tabanda ittifakın peşindeyiz, bu HDP seçmeni için de böyle olacaktır dedi. İttifaklara dair HDP’nin politikası ne olacaktır?

Bu konuda herhangi bir resmi görüşmemiz yok; ama yerellerde biz demokrasi güçlerinin, AKP-MHP koalisyonu karşısında muhalif olan herkesin birlikte hareket edeceği zeminlerin yaratılması ve güçlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Temel hedef iktidar koalisyonunun egemenlik alanını daraltmaktır. İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlerde siyasi sonuçlar yaratacak adımlar atılması gerekmektedir. Bütün muhalefet partilerinin aynı anlayışla hareket etmesi değerli olacaktır. Halkın genel eğiliminin de bu yönde olduğunu gösteren güçlü işaretler var. Yerellerde güçlü ittifakların sağlanmasının doğru olduğunu düşünüyor ve bu doğrultuda yerel çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Soru: HDP ile ilgili şöyle bir tavır sezinliyoruz, partilerin görüşmesinden ziyade tabanın doğal bir ittifak kurması, parti yönetimleri arasında bir konsensus sağlanmadan tabanda kendiliğinden bir ittifak sağlanması bekleniyor gibi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bizim yerel seçimlere dair politikalarımız ve ilkelerimiz var. Yerelden ve yerinden yönetim anlayışımız var. Yerel demokrasi ilkelerimiz var. Ayrıca adayların belirlenmesiyle ilgili bazı ilkelerimiz var. Dolayısıyla biz bu ilkeler ve politikalar çerçevesinde yerel örgütlerin, demokrasi güçlerinin ortaklığını sağlamak konusundaki çalışmalarını saygıyla karşıladığımızı söyledik. Bizim de kulağımıza geliyor. Hem Meclis’te olan hem de Meclis dışında olan siyasi partiler, STK’lar, derneklerle karşılıklı görüşülüyor, ziyaretler yapılıyor. O il-ilçe için en uygun adayın kimler olduğunu yerellerde konuşuyorlar. Biz de bu bilgileri toparlıyor, izliyoruz. Bunların hepsini çok kıymetli buluyoruz. Ama bizim herhangi bir siyasi partiyle resmi çalışmamız yok. Biliyoruz ki, siyasi partiler yerel seçimlerde genel seçimlerden farklı oy alırlar. Yerel dinamiklerin en iyi adaylara yönelmesi bunun nedenidir. Yerellerin bu konudaki çabalarını engellemiyoruz.

Soru: Ayhan Bilgen’in istifasıyla ilgili son durum nedir?

Ayhan Bilgen’in bu talebi kabul edilmedi. Görevinin başındadır. MYK’nın son toplantısında  AİHM’deki Roboski davasının karşı karşıya kaldığı sorunların araştırılması için bir komisyon oluşturulmuştur. Bu komisyon, bu konuda ihmali olan kimler varsa araştıracak ve bir rapor hazırlayacaktır. Bu rapor MYK önüne gelecek ve gerekli işlemler yapılacaktır. Roboski davasının karşı karşıya kaldığı durum hepimiz için son derece ağır olmuştur. Bunun aşılması konusunda hukukçular çalışmalarını devam ettirmektedir. Bu konu hukuken de siyaseten de unutulacak bir konu asla değildir. Partinin bu konuda eksikleri varsa, bu da rapor sonucunda ortaya çıkacaktır. Parti disiplini karşısında hesap vermesi gerekenler verecektir.

Soru: Oslo’da bir akil insanlar toplantısı gerçekleşti. Bu konudaki düşünceniz nedir?

Biz de basından gördük. Bize öncesinde böyle bir bilgi gelmediği gibi, oraya katılan herhangi bir kişiyle HDP’nin görüşmesi de olmamıştır. Elbette herkes çeşitli toplantılar yapmakta, buluşmakta, Türkiye’nin demokrasi sorununu, Kürt sorununu tartışmakta, Kürt sorununun çözümü için fikirler geliştirmekte özgürdür. Ancak her seçim öncesinde aslında Kürt halkına karşı, Kürt halkının değerlerine, tarihine ve siyasi temsilcilerine karşı çok ağır saldırıları sürdürenler, nedense seçimler öncesinde birdenbire Kürt halkına çiçek atmaya başlamaktadır. Bu kez de yapılanın buna hizmet etmemesi gerektiğini söylüyoruz. Ne Kürt halkı, ne Kürt seçmeni, ne de Kürt halkının ve Türkiye demokrasi güçlerinin demokratik siyaset alanındaki temsilcileri bu oyunu yemez. Daha önce de yemedik.

Eğer gerçekten Kürt sorunu konusunda bir demokratik ve siyasi çözüm ve barış gerçekleştirilmek isteniyorsa, yapılacaklar bellidir. Oslo’da, Londra’da, New York’ta, Paris’te buluşup konuşmak değildir yapılacak olan. Yapılacak işler, atılacak adımlar bellidir, ama iktidar bu adımları atmamaktadır.

Elbette buluşmalar önemlidir, ama HDP bu işin içinde yoktur. HDP bu tür adımların yerel seçimler öncesinde atılmasını çok anlamlı bulmamaktadır. İktidar samimiyse, işte AİHM kararı ortada, iktidarın niyeti varsa mahkemeye baskıyı sona erdirir, mahkeme yarın karar verir, serbest bırakır Demirtaş’ı. “Bu işi bitireceğimiz, hamlelerimiz var” diyen, Demirtaş’ı cezaevinde tutmak konusunda hamleleri olduğunu söyleyen Erdoğan’ın Kürt sorununun demokratik ve siyasi çözümü konusunda samimi bir tavır takınmasını beklemiyoruz. Bu konudaki çabaların da gerçekçi çabalar olmadığının farkındayız.

Kaynak : Vişne Haber Ajansı-www.istanbulgercegi.com

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları