HDP'li Buldan: Ağrı’dan kimi aday gösterirsek gösterelim Savcı Sayan’ı yenecektir

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Ağrı'da yurttaşlar ile bir araya gelerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Ağrı'da yurttaşlar ile bir araya gelen HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan 31 Mart'ta gerçekleşecek yerel seçimlerle ilgili olarak "AKP’nin Ağrı’dan gösterdiği adayı herkes biliyor. Buradan kim aday olursa olsun Savcı Sayan’ı mutlaka yenecektir, hiç isimlere takılmayın" dedi.
"Ankara’da da, İzmir’de de İstanbul’da da oluşturacağımız güç birlikleri ile bu faşizan uygulamalara mutlaka ders vereceğiz" diyen Buldan'ın burada yaptığı açıklama şöyle:
"Bugün 19 Aralık, yani 3 yıl önce ablukalarla sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği ve yüzlerce insanımızın yaşamını yitirdiği sürecin yıl dönümü. Öncelikle yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Kürt halkına başsağlığı dileklerimi iletiyorum. 3 yıl önce ablukalarla, sokağa çıkma yasaklarıyla, insanlarımızın evlerinin yerle bir eden Sur’da, Cizre’de, Nusaybin’de, Şırnak’ta taş üstünde taş bırakmayan zihniyet bugün yine aynı yol ve yöntemlerle, savaş çığırtkanlığıyla, gözaltılarla, baskılarla kendi iktidarını korumaya çalışıyor.
3 yıl önceki zihniyet neyse bugün de aynı zihniyetle ülkeyi yönetmeye çalışıyorlar. Koltukta kalmak uğruna bir halkın değerleri ve kazanımlarına el uzatarak ayakta kalmaya çalışan bu iktidar 31 Mart tarihinde bu politikaların hesabını verecek, dersini sandıklarda alacaktır. Bunu nereden biliyoruz? Bunu 7 Haziran tarihinde insanların partimize sahip çıkmasından biliyoruz. Bunu referandumda aslında hayır oylarının yüksek oranda çıkmasından biliyoruz. Ancak hilelerle evet oyunun sandıktan çıkarılabilmesinden biliyoruz. Yine 24 Haziran seçimlerinde, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir kez daha tanık olduk; Kürt halkı ve Türkiye halkları partimize sahip çıktı. Yeniden bir seçim dönemi ile karşı karşıyayız. İşte böylesi bir dönemde bizi sandıklarda yenemeyeceğini anlayan anlayış abluka ile gözaltı ve tutuklamalarla karşımıza çıkıyor.
Şengal’e ve Mahmur’a yapılan saldırıları lanetliyoruz
Dün gece Şengal’e ve Mahmur’a yapılan saldırıları bir kez daha lanetliyoruz. Şengal halkı IŞİD’e karşı cesurca direnen, IŞİD’i o topraklardan atan bir halktır. Şengal’e Mahmur’a saldırarak milliyetçi oyları kendine çevirmek isteyen AKP hükümeti, bu çatışmalı süreçten bir an önce vazgeçmelidir. Suriye toprakları sizin topraklarınız değildir. Oradaki insanlar barış ve huzur içinde bir arada yaşıyorlarsa buna saygı duymaktan başka çareniz yoktur.
Dün Erdoğan’ın yapmış olduğu açıklamalarda görüyoruz ki tam da seçimler yaklaşırken bir kez daha çatışmalı bir süreç başlatıyorlar. Bu ülkenin evlatlarının başka bir ülkenin topraklarında yaşamını yitirmesine göz yummayacağız. Bu çatışmalı süreçte toprağın altına düşen her bir canımızın acısını yüreğimizde hissedeceğiz. Orta Doğu ve tüm dünya ülkeleri ile barış içinde yaşamak varken böylesi bir yöntemi seçmek akıl karı değildir. Türkiye halklarının birbirleri ile huzur içerisinde yaşamından yana olan tavrımızdan vazgeçmeyeceğiz.
Türkiye’de kimse yargının bağımsızlığından ve tarafsızlığından bahsedemez
Ülke içinde adaletin hukukun olmadığı, demokrasinin askıya alındığı halklar arasında bir kutuplaşmanın yaşadığı bir süreçteyiz. Türkiye’de kimse yargının bağımsızlığından ve tarafsızlığından bahsedemez. Demokrasiden, özgürlüklerden kimse bahsedemez. Cezaevlerinin siyasetçiler, adaletten yana olanlar, aydınlarla hınca hınç doldurulduğu bir dönemi yaşıyoruz. KHK ile, tasfiye operasyonları ile insanların işinden edildiği bir dönemde demokrasiden bahsetmek mümkün değildir. Ama her şeye rağmen Türkiye halkları barıştan, demokrasiden, özgürlüklerden hiçbir zaman taviz vermedi, vermeyecek. Cezaevlerindeki bütün seçilmişlerimiz bu demokrasi ve özgürlük mücadelesini orada da yürütüyorlar. Bize düşen sorumluluk bu mücadeleyi başarıya ulaşana kadar sürdürmektir.
Demirtaş, Yüksekdağ ve milletveklili arkadaşlarımızın duruşmalarındaki tavrı hepimize örnek teşkil etmektedir. Biz biliyoruz ki Demirtaş da Yüksekdağ da Baluken de Mukaddes Kubilay da bugün siyasi rehinedir. Hiçbirinin hukuken tutuklu olmadığını biliyoruz. Özellikle AİHM’in vermiş olduğu kararın AKP ve Cumhurbaşkanı tarafından görmezden gelinmesi, kararın tanınmaması yerel mahkemelere bir talimat olarak gitmiştir. Bu kararı yerel mahkemeler hemen uygulamış ve Demirtaş ve Önder'in cezasını onaylamıştır. Yargının bağımsız olmadığını vurgularken bunu ifade etmeye çalışıyoruz. Bugün yargı Erdoğan’ın tek bir talimatı ile çalışmaktadır. Şunu açık ifade ediyoruz milletvekillerimiz, belediye eş başkanlarımız, il yöneticimiz cezaevindeyken dışarıdan halkımız onlara destek veriyor.
Leyla Güven’in talebi milyonların talebidir
37 gündür cezaevinde bedenini açlığa yatıran Leyla Güven’in talebinin milyonların talebi olduğunu ifade etmek isterim. Bu talep barış ve demokrasiden yana olanların talebidir. Bu talep Sayın Öcalan üzerinde uygulanan ağırlaştırılmış tecridin kaldırılmasına yöneliktir.
3 yıldır Sayın Öcalan ailesi ve avukatları ile görüştürülmüyor. Mektuplaşma ve telefonlaşma hakkı elinden alınmış, tam bir izole politikası ile karşı karşıyadır. Ancak Sayın Öcalan’ın da içerisinde olduğu, hepimizin katkı sunduğu barış ve müzakere sürecine herkes tanıklık etti. Ne zaman ki İmralı’nın kapısına kilit vuruldu o zaman hukukun adaletin askıya alındığını gördük.
Mukaddes Kubilay’ın tek suçu bu halka hizmet getirmektir
Tecrit ve seçim döneminin birbirinden ayrılamayacağı bir döneme girdik. Bu zulüm politikasıyla hesaplaşacağımız ve derslerini vereceğimiz yer seçim sandıklarıdır. HDP olarak bu dönemde kayyumların atandığı yerler ile az oyla kaybettiğimiz yerler başta olmak üzere Türkiye’nin batısında da onların yönetim anlayışını geriletmek için mücadele vereceğiz. Ağrı başta olmak üzere belediyelerimizi gasp eden kayyumları Ankara’ya göndereceğiz. Sırrı Sakık ve Mukaddes Kubilay’ı onurlu duruşlarından dolayı kutluyoruz. Kubilay’ın tek suçu bu halka hizmet getirmektir. Tek bir yolsuzluğu olmayan Mukaddes yoldaşımızın cezaevinde olmasına en iyi cevabı Ağrılı kadınlar verecektir.
Sevgili Sakık Ağrı belediyesine büyük hizmetler verirken yerine kayyum atandı. O kayyumun ilk işi Kürt halkının değerlerine saldırmak, Ehmedê Xanî’nin büstünü yıkmak olmuştur. 31 Mart’tan sonra Ahmedi Xanî’nin büstü ve parkı sizlerin elleri ile açılacaktır.
Ağrı’dan kimi aday gösterirsek gösterelim Savcı Sayan’ı yenecektir
AKP’nin Ağrı’dan gösterdiği adayı herkes biliyor. Buradan kim aday olursa olsun Savcı Sayan’ı mutlaka yenecektir, hiç isimlere takılmayın. Aday adayı arkadaşlarımızın her birinin birer Sırrı Sakık, birer Demirtaş, birer Yüksekdağ olduğunu hiç kimse unutmasın. Kaybedeceğini bilen AKP önemli isimlerini bu bölgeye göndermedi. Tartıştıkları yerler sadece İstanbul’dur, Ankara’dır, İzmir’dir. Ama Ankara’da da, İzmir’de de İstanbul’da da oluşturacağımız güç birlikleri ile bu faşizan uygulamalara mutlaka ders vereceğiz.
Ağrı ve ilçeleri bizim için önemli. Her bir adayımızın bizim için çok değerli olduğunu herkesin bilmesi lazım. Ama başvuru süresi uzatılmışken özellikle kadın arkadaşlarımızı hem belediye eşbaşkanlığı, hem belediye meclis üyeliği için başvuru yapmaya çağırıyorum. Ülkeyi değiştirecek olan kadınlardır. Başvuru yapmaktan çekinmeyelim HDP kadınların partisidir.
Baskı ve şiddet politikalarına karşı 31 Mart’ta destan yazacağız
Yaptığımız hizmetlerin gözler önünde olduğunu biliyoruz. Ağrı halkı bu hizmeti gördü. Aynı hizmet anlayışı ile asla ayrım yapmadan her sokağa aynı hizmeti götürmek bizim sorumluluğumuzdur. Bugünden itibaren bu ilde ikamet eden her bir vatandaşımızın evine gitmek, partimiz için oy kullanmaya davet etmek için seferberlik ruhu ile hareket etmemiz lazım. Biz bir gün evimizde oturmuyoruz, siz de oturmayın. Bu anlayışla 31 Mart’ta Ağrı halkının Ağrı Dağı kadar tarih yazacağına yürekten inanıyoruz. Bize uyguladıkları baskı ve şiddet politikalarına karşı 31 Mart’ta destan yazacağız. Sizin bu politikalarınızı kabul etmiyoruz mesajınızı sandıklardan çıkaracağız ve Ankara’ya göndereceğiz.
Cezaevindeki arkadaşlarımızın özgürlüklerine kavuşmasında seçimler etkili olacaktır. Seçilen her bir belediye eşbaşkanımız, cezaevindeki arkadaşlarımızın özgürlüğüne kavuşmasına vesile olacaktır. Her bir oy demokrasiye, barışa, özgürlüklere verilecek olan oydur. Mutlaka kazanmalıyız. Roboski’de, Zilan’da, Ankara’da, Suruç’ta katledilen arkadaşlarımıza sözümüz var. Onların bıraktığı bayrağı bizler devralacağız. Bu barış mücadelesini hep birlikte taçlandıracağız.
Artık çocuklarımızın toprağa düşmesine tahammülümüz yok
24 Haziran seçim sürecinden sonra bir kez daha gördük ki Ağrı demokrasiye sahip çıktı. 24 Haziran’dan sonra da gördük ki Ağrı halkı demokrasiden yana. Ağrı halkı büyük bedeller ödedi ancak artık bu saatten sonra annelerimizin ağlamasına, çocuklarımızın toprağa düşmesine tahammülümüz yok. Bu ülke barışı demokrasiyi hak eden bir anlayışla yönetilmelidir.
Böylesi bir süreçte yapmamız gereken el ele vermektir. Birlikte yürüdüğümüz oranda başarılı olabiliriz. Bunun için de 31 Mart seçimleri bir fırsattır. 31 Mart’ta Ağrı'dan müjdeli bir haber alacağımıza inanıyorum. Bütün ilçe ve beldeleri ile birlikte barış halaylarının çekileceğine inanıyorum"
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları